Sahipsiz Şehrin Dramı: İzmir, Beceriksizliğin, Kokunun ve İhmalin Pençesinde
İzmir, Harmandalı çöplüğü, çimento kirliliği, yolsuzluk iddiaları ve beceriksiz yönetimler nedeniyle kaosa sürükleniyor. Köşe yazısı, CHP yönetimini, muhalefeti ve sessiz kalan iş dünyasını sert bir dille eleştirerek kentin sahipsizliğine dikkat çekiyor.
YUSUF İNAN YAZDI...
İzmir, Beceriksizliğin, Kokunun ve İhmalin Pençesinde
İzmir. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da turizm potansiyeli, derin tarihi ve kültürel zenginliğiyle ilgi odağı olması gereken bu kadim kent, ne yazık ki son yıllarda beceriksiz, kifayetsiz ve basiretsiz yönetimlerin elinde adım adım yok oluşa sürükleniyor. İzmir’i bir dünya şehri yapması beklenen yöneticiler, kenti adeta bir "komedi dükkanına" çevirmiş durumda. Bugün İzmir, "bedava yaşıyoruz bedava" şarkı sözlerini hatırlatıyor...
Bedava yaşıyoruz, dostlar bedavaHava bedava, bulut bedavaDere tepe bedava, yağmur çamur bedavaBedava yaşıyoruz, dostlar bedavaHava bedava, bulut bedavaDere tepe bedava, yağmur çamur bedava
Çimento tozu ve dışkı kokusu bedava!
şarkı sözlerinin aksine, temiz havası olmayan, suyu pahalı ve keşmekeşin kıskacında bir metropol görüntüsü veriyor.
Çimento Tozu ve Dışkı Kokusu Altında Bir Metropol
Kentin en acil ve yakıcı sorunları, doğrudan halk sağlığını tehdit ediyor. İtalyan hissedarlara ait çimento devi Çimentaş, tüm hukuki tartışmalara rağmen şehrin göbeğinde çimento tozunu solutmaya devam ediyor. Bu, kentsel planlama ve halk sağlığı önceliklerinin nasıl hiçe sayıldığının en somut kanıtıdır.
Ancak facia bununla sınırlı değil. Harmandalı çöplüğü, Karşıyaka, Bostanlı, Çiğli ve Menemen gibi İzmir'in gözde semtlerini sürekli bir koku ve patlama tehlikesi altında tutuyor. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun döneminden kalan bu ihmal mirası, ne yazık ki yeni doğan bebeklere bile "dışkı kokan bir kentin havasını" bırakmış durumda. Kocaoğlu’nun tüm bu sorunların sorumlusu olmasına rağmen, hiçbir özür dileme erdemini göstermeksizin hala ihtiras peşinde koşarak CHP İzmir İl Başkanı olmak istemesi ise siyasi vurdumduymazlığın zirvesidir.
Körfez’in durumu ise içler acısı. Bir zamanlar yüzülebilen İzmir Körfezi, bugün balıkların bile yaşayamadığı bir kirlilik yuvası haline gelmiş durumda. Temel belediyecilik hizmetlerinin başında gelen temizlik ve ulaşım konularında bile dibe vuran İzmir, çöp ve kokuyla anılan bir şehir olma yolunda ilerliyor.
CHP’nin Basiretsizliği ve Yolsuzluk Gölgesi
İzmir'deki bu keşmekeşin mimarı olarak gösterilen CHP yönetimi, kenti yönetmek yerine kendi iç kavgalarıyla ve yolsuzluk iddialarıyla boğuşuyor. Kentin kaderini etkileyen Çankaya Katlı Otoparkı'nın yıkılıp yıkılmaması gibi basit bir konuda bile fikir ayrılığı yaşayan yöneticiler, ne kadar liyakatsiz olduklarını gözler önüne seriyor.
Daha da vahimi, kentin yöneticileri ve siyasi kadroları, kurdukları bir kooperatifi bile yönetemeyecek beceriksizlik sergileyerek Türkiye gündemine "kooperatif yolsuzluğu" iddialarıyla geldi. Bu durum, İzmir'i sahipsiz bırakan beceriksiz başkanlar eliyle kentin itibarının nasıl yerle bir edildiğini gösteriyor. Yolsuzluk ve çete davalarının kıskacındaki bir yönetim anlayışıyla, İzmir’in geleceğe güvenle bakması mümkün değildir. Yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın ise şehir içi ulaşım sorununa bisiklet taksi gibi komik bir çözümle gelmesi, sorunun ciddiyetinden ne kadar uzak olunduğunun trajikomik bir göstergesidir.
İzmirliler seviniyor, CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay tahtıravel taksi önermedi!
*
Sessizliğe Bürünen İş Dünyası ve Gündelik Kavgalarla Avunan Muhalefet
İzmir’in bu karanlık tablosunda en az yöneticiler kadar suçlu olan bir kesim daha var: Kentin iş dünyası ve muhalefet siyasetçileri. İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, kentin ticaretini yönetirken, İzmir’i yönetmekten korkarcasına sessizliğe bürünmüş durumda. Esnaf Odası Başkanı Yalçın Ata ise Esnaf Odası Başkanı olmaktan memnun görünüyor. Ticaret, Sanayi ve Esnaf Odası Başkanları el ele verip kentin sorunlarına çözüm üretmek yerine, CHP'nin dayatmalarına boyun eğerek sessiz kalmayı tercih ediyor.
İzmir ile özdeşleşmiş Arkas Holding patronu Lucien Arkas’ın bile kentin hayati sorunları yerine magazin basınında boy göstermeyi daha değerli bulması, sahipsizliğin boyutunu gözler önüne seriyor.
Muhalefete gelince; Ak Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’nın "başını kuma sokmuş" bir şekilde, İzmir’in kronik sorunlarından habersiz, günlük ve basit kayıkçı kavgalarıyla gününü gün etmesi, tam anlamıyla bir "Ağustos böceği" misali sorumsuzluktur. Ak Parti yönetiminin zirvesinde yer alan İzmir Milletvekilleri Eyüp Kadir İnan, Hamza Dağ ve Ceyda Bölünmez Çankırı gibi isimlerin de İzmir'e kalıcı bir katkı sağlayamaması, muhalefet boşluğunu derinleştiriyor.
Sonuç olarak, İzmir’in bugün can çekişen Kemeraltı Çarşısı, yok edilen tarihi dokusu, denetimsiz esnafı ve kangren olan ulaşımı, beceriksizlik, ihtiras ve vurdumduymazlığın eseridir. İzmir, bu sahipsizliğin altında can çekişiyor. Acilen liyakate dayalı, vizyoner ve etik değerlere bağlı bir yönetim anlayışına ihtiyaç vardır. Aksi takdirde, bu güzelim kent, sadece eski fotoğraflarda kalacak bir anıya dönüşecektir.
*
YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH
Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected]
Web: www.yerelgundem.com













