Obezite cerrahisi hayat kurtarıyor: 10 kritik soru, 10 yanıt
Obezite Türkiye’de her 3 yetişkinden 1’ini etkiliyor. Doç. Dr. Eyüp Gemici, obezite cerrahisinin kime, ne zaman ve hangi yöntemlerle uygulandığını; riskleri, iyileşme sürecini ve kalıcı kilo kaybı için kritik ipuçlarını 10 soruda anlatıyor.
Obezite cerrahisi hayat kurtarıyor: 10 kritik soru, 10 yanıt
BİLGE DOKTOR / İSTANBUL
Türkiye’de her 3 yetişkinden 1’i obezite hastası
Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi “modern çağın salgını” olarak tanımlıyor. Küresel ölçekte yetişkinlerin yaklaşık %43’ü fazla kilolu, %16’sı obez. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Eyüp Gemici, “Türkiye’de yetişkinlerin yaklaşık %32’si obezite hastası; nüfusun üçte ikisi fazla kilolu. Ağır obezite yaşam süresini ortalama 8–10 yıl kısaltabiliyor” uyarısında bulunuyor.
Obezite cerrahisinin hedefi yalnızca kilo değil
Tedavinin ana amacı; fazla kilolarla birlikte tip 2 diyabet, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, uyku apnesi, infertilite ve eklem sorunlarını kontrol altına almak. Diyet, egzersiz, uyku ve davranış değişikliği her zaman ilk basamak. Ancak ileri evrede kalıcı başarı düşük olabiliyor; bu noktada cerrahi, uzun dönemli etkinliğiyle öne çıkıyor.
Cerrahi ne zaman gündeme geliyor?
Uluslararası kılavuzlara göre cerrahi; VKİ ≥40 kg/m² olanlarda veya VKİ 35–40 arasında olup tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi eşlik eden hastalığı olanlarda öneriliyor. Güncel veriler, VKİ 30–34,9 olup kontrolsüz tip 2 diyabet gibi ciddi metabolik sorun yaşayan seçilmiş hastalarda da cerrahinin fayda sağlayabildiğini gösteriyor.
Kimler aday? Nasıl karar veriliyor?
Adaylar; cerrah, endokrinolog, anestezi, diyetisyen ve psikiyatristin yer aldığı multidisipliner kurul tarafından değerlendiriliyor. Daha önce yaşam tarzı ve medikal tedavilerle kalıcı başarı elde edilememiş, takiplere uyum gösterebilecek, ciddi psikiyatrik engeli olmayan ve genel durumu uygun hastalar için cerrahi güçlü bir seçenek.
“Riskli mi?” sorusuna güncel yanıt
Her ameliyatta olduğu gibi riskler mevcut; ancak laparoskopik teknikler ve artan deneyim sayesinde majör riskler belirgin şekilde azalmış durumda. Doç. Dr. Gemici, “Büyük serilerde ölüm oranı yaklaşık %0,1; safra kesesi ameliyatıyla benzer düzeyde. Doğru merkez ve tecrübeli ekipte cerrahi güvenli bir tedavi alternatifi” diyor.
Ameliyat öncesi hazırlık neleri kapsıyor?
Ayrıntılı kan testleri, endoskopi, kardiyopulmoner değerlendirme, psikiyatrik görüşme ve beslenme planı standart. Sigaranın bırakılması, düzenli yürüyüşe başlama ve vitamin–mineral eksiklerinin giderilmesi hem riskleri düşürüyor hem de iyileşmeyi hızlandırıyor.
Hangi yöntemler uygulanıyor?
-
Tüp mide (sleeve gastrektomi): Midenin %70–80’i çıkarılır; ghrelin azalır, daha az gıda ile doygunluk oluşur.
-
Roux-en-Y gastrik bypass: Küçük mide poşu oluşturulur, ince bağırsak yeniden düzenlenir; kilo kaybı ve metabolik kontrol açısından etkilidir.
-
Mini gastrik bypass: Tek anastomozla uygulanan, belirli bağırsak segmentinin devre dışı bırakıldığı yöntem.
Seçim; reflü, yaş, metabolik durum ve hasta tercihine göre yapılır.
Günlük hayata dönüş ve iyileşme takvimi
Hastalar çoğunlukla 3–4 günde taburcu olur. Masa başı işe dönüş 1–2 hafta, fiziksel işlerde 3–4 hafta sürebilir. Spora dönüş ortalama 6–8 haftada gerçekleşir; program hekimin önerisine göre kademeli ilerler.
Kilo kaybı ne zaman başlar, ne kadar sürer?
Hastalar ilk haftalardan itibaren kilo vermeye başlar; 1–3 ay en hızlı dönemdir. 6–12 ay içinde fazla kilonun büyük bölümü kaybedilir. Çalışmalar, 1. yıl sonunda fazla kilonun %60–80’inin verilebildiğini; 2. yıldan sonra kilo seyrinin dengelendiğini gösteriyor.
Tekrar kilo alma riski var mı? Nasıl önlenir?
Uzun vadede bazı hastalarda kısmi kilo artışı görülebilir. En büyük nedenler; yüksek kalorili sıvılar, sık atıştırma, düşük protein, hareketsizlik ve düzensiz kontrollerdir. Kalıcı başarı için:
-
Protein öncelikli beslenme, küçük porsiyonlar ve yavaş yemek,
-
Öğünlerle eş zamanlı sıvı tüketmemek,
-
Düzenli fiziksel aktivite (yürüyüşle başlayıp kademeli artış),
-
B12, demir, kalsiyum, D vitamini gibi takviyelerin hekim önerisiyle düzenli kullanımı,
-
Cerrah ve diyetisyen kontrollerini aksatmamak şart.













