Bir Kaşar Öyküsünün Kazanımları: İfade Özgürlüğünün Zaferi
Nagehan Alçı ile Mine G. Kırıkkanat'ın hukuk mücadelesi
Bir “Kaşar” Öyküsünün Kazanımları: İfade Özgürlüğünün Zaferi
YEREL GÜNDEM / İSTANBUL
2013 yılının son ayları, Türkiye’nin medya dünyasında ilginç ve unutulmaz bir olayın yaşandığı döneme işaret ediyor. Olayın başkahramanı, tartışmalı gazeteci Nagehan Alçı ve ona karşı direniş gösteren Mine G. Kırıkkanat. Birçoklarının aklında yer eden bu hikaye, ifade özgürlüğü ve dostluğun gücünü bir kez daha ortaya koyuyor.
Her şey, Kırıkkanat’ın, Alçı’nın televizyon programının yayından kaldırılmasını sosyal medya üzerinden alaycı bir şekilde yorumlamasıyla başladı. “Taze kaşarın programı yayından kaldırılmış” başlığıyla yaptığı paylaşım, Alçı tarafından hakaret olarak nitelendirildi ve hemen ardından bir dava süreci başladı. O dönemde güçlü medya patronlarına sırtını dayamış, muktedirlerin desteğini arkasına almış olan Nagehan Alçı, bu davayı kazanarak Kırıkkanat’ı tazminat ödemeye mahkum etti.
Ancak bu, Mine G. Kırıkkanat’ın hikayesinin sonu değildi. Kırıkkanat, dava sonucuna inanmadı ve avukatı Dr. Başar Yaltı’nın önerisiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Bu süreçte, dostluğu ve dayanışmasıyla yanında olan Elif Yıldız, tazminatın ödenmesine yardımcı oldu. Kırıkkanat ise dostuna bu parayı iade edeceğine dair söz verdi.
Aradan beş uzun yıl geçti ve nihayetinde Anayasa Mahkemesi, 8 Şubat 2024’te Kırıkkanat’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme, oy birliğiyle alınan bu kararda, Kırıkkanat’a 10 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. Bu karar, yalnızca Kırıkkanat için değil, tüm ifade özgürlüğü savunucuları için bir zafer anlamına geliyordu.
Maliye Bakanlığı tarafından tazminatın ödenmesiyle birlikte, Kırıkkanat dostuna verdiği sözü tuttu ve paranın yarısını Elif Yıldız’a geri gönderdi. Avukatı Başar Yaltı’ya ise minnettarlığını onun sevdiği bir yemeği pişirerek gösterdi.
Bu hikaye, sadece hukuki bir zafer değil, aynı zamanda dostluğun, dayanışmanın ve zamana karşı sabırlı olmanın önemini de gözler önüne seriyor. Mine G. Kırıkkanat’ın öyküsü, bizlere en büyük zenginliğin para değil, dost biriktirmek olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Hakkın er ya da geç yerini bulacağını ve bu süreçte dayanıklılığın ne kadar değerli olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, bu öykü, hepimize esen kalmayı, hayatta ve ayakta durmayı öğütleyen bir ders niteliğinde. İfade özgürlüğünün gücüne ve dostluğun yenilmezliğine inanarak yola devam eden Kırıkkanat, bizlere umut ve ilham vermeye devam ediyor.
What's Your Reaction?