Bahçeli’den İmralı ve SDG için yeni çağrı: Mesajlar ilk ağızdan alınmalı
Bahçeli, Meclis’te komisyon heyetinin İmralı’ya gitmesini önererek “mesajlar ilk ağızdan alınmalı” dedi; SDG’ye silahların tamamen yakılması çağrısı yaptı. Süreç, 2024’teki tokalaşmadan 2025’teki “fesih” çağrısına uzanan takvimle ilerliyor.
Bahçeli’den İmralı ve SDG için yeni çağrı: “Mesajlar ilk ağızdan alınmalı”
YEREL GÜNDEM / ANKARA, Türkiye
Komisyon önerisi: “İmralı’ya gidilsin, süreç şeffaf ilerlesin”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni yasama yılındaki ilk grup toplantısında, iktidarın “Terörsüz Türkiye” başlığıyla yürüttüğü sürece ilişkin dikkat çekici bir öneri sundu. Bahçeli, Meclis’teki komisyon üyelerinden oluşacak bir heyetin İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la yüz yüze görüşmesini, “mesajların ilk ağızdan alınarak kamuoyuyla paylaşılmasını” istedi. Öneri, Ankara kulislerinde “sürecin resmi ve denetlenebilir bir zemine taşınması” olarak yorumlandı.
SDG’ye çağrı: “Siyaset yapılacaksa silahlar yakılmalı”
Suriye’de Şam yönetimi ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasındaki çatışmalara değinen Bahçeli, şiddetin son bulması için “Siyaset yapılacaksa silahların tamamı yakılmalıdır” ifadesini kullandı. MHP lideri, SDG/YPG’nin henüz silah bırakmadığını ve “27 Şubat İmralı çağrısına riayet edilmediğini” vurguladı. Bahçeli’ye göre çözümün anahtarı, taleplerin siyasi zeminde tartışılması ve sahadaki silahlı unsurların etkisizleştirilmesinden geçiyor.
“PKK’nın kurucu önderliği” vurgusu ve beklenti
Bahçeli, Öcalan’ın süreçteki rolüne atıf yaparak “PKK’nın kurucu önderliği elini taşın altına koymuştur” dedi. Beklentisini ise netleştirdi: “PKK’nın kurucu önderliği, SDG/YPG’ye doğrudan aynı mahiyette çağrıda bulunmalı; Şam yönetimiyle 10 Mart’ta imzalanan mutabakata uyulmasını istemelidir.” Bu çerçevede, Ankara’da “tek muhatap, tek mesaj” prensibiyle ilerlenmesi ve sahada parçalı yapıların ortak bir ilke etrafında hizalanması hedefleniyor.
Bir yılın özeti: Tokalaşmadan ‘fesih’ çağrısına
Gündemdeki tartışmalar, 1 Ekim 2024’te Meclis açılışında Bahçeli’nin DEM Partili vekillerle tokalaşmasıyla yeni bir evreye girdi. 12 Ekim 2024’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu görüntüyü “olumlu ve anlamlı” bulduğunu söyledi. 15 Ekim 2024’te Bahçeli, grup konuşmasında Abdullah Öcalan’a örgütü tasfiye çağrısı yaptı.
Ardından 28 Aralık 2024’te DEM Parti heyeti İmralı’ya gitti. 27 Şubat 2025’te Öcalan, örgüte “silah bırakma ve kendini feshetme” çağrısı yaptı; 1 Mart 2025’te PKK ateşkes ilan etti. 10 Mart 2025’te SDG, Suriye’nin yeni yönetim kurumlarına entegrasyonu kabul etti. Temmuz ayında ise Öcalan bir video mesaj yayımladı; 11 Temmuz’da Süleymaniye’de sembolik silah yakma eylemi gerçekleştirildi. Son olarak 3 Ekim Cuma günü DEM Parti heyetinin İmralı’ya yaptığı ziyarette, Öcalan’ın hukuksal gerekliliklerin “doğru ve bütüncül” biçimde hayata geçirilmesi vurgusu öne çıktı.
Sırada ne var? Üç başlıkta olası yol haritası
-
Kurumsal temas ve şeffaflık: Bahçeli’nin komisyon önerisi, bilgi akışının resmîleşmesi ve toplumsal meşruiyetin güçlendirilmesi açısından kritik görülüyor. Heyetin yetki, kapsam ve raporlama yöntemi, sürecin hızını belirleyecek.
-
Sahada uygulama: SDG/YPG’nin silah bırakma ve entegrasyon başlıklarında somut adımlar atması, Şam ile imzalanan mutabakatın sahaya yansımasına bağlı. Türkiye açısından sınır güvenliği, provokasyon riski ve geri dönüş takvimi izlenecek temel parametreler olarak öne çıkıyor.
-
Siyasi zeminin genişletilmesi: “Şiddet dışı yöntemler” vurgusunun kurumsallaşması için Meclis, yargı ve yürütme arasında koordinasyon ile kamuoyuna düzenli bilgilendirme bekleniyor. Toplumsal destek, atılacak adımların sürdürülebilirliği için belirleyici olacak.
Riskler ve fırsatlar: “Ateşkesin kalıcılığı” tartışması
Ateşkesin kalıcı bir güvenlik mimarisine dönüşmesi için, sahada tek taraflı eylemlerden kaçınılması ve bölgesel aktörlerin sürece zarar verici adımlar atmaması gerekiyor. Uzmanlar, “İmralı’dan gelecek net ve güncellenmiş mesajın” örgüt içi hiyerarşide yaratacağı etkiyi ve SDG’nin Suriye denklemindeki pozisyonunu yakından izliyor. Bahçeli’nin “Bizi bağlayan açıklama 27 Şubat İmralı açıklamasıdır” hatırlatması, Ankara’nın referans metninin güncellenmesi ve kapsamının genişletilmesi yönünde beklenti oluşturuyor.
Meclis aritmetiği ve toplumsal beklenti
MHP’nin önerisi, Cumhur İttifakı içi koordinasyon ve muhalefetin yaklaşımına göre şekillenecek. Toplumda “silahsız, siyasi çözüm” arzusunun güçlü olduğu vurgulanırken, şeffaf süreç yönetimi, yargısal çerçevenin netliği ve mağduriyet iddialarının ele alınması, hem demokratik meşruiyet hem de güven inşası açısından kritik görülüyor. Önümüzdeki günlerde, Meclis’in atacağı adımlar ve İmralı’dan gelebilecek yeni mesajlar, takvimin seyrini belirleyecek.













