Eski ABD’li diplomat Bryza: Trump’ın Türkiye’nin iç siyaseti umurunda değil; Kongre’de Ankara hâlâ yönetilmesi gereken sorun
Eski ABD’li diplomat Matthew Bryza, Trump döneminde Türkiye’nin beklentilerinin Kongre onayına bağlı olacağını, Ankara’nın Washington’da hâlâ “yönetilmesi gereken sorun” olarak görüldüğünü, KAAN motoru ve savunma satışlarında Kongre engelinin belirleyici kalacağını söyledi.
Eski ABD’li diplomat Bryza: Trump’ın Türkiye’nin iç siyaseti umurunda değil; Kongre’de Ankara hâlâ “yönetilmesi gereken sorun”
YEREL GÜNDEM / İSTANBUL — TÜRKİYE
“Kongre ikna olmadan ilerleme zor”
Eski Amerikalı diplomat Matthew Bryza, Türk–Amerikan ilişkilerinin geleceğinde belirleyici adresin ABD Kongresi olduğunu vurguladı. Bryza, “Trump, Türkiye’nin beklentilerine yanıt vermek istiyor ama önce Kongre’nin F-35 programına dönüş gibi başlıklarda kapıyı aralaması gerekecek” dedi. Türkiye’nin Washington ve Avrupa başkentlerindeki imajının “hâlâ bozuk” olduğunu belirten Bryza, “Ankara artık sorunları birlikte çözdüğümüz bir ortak değil, Washington’da çoğunlukla ‘yönetilmesi gereken bir sorun’ olarak görülüyor” ifadesini kullandı.
KAAN motoru ve savunma gündemi: “Malumun ilamı”
Türkiye’nin milli muharip uçağı KAAN için motor tedariki tartışmalarını “gerçeğin beyanı” olarak nitelendiren Bryza, beşinci nesil jet motoru üretebilen ülke sayısının çok sınırlı olduğuna dikkat çekti: “Türkiye’nin kısa vadede motoru ABD’den alması gerekecek; bunun da Kongre onayına ihtiyacı var. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sözleri bu açıdan malumun ilamıydı.” Avrupa’da Türk savunma sanayii ürünlerine yönelik ilginin arttığını, özellikle ISR (istihbarat, gözetleme, keşif) sensörleri ve İHA ekosisteminde Türkiye’nin rekabetçi konumda olduğunun altını çizdi.
Diasporalar ve algı: “Olumsuz anlatı kalıcı”
Bryza, Kongre’deki Türkiye algısının kalıcı biçimde olumsuz kalmasında Ermeni ve Yunan diasporalarının, son dönemde ise Yahudi diasporasıyla gerilen ilişkilerin etkili olduğunu söyledi: “Kim yönetirse yönetsin, yapısal muhalefet var. Üstüne FETÖ çevrelerinin lobi gücü de eklenince toplam tablo, Erdoğan karşıtlığının ötesinde Türkiye’ye dair negatif bir anlatıya dönüşüyor.”
Trump–Erdoğan hattı: “Güç gösterisi ve dostluk kombinasyonu”
Trump’ın liderlerle ilişkisini “pazu gösterme ve dostluğu harmanlayan” bir üslupla yürüttüğünü söyleyen Bryza, “Erdoğan da pazarlıkta pazu gösteriyor; Trump bu dili anlıyor ve saygı duyuyor” dedi. Ancak bu kişisel kimyanın kurumsal bariyerleri tek başına aşamayacağını vurguladı: “Oval Ofis’te verilen sıcak mesajlar sahada sonuç üretmek için Kongre matematiğine dönmek zorunda.”
Rus enerji akışları ve yaptırımlar: “Net mesaj”
Trump’ın görüşmelerde Rus petrol ve doğalgazı konusunu açıkça gündeme getirmesini, Moskova’nın savaş makinesini finanse eden gelirleri kısmaya dönük bir baskı aracı olarak okuyan Bryza, “Hindistan örneğinde olduğu gibi, G7 tavan fiyatının altında alım yapılması yönünde baskı artacak” değerlendirmesini yaptı. CAATSA ve NDAA çerçevelerinin, savunma satışlarında şart setini belirlemeye devam edeceğini söyledi.
Gazze ve Ukrayna dosyaları: “İvme arayışı”
Bryza, Gazze’deki anlaşma sürecinde Ankara’ya biçilen rolün Washington’da taktik bir ivme yarattığını, Trump yönetiminin bu dinamizmi Ukrayna dosyasında da değerlendirmek istediğini belirtti: “‘Güç göstererek barış’ yaklaşımı çerçevesinde, hem Gazze’nin ikinci aşamasını hem de Ukrayna’da bir çerçeveyi zorlama niyeti var.”
Suriye denklemi ve SDG: “Ankara’daki tartışmalar biliniyor”
Suriye’de SDG/YPG başlığında Trump’ın “şu an odağının sınırlı” olduğuna işaret eden Bryza, SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu fikrinin Washington’da dillendirildiğini, Ankara’da da zaman zaman tartışıldığını aktardı: “ABD’nin resmi pozisyonu birleşik Suriye. Gevşek idari modeller konuşulsa da Trump için belirleyici olan Türkiye’nin istikrarı; ayrılıkçı algılanan adımlara ‘yapman gerekeni yap’ refleksiyle yaklaşabilir.”
“İç siyaset Trump’ın umurunda değil; meşruiyet tartışması pragmatik”
Trump’ın Türkiye’deki demokrasi ve iç siyaset tartışmalarına uzak durduğunu vurgulayan Bryza, “Kendi ülkesindeki kurumlarla ilişkisi ortadayken, başka bir ülkedeki demokrasi standardıyla duygusal bağ kurmaz. ‘Meşruiyet’ dediği, uluslararası sahnede muhatap alma pragmatizmidir” dedi.













