Ankara’nın AİHM hamlesi süreci sarstı: Cengiz Çandar’dan sert değerlendirme

Türkiye, AİHM’in Selahattin Demirtaş kararına sürenin bitimine bir gün kala Büyük Daire’ye itiraz etti. Cengiz Çandar, bu hamlenin “kötü niyet” izlenimi yarattığını ve iç barışa dair “sürecin” ciddi biçimde yaralandığını söyledi.

Ankara’nın AİHM hamlesi  süreci sarstı: Cengiz Çandar’dan sert değerlendirme

Ankara’nın AİHM hamlesi “süreci” sarstı: Cengiz Çandar’dan sert değerlendirme

YEREL GÜNDEM / ANKARA

İtiraz son günün arifesinde geldi

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkında 8 Temmuz 2025’te verdiği ihlal kararına, başvuru süresinin dolmasına bir gün kala Büyük Daire’ye itiraz etti. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, bu adımı “kötü niyetin ortaya konması” ve “toplumsal duyarlılıkların umursanmaması” olarak nitelendirerek, iç barışa dair umutları besleyen “sürecin” ciddi biçimde yaralandığını söyledi. 7 Ekim 2025 akşamı yaptığı paylaşımda Çandar, itirazın zamanlamasının özellikle dikkat çekici olduğuna vurgu yaptı.

“Süreç ciddi olarak yaralanmıştır”

Çandar’ın değerlendirmesinde üç başlık öne çıktı: Birincisi, itirazın son güne bırakılmasının “kötü niyet” beyanı olduğu iddiası; ikincisi, bu tutumun Kürt yurttaşların ve genel kamuoyunun duygularını “umursamamak” anlamına geldiği saptaması; üçüncüsü ve en önemlisi ise, iç barış beklentilerini artıran sürecin bu hamle ile “ciddi olarak yaralandığı” uyarısı. Siyaset kulislerinde, bu sözlerin, son haftalarda yeniden canlanan diyalog tartışmalarına ve “ikinci çözüm süreci” olarak adlandırılan ihtimale güçlü bir rezerv koyduğu yorumları yapılıyor.

Demirtaş dosyasında kritik takvim

AİHM’in yaz aylarında verdiği ihlal kararında, Demirtaş’ın özgürlük ve güvenlik hakkına ilişkin temel ilkelerin ihlal edildiği tespiti yer almış; Türkiye’ye tazminata hükmedilmişti. 8 Ekim 2025, hükümetin kararı Büyük Daire’ye taşıyabilmesi için son gündü. Başvurunun kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin ön inceleme ve olası takvim, şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi iç prosedürleri çerçevesinde şekillenecek. İtirazın işleme alınması halinde dosya, Büyük Daire’de yeniden ele alınabilecek; alınmaması durumunda ise kararın bağlayıcılığı güçlenecek.

Siyasî iklim ve “diyalog” tartışmaları

Ankara’da son günlerde siyasî iklim, terörle mücadele, Suriye ve bölgesel denklem etrafında yeni bir iletişim hattı kurulabileceği iddialarıyla ısınıyordu. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Meclis kürsüsünden yaptığı ve İmralı ile doğrudan temasın önünü açabilecek nitelikte yorumlanan çağrısı, “yeni süreç” tartışmalarını alevlendirdi. Tam da bu atmosferde gelen AİHM itirazı, iktidar blokunun eşzamanlı olarak iki farklı dosyada nasıl bir strateji izlediğine ilişkin soru işaretlerini artırdı. Çandar’ın “süreç yaralandı” ifadesi, bu ikili tabloya yönelik muhalefet cephesinin kaygılarının altını çiziyor.

Toplum, hukuk ve dış politika dengesi

Demirtaş dosyası, sadece iç siyasetteki kamplaşmaların değil, Türkiye’nin Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği kurumlarıyla ilişkilerinin de turnusol kâğıdı niteliğinde görülüyor. AİHM kararlarının uygulanması, uzun süredir demokratik standartlar ve yargı bağımsızlığı başlıklarının merkezinde yer alıyor. Hükümetin itiraz kararı, içeride “hukuk devleti” tartışmalarını yeniden sertleştirirken, dışarıda da Ankara’nın insan hakları yükümlülükleri bağlamında nasıl bir yol izleyeceğine dair merceklerin çevrilmesine yol açtı. Önümüzdeki günlerde Büyük Daire’nin olası takvimi ve Ankara’nın buna eşlik edecek söylem-pratik dengesi, hem “süreç” başlığındaki umutların hem de hukuk devleti göstergelerinin seyrini belirleyecek.

Gözler hem Strasburg’da hem Ankara’da

Bu aşamada gözler iki merkezde toplanıyor: Strasburg’da Büyük Daire’nin vereceği olası usul kararları ve Ankara’da iktidar kanadının iç barış gündemine dair atacağı siyasi adımlar. Muhalefet ve sivil toplum, yargı kararlarının geciktirilmeden ve seçmeci olmayan biçimde uygulanmasının, olası bir toplumsal normalleşmenin ön koşulu olduğu görüşünde birleşiyor. Çandar’ın sert sözleri, iktidarın AİHM dosyasındaki adımları ile “yeni süreç” başlığında verilen mesajların birbiriyle çelişmemesi gerektiğine yapılan bir uyarı olarak kayda geçti.


www.yerelgundem.com