Ankara'yı Sarsan İddia: BTK'daki Ulusal e-İmza Veri Havuzu Çökertildi, Tüm Şifreler Risk Altında
Gazeteci Tolga Şardan, BTK'daki ulusal e-imza veri havuzunun çökertildiğini ve tüm şifrelerin çalınma riskiyle karşı karşıya olduğunu iddia etti. Şardan ayrıca, Emniyet'teki "Atatürk" krizi sonrası Bakan Yerlikaya ile Genel Müdür Demirtaş arasında gerilim yaşandığını yazdı.
Ankara'yı Sarsan İddia: BTK'daki Ulusal e-İmza Veri Havuzu Çökertildi, Tüm Şifreler Risk Altında
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Gazeteci Tolga Şardan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nda (BTK) ülke genelindeki tüm elektronik imza (e-imza) şifrelerinin saklandığı merkezi veri havuzunun çökertildiğini iddia etti. Şardan'a göre, kimliği belirsiz kişilerce geçen hafta gerçekleştirilen sızıntı sonrası Türkiye'deki milyonlarca e-imza kullanıcısının dijital kimlik bilgileri ve şifreleri çalınma riskiyle karşı karşıya. Kurumda idari bir soruşturma başlatıldığı ve büyük bir panik havası yaşandığı belirtilirken, bir diğer yandan Emniyet Genel Müdürlüğü'nde yaşanan "Atatürk'süz fotoğraf" krizi sonrası üst düzeyde gerilim yaşandığı ve atamaların kilitlendiği öne sürüldü.
Milyonlarca Kullanıcı Tehlikede: e-İmza Nedir ve Risk Ne Anlama Geliyor?
Tolga Şardan'ın "Büyüteç" adlı köşesinde aktardığı iddiaya göre, BTK'da yaşanan olay, daha önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü ve sahte diploma gibi belgelerin üretildiği e-imza skandalının çok ötesinde bir vahamet taşıyor. E-imza, kişinin ıslak imzasına eşdeğer hukuki geçerliliği olan ve BTK tarafından üretilen kişiye özel dijital bir kod (şifre) ile çalışan bir sistem. Kullanıcılar, USB benzeri bir aparatla bilgisayarlarından bu şifreyi kullanarak resmi ve finansal işlemler yapabiliyor. Şardan'a göre, bu şifrelerin saklandığı merkezi havuzun ele geçirilmesi, artık e-imza sahibi hiçbir kullanıcının güvende olmadığı anlamına geliyor. Kimliği belirsiz bilgisayar korsanlarının veya sızıntıyı gerçekleştirenlerin, bu şifreleri kullanarak e-imza sahipleri adına her türlü yasa dışı işlemi yapabilme potansiyeli bulunuyor.
İhmal İddiası ve Önceki Skandalın Yankıları
Yazar, bu devasa güvenlik açığının önlenebilir olduğunu, ancak sisteme "savunma ve dışarıdan müdahaleleri engelleyici" siber güvenlik yatırımlarının yapılmaması nedeniyle bu skandalla yüzleşildiğini savundu. Bu iddia, kısa süre önce patlak veren ve aralarında BTK Başkanı'nın da bulunduğu çok sayıda kişinin e-imzasının kopyalanarak suç örgütlerince sahte evrak üretiminde kullanıldığı adli soruşturmanın üzerine gelmesiyle daha da önem kazandı. Şardan, BTK yönetiminin savcılıktaki soruşturmayı savuşturmayı başardığını ancak bu yeni ve daha büyük krizin üstesinden nasıl geleceğinin meçhul olduğunu belirtti.
Emniyet Teşkilatında "Atatürk" Krizi ve Görevden Alma
Şardan, Ankara'daki bir diğer önemli gelişmenin ise Emniyet Genel Müdürlüğü'nde yaşandığını aktardı. Büyük Taarruz'un yıl dönümünde, Emniyet'in kurumsal sosyal medya hesabından yapılan Mustafa Kemal Atatürk'süz fotoğraf paylaşımı skandalı sonrası, Medya, Halkla İlişkiler ve Protokol Dairesi Başkanı Güngör Selçuk'un hafta başında görevden alındığı belirtildi. Selçuk'un, Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş tarafından Adana'dan getirilerek bu göreve atandığı ve liyakatinin yetersiz olduğunun bu olayla ortaya çıktığı iddia edildi.
Bakan Yerlikaya ile Genel Müdür Demirtaş Arasında Gerilim İddiası
Bu görevden almanın, teşkilatın zirvesinde bir gerilime yol açtığı da öne sürüldü. Şardan'a göre, kendi atadığı bir ismin görevden alınması nedeniyle Genel Müdür Mahmut Demirtaş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya "kırgın". Hatta Demirtaş'ın son dönemde Bakan Yerlikaya'nın yurt gezilerine katılmamasının bu gerilimin bir yansıması olduğu iddia ediliyor. Bu durum, Emniyet içindeki güç dengeleri ve idari uyum konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Geciken Atamalar ve Teşkilattaki Belirsizlik
Yazar, Emniyet'teki krizin sadece bir görevden almayla sınırlı kalmadığını, il emniyet müdürü atamaları ve terfilerin de kilitlenmiş durumda olduğunu yazdı. Normalde yaz aylarında yapılması gereken terfi ve atamalar için Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun henüz çalışmaya başlamadığı belirtiliyor. Şardan'a göre bu gecikmenin arkasında, Bakan Yerlikaya'nın teşkilatın yapısını değiştirecek yasa değişikliğini öncelikle Meclis'ten geçirme kararlılığı yatıyor. Bu belirsizlik ortamının teşkilat içinde moral bozukluğuna, emekliliği gelenlerin görevde kalmasına ve terfi bekleyenlerin yerinde saymasına neden olarak kurumsal yapıyı olumsuz etkilediği vurgulanıyor.













