Ak Parti’nin Kendine Yaptığını CHP Yapmadı!

Türkiye’de adalet sistemi tartışmaların odağında. Ak Parti’nin hukuksuzluklarla mücadele etmek için kurulduğu halde, bugün adaletin siyasallaşmasına nasıl katkı sağladığı eleştiriliyor. Yıllar önce Erdoğan’ın cezaevine gönderilmesi halkın desteğini artırmışken, bugün Ak Parti'nin uyguladığı yargı politikaları hem muhalefet hem de kendi kurucularını mağdur ediyor.

Ak Parti’nin Kendine Yaptığını CHP Yapmadı!

Ak Parti’nin Kendine Yaptığını CHP Yapmadı!

YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Türkiye’de siyaset sahnesinde yaşanan adalet tartışmaları yeni bir boyuta ulaştı. Ak Parti iktidarının hukuk sistemini şekillendirme biçimi, yıllar önce yaşanan olaylarla kıyaslandığında büyük bir çelişki içeriyor. Bugün geldiğimiz noktada, adalet sisteminin siyasallaştığı ve muhalif seslerin susturulmaya çalışıldığı yönündeki eleştiriler daha da güçleniyor.

Erdoğan’ın Yolu Cezaevi ile Açıldı

Yıllar önce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, okuduğu bir şiir nedeniyle cezaevine gönderildiğinde, Türk Milleti gözyaşı dökmüş, bu olay Erdoğan’ın siyasi kariyerinde bir dönüm noktası olmuştu. Bu süreç, Ak Parti’nin doğuşunu sağlamış, parti iktidara gelmiş ve Türkiye’nin en uzun süre görev yapan liderini Cumhurbaşkanlığı makamına taşımıştı.

Ancak bugün, Ak Parti’nin uyguladığı hukuk politikaları, adaletin bağımsızlığını sorgulatıyor. Geçmişte adaletsiz yargı kararlarına maruz kaldığını savunan bir partinin, iktidara geldikten sonra benzer yöntemleri kullanması, kamuoyunda büyük tepkilere neden oluyor.

Ak Parti Kurucuları Adliye Müdavimi Oldu

Ak Parti’nin iktidarında adalet sistemi, muhalifler kadar kendi içindeki isimleri de etkiledi. Partinin kurucuları ve duayen isimleri, somut suç delili olmadan cezaevlerine atıldı. Bunlardan biri de Ak Parti kurucularından gazeteci Yusuf İnan oldu. Ukrayna’da yaşadığı halde hakkında verilen adli kontrol kararı nedeniyle yedi yıldır ailesinin yanına dönemiyor. Türk ve Müslüman çocukları Elif ve Ayşe, Ukrayna’daki savaşın ortasında babasız büyümek zorunda kaldı.

Bu tür davalar sürerken, muhalefet sessiz kaldı. Ancak mesele Ekrem İmamoğlu ve Halk TV’de görev yapan gazetecilere yönelince, CHP ve diğer muhalefet partileri adalet, hukuk ve insan hakları söylemlerini ön plana çıkardı.

Muhalefet Neden Şimdi Konuşuyor?

Adalet mekanizmasının siyasallaşmasına dair tartışmalar yıllardır devam etse de, muhalefetin bu konuda güçlü bir tavır sergilememesi eleştiriliyor. Ak Parti’nin yargıyı bir siyasi araç olarak kullanmasına uzun süre sessiz kalan muhalefet, şimdi Ekrem İmamoğlu’na açılan soruşturmalar ve gazetecilere yönelik baskılar nedeniyle adaleti yüksek sesle savunuyor.

Ancak bu süreçte halkın aklındaki sorular çoğalıyor. Yıllardır süren hukuksuzluklar neden daha önce gündeme gelmedi? Adalet yalnızca belirli gruplara yönelik ihlaller yaşandığında mı savunulmalı?

Aile Yılı, Babasız Büyüyen Çocuklar

Hükümet, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan etti. Ancak Elif ve Ayşe bebekler, savaşın ortasında babalarından mahrum büyüyor. 7 yıldır bir baba, hiçbir suç delili olmadan ailesinden koparılmış durumda. Mahkemelerde “Adalet Mülkün Temelidir” yazılı duvarların altında, hukuk sisteminin gerçek anlamda adalet dağıtıp dağıtmadığı sorgulanıyor.

Hukukun siyasetin hizmetinde olduğu bir düzende, Ak Parti'nin yıllar önce Erdoğan için mücadele eden halkın desteğini nasıl kaybettiği açıkça görülüyor. Seçim anketlerinde yüzde 20 civarında oy aldığı öne sürülen parti için halkın duyduğu öfke, sandığa nasıl yansıyacak?

Ak Parti İçin Kritik Dönem Başlıyor

Siyaset sahnesinde büyük değişimlerin eşiğindeyiz. “Geliyor, gelecekte olan” sloganı, Ak Parti’nin geleceğine dair soru işaretlerini artırıyor. 2025 yılı, yalnızca bir “Aile Yılı” olarak mı anılacak, yoksa adaletin yeniden sorgulanıp halkın siyasete bakışını değiştirdiği bir dönemeç mi olacak?

YUSUF İNAN / YEREL GÜNDEM

www.yerelgundem.com