AB'nin Türkiye'ye Olan İhtiyacı ve Gerçekler
Türkiye’nin AB üyeliği yeniden tartışılıyor. Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı var mı? Hukuk ve demokrasi eksiklikleri göz ardı edilebilir mi? İşte detaylı analiz.
AB'nin Türkiye'ye Olan İhtiyacı ve Gerçekler
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Son yıllarda Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki ilişkilerde dalgalanmalar yaşansa da, küresel dengelerde yaşanan değişimler bu ilişkinin yeniden masaya yatırılmasına neden oluyor. Türkiye’nin AB üyeliği yeniden gündeme gelirken, Ankara’nın bu süreci nasıl yönettiği ve Avrupa’nın Türkiye’ye duyduğu ihtiyacın hangi noktalara dayandığı merak konusu.
Trump Dönemi ve Avrupa’nın Stratejik Kaygıları
ABD eski Başkanı Donald Trump’ın Avrupa’ya yönelik sert söylemleri ve transatlantik ilişkilerde yarattığı gerilim, Avrupa’yı yeni güvenlik ve ekonomi politikaları oluşturmaya itmişti. Trump’ın iktidardan ayrılmasına rağmen Avrupa’daki güvenlik kaygıları devam ediyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in “Avrupa’nın güvenliği tehlikede” açıklaması, bu endişelerin ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Türkiye’nin Stratejik Önemi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa’nın krizlerden çıkış noktası olarak Türkiye’yi gördüğünü belirterek, “AB’yi ekonomiden savunmaya, siyasetten uluslararası itibarına, içine düştüğü çıkmazdan sadece Türkiye kurtarabilir” ifadelerini kullanmıştı. Türkiye’nin Avrupa açısından jeopolitik ve ekonomik avantajları, üyelik tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.
Tam Üyelik Hayali Gerçekçi mi?
Türkiye’nin AB’ye tam üyelik süreci uzun yıllardır belirsizliğini koruyor. 2017 yılında Erdoğan’ın “AB’ye ihtiyacımız kalmadı” açıklamasına rağmen, son dönemde tam üyelik hedefinin yeniden vurgulanması dikkat çekiyor. Ancak, bu sürecin önündeki temel engeller halen varlığını sürdürüyor:
-
Hukukun Üstünlüğü ve Demokrasi: AB, Türkiye’de basın özgürlüğü, hukukun üstünlüğü ve insan hakları konularında ciddi reformlar yapılmasını talep ediyor.
-
Gümrük Birliği Güncellemesi: Türkiye, AB ile olan ekonomik ilişkilerini güçlendirmek için Gümrük Birliği’nin güncellenmesini istese de, Avrupa ülkeleri bu süreci ağırdan alıyor.
-
Türkiye’nin Dış Politikası: Doğu Akdeniz ve Orta Doğu politikaları nedeniyle Türkiye ile AB arasında zaman zaman gerginlikler yaşanıyor.
AB Türkiye’yi Görmezden Gelebilir mi?
Avrupa’nın güvenlik ve enerji politikaları açısından Türkiye’nin rolü kritik önem taşıyor. Göç krizinden enerji tedarikine kadar birçok konuda Türkiye ile iş birliği yapmak Avrupa için stratejik bir zorunluluk haline gelmiş durumda. Ancak, bu iş birliği Türkiye’nin demokratik reformlar yapmadan tam üyelik elde edeceği anlamına gelmiyor.
Türkiye'de bazı çevrelerde Avrupa’nın Türkiye’ye mecbur olduğu ve bu nedenle hukuksuzlukları göz ardı ederek Türkiye’yi AB’ye alması gerektiği yönünde bir algı hakim. Ancak, bu beklenti gerçekçi görünmüyor. Avrupa değerlerini oluşturan demokrasi, hukuk ve insan hakları prensipleri Türkiye’nin üyelik sürecinde belirleyici olmaya devam edecek.
Sonuç: Gerçekçi Politikalar Şart
Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefi, yalnızca Avrupa’nın Türkiye’ye ihtiyacı üzerinden şekillendirilemez. AB ile ilişkilerde ilerleme sağlamak için hukukun üstünlüğü, demokrasi ve ekonomik reformlar konusunda somut adımlar atılması gerekiyor.
Türkiye-AB ilişkileri, küresel krizler ve stratejik zorunluluklar nedeniyle farklı bir noktaya evrilebilir, ancak bu sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için her iki tarafın da karşılıklı güven ve reform sürecine bağlı kalması şart.
Kaynak: Mehmet Ocaktan / Karar













