İyiyim, iyiyiz ve hep iyi kalacağız: Birce Akalay’dan soruşturma sonrası ilk mesaj
Birce Akalay, 8 Ekim’de ifadeye götürüldüğü uyuşturucu soruşturmasının ardından “İyiyim, iyiyiz ve hep iyi kalacağız” mesajını paylaştı. Hadise ise ifadesinde uyuşturucu ile hiçbir ilgisinin olmadığını belirtti. Soruşturma gizlilik kararıyla sürüyor; hukuki süreç tamamlanana dek masumiyet karinesi geçerli.
Yerel Gündem 
“İyiyim, iyiyiz ve hep iyi kalacağız”: Birce Akalay’dan soruşturma sonrası ilk mesaj
YEREL GÜNDEM / İSTANBUL, TÜRKİYE
Şafak operasyonu ve ifade süreci
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü uyuşturucu soruşturması kapsamında 8 Ekim sabahı düzenlenen operasyonla çok sayıda tanınmış isim ifadeye götürüldü. Oyuncu Birce Akalay da İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nda ifadesi ve kan örnekleri alındıktan sonra sağlık kontrolünden geçirildi ve aynı gün serbest bırakıldı. Soruşturma dosyasının “gizlilik” kararıyla yürütülmesi nedeniyle resmi bilgi paylaşımı sınırlı tutulurken, ünlü isimlerin adli işlemleri sonrası kişisel hesaplarından yaptıkları açıklamalar kamuoyunda geniş yankı buldu.
Akalay’ın ilk açıklaması: “Destek veren herkese teşekkür”
Sessizliğini bozan Birce Akalay, sosyal medya mesajında “Arayan, mesaj atan, sevgisiyle ve inancıyla bana varlığını hatırlatan tüm dostlarıma, arkadaşlarıma ve tüm sevenlerimize çok teşekkür ederim. İyiyim, iyiyiz ve hep iyi kalacağız!” ifadelerini kullandı. Akalay’ın destek vurgusu, soruşturmanın odağındaki diğer isimlerin paylaşımlarına benzer şekilde, sürecin kişisel etkilerine ve kamuoyu algısına işaret eden bir ton taşıdı.
Hadise: “Hayatımın hiçbir döneminde uyuşturucu ile alakam olmadı”
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan şarkıcı Hadise Açıkgöz, kollukta verdiği beyanında “Hayatımın hiçbir döneminde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmadım. Kullanımını özendirici hiçbir paylaşım yapmadım; bu maddelerin bulunduğu ortamlarda bulunmadım” dedi. Açıkgöz’ün avukatı, müvekkilinin hukuka ve etik değerlere bağlı bir sanatçı olarak kamuoyu önünde var olduğunu vurgulayarak, kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan asılsız içeriklere karşı yasal süreç başlatılacağını ve gizlilik kararına aykırı teyitsiz haberlere itibar edilmemesi gerektiğini kaydetti.
Soruşturmanın seyri: Gizlilik, haklar ve masumiyet karinesi
Ceza muhakemesi usulleri gereği, soruşturma evresinde masumiyet karinesi esastır. Soruşturmanın gizlilik kararıyla yürütülmesi; ifade tutanakları, adli tıp değerlendirmeleri ve dijital materyal incelemeleri gibi işlemlerin resmi kanallar dışında paylaşılmamasını gerektirir. Bu çerçevede yargısal süreç tamamlanana kadar kamuoyunda dolaşan bilgi ve iddialar, ancak mahkeme kararları ve savcılık açıklamaları ile kesinlik kazanabilir.
Kamuoyunda yankı: Medya etiği ve kişilik hakları
Sosyal medyada anlık paylaşımlar ve kulis niteliğindeki iddialar hızla yayılırken, hukukçular ve medya etiği uzmanları kişilik haklarının korunması, gizliliğe saygı ve doğrulama ilkelerine dikkat çekiyor. Ünlü isimlerin yüksek görünürlüğü kamu ilgisini artırsa da, soruşturmanın esası bakımından kanıta dayalı bilgi ile yorum arasındaki çizginin korunması gerektiği belirtiliyor. Aksi durumda, linç kültürü, iftira ve kalıcı itibar kayıpları gibi toplumsal sonuçlar doğabiliyor.
Bir sonraki aşama: Delil değerlendirmesi ve resmi bilgilendirme
Soruşturma kapsamında elde edilen kan örnekleri, adli raporlar ve varsa dijital deliller ilgili birimlerce incelenecek. Savcılık, yeterli şüphe oluşması halinde kovuşturma talep edebilir; aksi durumda dosyada takipsizlik kararı da gündeme gelebilir. Her iki ihtimalde de kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için resmi açıklamalar belirleyici olacak. Ünlü isimler cephesinde ise ortak beklenti, sürecin hızlı, şeffaf ve hukuka uygun biçimde sonuçlanması.
Hatırlatma: Yargı sürecine saygı, nefret dili ve ifşa riskleri
Bu tarz yüksek profilli dosyalarda tarafların ve yakın çevrelerinin hedef gösterilmesi, nefret dili ve özel hayatın ifşası gibi ihlaller ne yazık ki sıklıkla yaşanabiliyor. Uzmanlar; hem medya profesyonellerinin hem de sosyal medya kullanıcılarının yargı sürecine saygı, ölçülülük ve kişisel verilerin korunması ilkelerini gözetmesinin, kamu yararı ile kişilik hakları arasındaki dengeyi korumak açısından kritik olduğunun altını çiziyor.
