Kuran Kursundaki Taciz İddiası Yargıya Taşındı, Fail Tutuklandı
İstanbul Bahçelievler’deki Diyanet'e bağlı yatılı Kur’an kursunda 17 çocuğa cinsel istismarda bulunulduğu iddiasıyla başlatılan soruşturma kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Belletmen İbrahim K. tutuklandı, ancak çocukların aynı kursa gönderilmeye devam edilmesi büyük tepki topladı.

17 Çocuğa İstismar İddiası: Diyanet’e Bağlı Kursta Büyük Skandal
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Diyanet'e bağlı yatılı Kuran kursunda istismar şüphesi: 17 çocuk mağdur edildi
İstanbul Bahçelievler’de Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı bir yatılı erkek Kur’an kursunda yaşanan iddia, kamu vicdanını derinden sarstı. Kursta görevli belletmen İbrahim K.’nin, 10 ila 13 yaşlarındaki 17 çocuğa aylar boyunca cinsel istismarda bulunduğu öne sürüldü. Olay, imam hatip ortaokulunda görevli bir öğretmenin çocukların konuşmalarını duymasıyla ortaya çıktı ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.
İbrahim K. gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Mağdur çocuklar ise pedagog eşliğinde Bakırköy Çocuk İzleme Merkezi’nde detaylı ifade verdi. İfadelerde çocukların çoğu, gece yataklarında istismara uğradıklarını, failin zaman zaman kendi yataklarına girdiğini ve tehditvari yaklaşımlarda bulunduğunu aktardı.
İddialar: Yetkililer durumu biliyordu ama müdahale etmedi
Olayın en çarpıcı boyutu ise, kurs yetkililerinin çocuklardaki davranış değişimlerini fark etmelerine rağmen herhangi bir işlem yapmadıklarının öne sürülmesi oldu. İbrahim K.’nin Eylül ayında görevden ayrıldığı, ancak olayın resmiyete dökülmesinin aylar sürdüğü belirtildi. Bazı çocukların eğitimden koparıldığı ve açık öğretimle devam ettikleri, ancak aynı kursa geri gönderildikleri ortaya çıktı.
Bu durum, hem çocukların psikolojik güvenliğinin hem de adaletin işleyişinin sorgulanmasına neden oldu. Ailelerin büyük kısmının, yaşananlara rağmen çocuklarını aynı yatılı Kur’an kursuna bırakmaya devam etmesi de kamuoyunda tepkiyle karşılandı.
Kamuoyundan gizlenmek mi istendi?
Timur Soykan’ın BirGün’de yayınlanan yazısına göre olayın kamuoyundan gizlenmeye çalışıldığı, Bahçelievler Müftüsü Mustafa Kayış’ın ise “Konu yargıya intikal etmiştir” diyerek açıklama yapmayı reddettiği ifade edildi.
Olay sonrası herhangi bir idari işlem yapılmadığı ve Kuran kursunun faaliyetlerine devam ettiği iddiaları da kamu yönetimi açısından ciddi bir kriz olarak değerlendiriliyor. Hukukçular, bu tür olaylarda hem bireysel suçun hem de kurumsal ihmallerin eş zamanlı olarak soruşturulması gerektiğini vurguluyor.
Devletin sorumluluğu: Çocukları korumak
Bu gelişmeler, devletin çocukları koruma yükümlülüğünü tekrar gündeme taşıdı. Özellikle Diyanet gibi kamusal otoriteye sahip bir kurumda görev yapan kişilerin eylemleri, sadece bireysel suç olarak değil, kurumsal denetim eksikliğinin bir sonucu olarak da ele alınıyor. Uzmanlar, çocukların yeniden aynı ortama gönderilmesinin kabul edilemez olduğunu ve bu çocukların hem pedagojik hem de hukuki destekle korunmaları gerektiğini belirtiyor.
Yaşananlar, kamuoyunda “çocukların güvenliği mi, kurumların itibarı mı?” sorusunu da beraberinde getiriyor. Şeffaflık, adalet ve sorumluluk ilkeleri çerçevesinde olayın tüm yönleriyle aydınlatılması ve sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği vurgulanıyor.