Bahçeli’den Kenan Tekdağ’a sürpriz telefon: Geçmiş olsun mesajı ve dosyanın perde arkası
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Can Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ’ı arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti; TMSF devri sonrası yayıncılık sektöründe olası etkiler ve soruşturmanın hukuki seyri tartışılıyor.
Bahçeli’den Kenan Tekdağ’a sürpriz telefon: “Geçmiş olsun” mesajı ve dosyanın perde arkası
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Olayın özeti: Bir telefon, çok sayıda soru
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 11 Eylül’de yapılan operasyonun ardından gözaltına alınıp dün adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Can Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ’ı telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti. Habertürk ve Show TV’yi bünyesinde barındıran gruba yönelik soruşturmanın seyrini yakından izleyen kamuoyu, bu temasın hem siyasi hem de medya sektörü açısından ne ifade ettiğini tartışıyor.
Soruşturmanın arka planı: TMSF devri ve adli kontrol
11 Eylül’de başlatılan operasyon kapsamında kara para aklama iddiaları çerçevesinde Can Holding’e el konuldu; şirketler Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredildi. Bu süreçte holdingin bazı sahip ve yöneticileri için gözaltı kararları alındı. Kenan Tekdağ da bu kapsamda ifadeye alınan isimler arasında yer aldı ve adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Adli kontrol, yargılama sürecinde tutuklamaya alternatif bir önlem; genellikle yurt dışına çıkış yasağı, imza yükümlülüğü gibi kısıtlamaları içerebiliyor. Tedbirin kapsamı ilerleyen aşamalarda mahkeme kararlarıyla güncellenebiliyor.
Siyaset–medya hattında sıcak temas
Bahçeli’nin telefonunun “geçmiş olsun ve dayanışma” mesajı taşıdığı öğrenildi. Görüşmenin içeriği kamuoyuna ayrıntılı yansımadı; ancak siyasetin medya sektörüne verdiği sinyaller açısından bu tür temaslar, soruşturmanın gidişatından bağımsız olarak dikkatle izleniyor. Bahçeli ile Tekdağ’ın daha önce Ramazan Bayramı döneminde de telefonla görüştükleri, karşılıklı nezaket mesajları paylaştıkları biliniyor. Bu bağlam, son telefonun kişisel bir nezaket jesti mi, yoksa daha geniş kapsamlı bir siyasi mesaj mı olduğu tartışmalarını besliyor.
Olası etkiler: Yayıncılık ekosistemi, çalışanlar ve izleyici
Can Holding’in televizyon yayıncılığı alanındaki ağırlığı düşünüldüğünde, şirket yapısındaki her gelişme haber akışı, program planlaması ve editoryal süreçler üzerinde kısa vadede dalgalanmalar yaratabiliyor. TMSF devrinin ardından mali denetim, operasyonel süreklilik ve çalışan haklarının korunması gibi başlıklarda atılacak adımlar, yayıncılık ekosisteminin istikrarı açısından kritik. İzleyiciler içinse temel mesele, sevilen programların ve haber bültenlerinin kesintisiz şekilde devam edip etmeyeceği. Uzmanlar, bu tür devirlerde kamu yararı gözetilerek yayın sürekliliğinin korunmasının öncelik olduğunu vurguluyor.
Hukuki süreç: Soruşturmanın seyri neye bağlı?
Kara para aklama iddialarına dayalı soruşturmalarda finansal hareketlerin izlenmesi, şirketler arası para transferleri, bağlı ortaklık ve iştirak yapıları, bağımsız denetim raporları ile bilirkişi incelemeleri belirleyici oluyor. Savcılıkların, MASAK raporları ve dijital materyaller dâhil olmak üzere kapsamlı delil havuzunu değerlendirmesi beklenir. Adli kontrol altındaki kişiler, yargılama sonuçlanana dek masumiyet karinesi gereği suçlu sayılamaz; nihai tabloyu mahkeme kararları belirler. Bu nedenle, mevcut aşamada kesin kanaat bildirmek yerine, sürecin şeffaf ve hukuka uygun yürütülmesi önem taşıyor.
Siyasi yansımalar: Mesajın muhatapları kim?
Bahçeli’nin telefonunun siyaset kulislerinde farklı okumalara konu olması sürpriz değil. Bir görüşe göre bu temas, “insani nezaket” çerçevesinde yorumlanmalı; diğer bir görüşe göre ise medya sektöründeki belirsizlik ortamında siyasi aktörlerin “durumu takip ediyoruz” mesajı taşıyor olabilir. Soruşturmanın seyri, TMSF’nin atacağı yapısal adımlar ve yargının vereceği kararlarla netleştikçe, bu telefonun sembolik değeri daha iyi anlaşılacak.
Gündemin devamı: Ne izlenmeli?
Önümüzdeki günlerde TMSF’nin yönetim–operasyon takvimi, yayıncı kuruluşlardaki idari düzenlemeler, reklam ve sponsorluk anlaşmalarının sürdürülebilirliği ile çalışanların özlük haklarına dair uygulamalar takip edilecek. Yargı cephesinde ise adli kontrol tedbirlerinin kapsamı, olası iddianame süreci ve duruşma takvimi gündemin ana başlıkları arasında olacak.













