İzmir’de kamu zararı tartışması: 2.135 kamyonluk hafriyat dosyası için Tugay’a suç duyurusu çağrısı
Ümit Kartal, İzBB’de Yelki döküm sahasına ilişkin “kamu zararı” tespiti üzerinden Başkan Cemil Tugay’a çağrı yaptı: 2.135 kamyon hafriyat dosyasında suç duyurusu olacak mı? Dosyanın idari–mali–adli boyutları ve şeffaflık beklentisi öne çıktı.
İzmir’de “kamu zararı” tartışması: 2.135 kamyonluk hafriyat dosyası için Tugay’a suç duyurusu çağrısı
YEREL GÜNDEM / İZMİR, TÜRKİYE
Gündemi sarsan paylaşım: “Suç duyurusunda bulunacak mı?”
İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, İzmir Büyükşehir Belediye (İzBB) Başkanı Cemil Tugay’a sosyal medya üzerinden yönelttiği sorularla yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Kartal, Yelki’deki döküm sahasına ilişkin belediye yazışmalarında “kamu zararı oluştuğu” tespitine dikkat çekerek, 2.135 kamyon hafriyatın dökümü nedeniyle belediyenin adli süreç başlatıp başlatmayacağını sordu. Kartal’ın hedefindeki temel soru net: “İzBB yönetimi bu dosyada suç duyurusuna gidecek mi?”
Resmî yazışma tartışmanın merkezinde
Kartal’ın paylaşımlarında, İzBB Genel Sekreter Yardımcısı imzalı bir iç yazışma yer aldı. Metinde, Güzelbahçe Yelki sınırlarındaki sahaya 10 Temmuz–8 Eylül 2025 tarihleri arasında toplam 2.135 kamyon toprak dökümü yapıldığına dair tespitler ve “kamu zararı” ifadesi öne çıkıyor. Kent Temizliği Şube Müdürlüğü denetimlerine atıf yapılan yazıda, sahaya dökülen malzemenin niteliği ve süreçteki onay/izin adımları değerlendiriliyor. Söz konusu tespit, belediye içinde idari ve mali işlemlerle birlikte olası adli başvurulara zemin teşkil edebilecek nitelikte görülüyor.
İZBETON soruşturması hatırlatması: ‘ölçü çifte mi?’ sorusu
Kartal, tartışmayı daha da büyüten karşılaştırmasını İZBETON soruşturması üzerinden yaptı. Toplam 28 bin 524 TL tutarındaki iki yemek fişinin imzalanması nedeniyle açılan dosyada yöneticilerin gözaltına alındığını ve tutuklamaların yaşandığını hatırlatan Kartal, “kamu zararı yoktur” içerikli geçmiş dönem yazışmalarına siyasi tepki gösterildiğini, buna karşılık “kamu zararı vardır” ifadesi taşıyan güncel yazışmaların akıbetinin merak konusu olduğunu vurguladı. Bu çerçevede, “aynı hassasiyetin bu dosyada da gösterilip gösterilmeyeceği” kamuoyu gündemine taşındı.
Belediye için olası senaryolar: idari, mali ve adli hatlar
Yerel yönetim mevzuatı açısından “kamu zararı” tespitleri birkaç aşamayı tetikleyebilir. İlk olarak, ilgili birimler nezdinde idari inceleme ve disiplin süreçleri; ikinci olarak, Sayıştay/teftiş mekanizmalarına bildirim; üçüncü olarak da Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu seçenekleri masaya gelebilir. Dosyada; dökümün kim tarafından, hangi yetkiyle ve hangi sözleşmesel çerçevede yapıldığı; taşıma ve bertaraf ücretlerinin nasıl belirlendiği; sahaya giriş-çıkış kayıtları, kantar fişleri, HYBS kayıtları ve sevk irsaliyelerinin zincir bütünlüğü gibi başlıklar kritik önem taşıyor. Zararın mahiyeti (fiili zarar mı, yoksun kalınan kâr mı), tutarın hesabı ve kusur oranlarının dağılımı da kararın yönünü belirleyecek.
Şeffaflık beklentisi: kamuya açık takvim ve rakam
Kamuoyunda öne çıkan talep, dosyaya ilişkin işlemlerin tarih–adım–sorumlu bazında şeffaf biçimde duyurulması. Bu kapsamda; (1) ön inceleme raporunun tamamlanma takvimi, (2) tespit edilen zarar/bedel hesaplama yöntemi, (3) tahsil–tazmin süreçleri ve (4) olası suç duyurusunun kapsamı, İzmir’in yerel yönetim gündeminde yakından izleniyor. Şeffaf bir süreç yalnızca siyasi tartışmayı yatıştırmakla kalmayıp, benzer çevre ve hafriyat dosyaları için emsal uygulama oluşturabilir.
Çevre ve kent yönetimi boyutu: döküm sahalarında kurallar
Hafriyat dökümlerinde çevresel etkiler—toz, zemin stabilitesi, yağışla birlikte akış yönleri ve flora/fauna zararları—yerel yönetimler için teknik risk başlıkları. Bu nedenle saha tespiti, kantar denetimi, güzergâh kontrolü, taşıyıcı firmaların lisansları ve atık kodları gibi ayrıntılar, hem çevre güvenliği hem de mali sorumluluk açısından kilit rol oynuyor. İzmir’in kıyı–orman–sit alanlarına yakın bölgelerinde yanlış döküm planları, geri dönüşü zor etkiler doğurabiliyor. Tartışılan dosya, bu hatlarda “çizgiyi kim ve nasıl aştı?” sorusunu da beraberinde getiriyor.
Siyasete yansıma: hesap verebilirlik testi
Dosya, yerel siyasette “hesap verebilirlik” sınavı haline gelmiş durumda. Kartal’ın çağrısı, belediye yönetiminin kendi dönemine ilişkin tespitlerde nasıl bir refleks göstereceğini ölçen bir turnusol işlevi görüyor. Olası bir suç duyurusunda, delil zincirinin sağlam kurulması ve zarar hesabının teknik dayanaklarının açıkça paylaşılması bekleniyor. Aksi halde tartışma, “çifte standart” suçlamalarıyla daha da sertleşebilir.
Ne zaman netleşecek?
Gözler şimdi İzBB yönetiminin atacağı adımlarda. İç inceleme süreçlerinin tamamlanması ve arkasından gelecek idari/cezai adımlar, hem belediye organizasyon şeması içinde sorumluluk dağılımını hem de kent kaynaklarının yönetiminde “sıfır tolerans” ilkesinin uygulanışını gösterecek. 2.135 kamyonluk tablonun “kaç para ettiği” sorusu ise ancak resmi zarar hesabıyla yanıt bulacak.













