Anoreksiya Nervoza: Kusursuzluk Baskısının Sessiz Çığlığı
Anoreksiya nervoza, sosyal medya baskısı ve güzellik algısının etkisiyle gençlerde giderek yaygınlaşıyor. Fiziksel ve psikolojik etkileriyle hayati risk taşıyan bu yeme bozukluğuna karşı bütüncül tedavi ve farkındalık şart.
Anoreksiya Nervoza: Kusursuzluk Baskısının Sessiz Çığlığı
BİLGE DOKTOR / İSTANBUL
Sosyal Medya ve Güzellik Algısı Gençleri Tehdit Ediyor
Günümüzde sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte gençler üzerindeki ideal beden baskısı giderek artıyor. Özellikle ergenlik dönemine denk gelen lise yıllarında başlayan bu baskı, zamanla ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Kusursuz görünme arzusu, sağlıksız diyet alışkanlıklarına, beden algı bozukluklarına ve nihayetinde yeme bozukluklarına zemin hazırlıyor. Bu bozuklukların en tehlikelilerinden biri olan anoreksiya nervoza ise, çağımızın sessiz çığlığı olarak tanımlanıyor.
Anoreksiya, Sadece Kilo Takıntısı Değil; Hayati Bir Tehlike
Geçtiğimiz günlerde bir sosyal medya fenomeninin anoreksiya nedeniyle hayatını kaybetmesi, bu hastalığın ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Anoreksiya nervoza, kişinin aşırı zayıf olmasına rağmen kendisini kilolu hissetmesi, yemek yemeyi kısıtlaması, aşırı egzersiz yapması ve kilo almaktan yoğun korku duymasıyla karakterize edilir. Tedavi edilmediğinde, kalp yetmezliği, kemik erimesi, doğurganlık kaybı, zihinsel odaklanma sorunları ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi birçok hayati riski beraberinde getirir.
“Sadece Yeme Bozukluğu Değil, Benlik Algısı Sorunu”
Infinity Regenerative Clinic’ten Uzman Diyetisyen Yeşim Senem Yılmaz, anoreksiyanın bireyin beden algısı ve özgüveniyle doğrudan bağlantılı olduğunu vurguluyor. Yılmaz, “Anoreksiya nervoza sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir savaşın yansımasıdır. Bireyin kendi bedeniyle kurduğu olumsuz ilişki, bu yeme bozukluğunu besleyen en temel etkendir” diyor.
Multidisipliner Tedavi Başarıyı Artırıyor
Anoreksiya nervoza tedavisinde sadece kilo aldırmak yeterli değildir. Uzmanlar, bu rahatsızlığın başarılı bir şekilde tedavi edilmesi için diyetisyen, psikolog, psikiyatrist ve aile terapistinden oluşan bir multidisipliner ekibin birlikte çalışması gerektiğini vurguluyor. Yılmaz, “Beslenme uzmanları olarak sadece fiziksel iyileşmeye değil, bireyin yeme davranışını dönüştürmesine ve bedenini olduğu gibi kabul etmesine yardımcı oluyoruz. Beslenme planı, terapi süreciyle birlikte ilerletilmelidir” ifadelerini kullandı.
Anoreksiya Nervoza Tanısı Nasıl Konur?
Anoreksiya nervoza tanısı, Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından hazırlanan DSM-5 kriterlerine göre konur. Bu kriterler arasında yetersiz enerji alımı, kilo almaktan aşırı korkma ve beden algısında ciddi bozukluk yer alır. Tanı sürecinde fiziksel muayene, psikolojik değerlendirme, aile geçmişi ve tıbbi öykü dikkate alınır.
Tedavi sürecinde bilişsel davranışçı terapi, bireysel ve grup terapileri, aile danışmanlığı ve bazı durumlarda farmakolojik destek uygulanabilir. Anoreksiya, depresyon ve kaygı bozukluklarıyla sık birlikte görüldüğü için bu bozuklukların da eş zamanlı tedavi edilmesi gerekir.
Sağlıklı Bedene Giden Yol, Farkındalık ve Sevgiyle Başlıyor
Yeme bozukluklarının temelinde toplumsal güzellik baskıları, düşük özgüven ve duygusal travmalar gibi pek çok faktör yer alıyor. Bu nedenle önleme stratejilerinin de birey odaklı değil, toplumsal düzeyde olması gerekiyor. Sağlıklı beden ve zihin dengesine ulaşmak, yalnızca profesyonel yardım almakla değil; aynı zamanda bireyin kendine duyduğu sevgi ve saygının gelişmesiyle mümkün olabiliyor.
Toplum olarak bu sessiz çığlığı duyabilmek, gençlere kusursuzluk değil, kendini olduğu gibi kabul etme bilinci kazandırmak zorundayız. Unutulmamalıdır ki, gerçek iyilik hali sadece dış görünüşle değil; içsel huzurla, dengeyle ve bütünsel sağlıkla mümkündür.
Etiketler:
#anoreksiya #yemebozukluğu #bedenalgısı #gençsağlığı #psikolojikdestek #sağlıklıyasam #sosyalmedyaetkisi













