Mehmet Altan Yazdı: Türkiye’de Hukuk, 15 Temmuz Yargısı ve AİHM Kararları

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2024 verileri, Türkiye’nin hukuksuzlukta zirvede olduğunu gösterdi. 15 Temmuz sonrası yargı sisteminde artan ihlaller, muhalefetin sessizliği ve adil yargılanma hakkındaki sorunlar gündemde.

Mehmet Altan Yazdı: Türkiye’de Hukuk, 15 Temmuz Yargısı ve AİHM Kararları

Mehmet Altan Yazdı: Türkiye’de Hukuk, 15 Temmuz Yargısı ve AİHM Kararları

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

Türkiye’de hukuk sistemi, 15 Temmuz 2016 sonrasında daha da tartışmalı bir hal alırken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2024 raporu, ülkedeki hukuksuzluk tablosunu gözler önüne serdi. AİHM’ye yapılan başvuruların yüzde 35,8’inin Türkiye’den geldiği belirtilirken, ülke bu başvuruların büyük kısmında insan hakları ihlaliyle suçlanıyor.

AİHM Verileri: Türkiye Hukuksuzlukta Zirvede

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2024 istatistiklerine göre, Türkiye aleyhine toplam 21 bin 600 dava başvurusu bulunuyor. Türkiye, bu sayıyla 47 Avrupa ülkesi arasında en fazla dava başvurusu yapılan ülke konumunda. AİHM Başkanı Marko Bosnjak tarafından açıklanan verilerde, Türkiye’nin insan hakları ihlallerinde sistematik bir sorun yaşadığı vurgulandı.

AİHM’in kararlarına göre en çok ihlal edilen haklar şunlar oldu:

  • Özgürlük ve güvenlik hakkı (AİHS Madde 5): 19 davada ihlal kararı verildi.
  • İfade özgürlüğü (AİHS Madde 10): Türkiye’nin hukuk sisteminde basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ciddi kısıtlamalar olduğu ortaya kondu.
  • Adil yargılanma hakkı (AİHS Madde 6): Çok sayıda başvuruda, Türkiye’de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği tespit edildi.

Bu veriler, Türkiye’de hukukun giderek siyasallaştığını ve özellikle 15 Temmuz sonrasında yargının büyük ölçüde siyasi iktidarın kontrolü altına girdiğini gösteriyor.

15 Temmuz Yargısı ve Muhalefetin Tavrı

Mehmet Altan’ın analizine göre, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yargıda hukuksuzluklar hız kazandı ve bu süreç, "15 Temmuz Yargısı" olarak adlandırılmaya başlandı. Muhalefet partilerinin de bu sürece sessiz kalarak iktidarla örtülü bir işbirliği içinde olduğu vurgulanıyor.

CHP’nin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Hak, hukuk, adalet" sloganıyla yürüttüğü adalet yürüyüşüne rağmen, 15 Temmuz sonrası mağdur edilen kişilerin sistematik olarak yok sayıldığı ifade ediliyor. Altan’a göre, muhalif görünen medya ve siyasiler bile bu hukuksuzluklara sessiz kalarak iktidarın ekmeğine yağ sürdü.

Türkiye’de Hukukun Geleceği ve AİHM’in Rolü

Türkiye’de yargının tarafsız olmadığı yönündeki algı her geçen gün güçlenirken, AİHM kararları bu tabloyu uluslararası hukuk perspektifinden de doğruluyor. Anayasa’nın 19. ve 26. maddelerinde garanti altına alınan özgürlüklerin ihlal edilmesi, Türkiye’de hukukun evrensel normlardan koptuğunun göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Mehmet Altan’ın değerlendirmesine göre, Türkiye’de hukukun tekrar tesis edilmesi için öncelikle mağdur edilen kesimlerin kabul edilmesi, yargı bağımsızlığının sağlanması ve muhalefetin bu süreçte daha cesur bir tutum sergilemesi gerekiyor. Ancak, mevcut siyasi yapı içinde bu dönüşümün kısa vadede mümkün olup olmadığı belirsizliğini koruyor.

www.yerelgundem.com