Türkiye’nin AİHM itirazına Diyarbakır’dan tepki: Süreç varsa Demirtaş neden hâlâ içeride?

Türkiye’nin AİHM’in Selahattin Demirtaş kararı için yaptığı son gün itirazı Diyarbakır’da tepki çekti. Siyasi aktörler ve yurttaşlar, adımın “sürece güveni zedelediğini” savunurken, tahliye beklentisi ve AİHM kararlarına uyum tartışması öne çıktı.

Türkiye’nin AİHM itirazına Diyarbakır’dan tepki: Süreç varsa Demirtaş neden hâlâ içeride?

Türkiye’nin AİHM itirazına Diyarbakır’dan tepki: “Süreç varsa Demirtaş neden hâlâ içeride?”

YEREL GÜNDEM / DİYARBAKIR

Son gün itirazı tartışma yarattı

Adalet Bakanlığı’nın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş’la ilgili son hak ihlali kararına süre dolmadan bir gün önce yaptığı itiraz, Diyarbakır’da geniş yankı buldu. Kentte vatandaşlar ve farklı siyasi çevreler, kararın “sürece güveni zedelediği” görüşünde birleşiyor. Tahliye beklentisi taşıyan çevreler, “Ortada bir süreç varsa Demirtaş neden hâlâ hapiste?” sorusunu öne çıkardı.

Tahliye beklentisi ve “yükümlülük” vurgusu

Demirtaş’ın avukatları, AİHM kararlarına uyulmasının devletin yükümlülüğü olduğunu hatırlatırken, itirazın bu yükümlülüğü ortadan kaldırmadığını belirtiyor. Kentte konuştuğumuz yurttaşlar, yeni bir diyalog ikliminden söz edilirken tahliyenin gerçekleşmemesini “çelişki” olarak nitelendiriyor. Bazı yurttaşlar, geçmiş siyasi polemiklerin cezalandırıcı bir tutuma dönüştüğünü savunurken; diğerleri ise “somut adımın gelmemesi” nedeniyle beklentilerini sınırlı tutuyor.

Siyasetten farklı tonlarda ortak kaygı

Diyarbakır’da DEM Parti ve iktidar partisi içinden bazı isimler, itirazın “sürecin iklimini olumsuz etkilediği” değerlendirmesinde bulunuyor. Muhalefet cephesinden yapılan açıklamalarda, “güvenin zaten kırılgan olduğu” bir dönemde bu adımın umutları azalttığı ifade ediliyor. Öte yandan, farklı siyasi görüşlerden aktörler, hukuk devleti ilkesinin gereği olarak AİHM kararlarına uyulmasının önemine dikkat çekiyor. Bazı muhafazakâr çevreler de “kararlara uymanın süreçten bağımsız bir yükümlülük” olduğunu vurguluyor.

Araştırmalar ve toplum psikolojisi

Bölgedeki sivil toplum temsilcileri, sahada yaptıkları çalışmalarda “tahliye” ile “kayyum uygulamalarının sona ermesi” taleplerinin öne çıktığını belirtiyor. Görüşüne başvurulan uzmanlar, barış ve normalleşme beklentisinin “görünür ve hızlı” adımlarla desteklenmediği her durumda toplumsal umut dalgasının zayıfladığını söylüyor. Bu çerçevede, son anda gelen itirazın “ümit kırıcı görüntü” yarattığı, “sürece güveni ölçülebilir şekilde azalttığı” yönünde değerlendirmeler dile getiriliyor.

Güven artırıcı önlemler ve hukukî çerçeve

Kentte konuşulan olası “güven artırıcı önlemler” arasında, yargı kararlarının ivedilikle uygulanması, ifade ve örgütlenme özgürlüklerine ilişkin pratiklerin iyileştirilmesi ve Meclis’te kapsayıcı yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi sayılıyor. Sürece inancın artması için “karşılıklılık” ve “şeffaflık” ilkeleri ön plana çıkarken, nihai olarak çözümün, hukukun üstünlüğü ve demokratik standartlarla desteklenen kalıcı bir zemine taşınması gerektiği vurgulanıyor.

Sokaktan yansıyan ses: Ekonomi ve güven duygusu

Diyarbakır sokaklarında gençlerin gündeminde siyaset kadar ekonomik zorluklar da var. Asgari ücretle geçinen birçok gencin temel kaygısı istihdam ve yaşam maliyetleri. Buna karşın, “süreç” tartışmalarında Demirtaş’ın konumu ve cezaevindeki durumu sembolik bir yere oturuyor. “Siyasetçiler artık halkın içinde değil” sitemiyle özetlenen duygu, temsil ve güven ilişkisindeki aşınmaya işaret ediyor.


www.yerelgundem.com