Orta Asya'dan Rum Kesimi'ne Büyükelçilik Adımı: Türkiye'nin Kıbrıs Politikası Sarsılıyor

Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın Kıbrıs Rum Kesimi’ne büyükelçi ataması Ankara’nın iki devletli çözüm politikalarını sarsıyor. AB-Orta Asya Zirvesi sonrası alınan kararlar Türk diplomasisinde kırılma yaratabilir.

Orta Asya'dan Rum Kesimi'ne Büyükelçilik Adımı: Türkiye'nin Kıbrıs Politikası Sarsılıyor

Orta Asya'dan Rum Kesimi'ne Büyükelçilik Adımı: Türkiye'nin Kıbrıs Politikası Sarsılıyor

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

AB-Zirvesi öncesi dikkat çeken diplomatik adımlar Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın, Kıbrıs Cumhuriyeti'ne (Rum Kesimi) art arda büyükelçi ataması, Ankara'nın "iki devletli çözüm" politikalarına sert bir darbe vurdu. Bu adımlar, 4 Nisan 2025'te Semerkant'ta düzenlenen AB-Orta Asya Zirvesi öncesinde atıldı ve özellikle AB ile ilişkilerin gelişmesine yönelik stratejik hamle olarak yorumlandı.

Semerkant Zirvesi ve 12 milyar Euro'luk AB taahhüdü AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen'in de katıldığı Semerkant Zirvesi, Orta Asya ülkeleri için ekonomik açıdan çekici bir platform haline geldi. AB, zirvede 12 milyar Euro'luk yatırım paketi vaadinde bulundu. Bu kapsamda Kazakistan ve Tacikistan ile güçlendirilmiş iş birliği anlaşması imzalanması kararlaştırıldı.

BM kararlarına bağlılık vurgusu ve KKTC'yi tanımama taahhüdü Zirvede yayınlanan ortak bildiride, BM Güvenlik Konseyi'nin KKTC'yi tanımamaya yönelik 541 ve 550 sayılı kararlarına sadakat vurgusu yapıldı. Bu kararlarla Türk tarafının ayrı bir devlet kurması meşrulaştırılmazken, Orta Asya ülkeleri bu politikalara uygun hareket edeceklerini beyan etti. Bu da Türkiye'nin "KKTC'nin uluslararası tanınması" hedefini baltalayan ciddi bir sürece işaret etti.

İlk adım Kazakistan'dan geldi Ocak 2025'te Kazakistan, Rum Kesimi ile karşlılıklı diplomatik temsilcilik açma kararını duyurdu. Ardından Özbekistan ve Türkmenistan da Roma'daki mevcut büyükelçilerini Kıbrıs Cumhuriyeti'ne akredite ederek adımlarını tamamladı. Bu hamlelerin zamanlaması, AB ile ilişkileri öncelikli tutan diplomatik hesapların etkisiyle açıklandı.

Ankara neden sessiz? Türkiye, bu diplomatik hamlelere karşı resmi bir tepki vermedi. Ne Dışişleri Bakanlığı'ndan ne de Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım'dan kamuoyuna yönelik bir açıklama geldi. Bu sessizlik, muhalefet tarafından "stratejik zafiyet" ve "KKTC'nin yalnızlığa itildiği" şeklinde yorumlandı.

TDT'nin çelişkili duruşu ve çatırdayan birlik mesajı TDT üyesi ülkelerin bu hamleleri, "Türk birliği" idealiyle çelişiyor. Gözlemci üye KKTC'nin katılımını desteklemek yerine, onun varlığını reddeden bir pozisyon alınmış oldu. Bu da TDT'nin içsel tutarlılığını ve siyasi etkisini sorgulatan bir tablo ortaya koydu.

Kazanç diplomasiyle mi, ideolojiyle mi olacak? Son gelişmeler, Orta Asya ülkelerinin ekonomi odaklı pragmatizmini ortaya koyarken, Türkiye'nin ideolojik odaklı politikalarının çıkarlarla çatıştığını da gösteriyor. AB ile ilişkilerde ivme kazanan bu ülkeler, Türkiye'nin uluslararası hamlelerini desteklemek yerine, kendilerine maksimum ekonomik fayda sağlayacak adımları ön plana çıkarmayı tercih etti.

Bu durum, Kıbrıs sorununda Türkiye'nin diplomatik yalnızlığını daha da derinleştirebilir.

www.yerelgundem.com