Kuvayi Milliye ve Mücahit Denilen ÖSO Nerede?
Ankara ile SDG arasındaki silah bırakma tartışmaları sürerken, Hakan Fidan’ın sert mesajları ve olası operasyon senaryoları gündemde. ÖSO/SMO’nun rolü ise yeniden sorgulanıyor.
“Kuvayi Milliye” ve “Mücahit” Denilen ÖSO Nerede?
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Suriye Politikası ve Silah Bırakma Tartışması
Türkiye’nin uzun süredir Suriye’deki terör örgütlerine yönelik yürüttüğü politikanın merkezinde, örgütlerin silah bırakması ve entegrasyon süreçleri bulunuyor. Ankara, geçmişte İmralı’daki görüşmelerde Suriye PKK’sının silah bırakacağı ve başta Mazlum Kobani olmak üzere yabancı savaşçıların bölgeyi terk edeceği vaadiyle hareket etmişti. Ancak bu beklentilerin hiçbiri gerçekleşmedi.
ABD’nin arabuluculuğuyla Kobani’nin, Suriye’nin yeni aktörlerinden Colani ile anlaşmaya oturması, Ankara’da soru işaretlerini artırdı. İktidar medyası bunu “YPG Şam’a teslim” diye duyursa da, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ihtiyatlı bir tablo çizerek “silahlı unsurların denklem dışına çıkarılmasının elzem olduğunu” vurguladı.
Fidan’dan SDG’ye Sert Mesaj
Fidan, 13 Ağustos’ta Suriye Dışişleri Bakanı ile yaptığı ortak basın toplantısında SDG’nin silah bırakmamasını eleştirerek “Kimse enayi değil, biz enayi değiliz” ifadelerini kullandı. Fidan, YPG yönetimini zamana oynamakla suçladı ve örgüte Şam yönetimiyle “olumlu angajmana girme” çağrısı yaptı.
Ardından Milli Savunma Bakanlığı da açıklama yaparak SDG’nin 10 Mart mutabakatındaki hiçbir şartı yerine getirmediğini duyurdu. Bu çıkışlar, Ankara ile SDG arasındaki güven krizini derinleştirdi.
Siyasi Tepkiler
Fidan’ın sözleri DEM cephesinden sert tepki aldı. DEM Eş Başkanı Tuncer Bakırhan, SDG için “kuzeydoğu Suriye yönetimi” ifadesini kullanarak Fidan’ı Kürtlerin kazanımlarını yok etmeye çalışmakla suçladı. DEM Sözcüsü Ayşegül Doğan ise Fidan’ın “demagoji yaptığını” ileri sürdü. CHP’li Sezgin Tanrıkulu da, “Sokak diliyle dış politika yapılmaz. Kürt meselesi iç meseledir” diyerek eleştiride bulundu.
Olası Operasyon Senaryosu
İktidar medyasında, Fidan’ın açıklamalarından hemen önce SDG’ye yönelik operasyon hazırlıkları gündeme taşındı. Haberlere göre, Eylül’e kadar somut adım atılmazsa Suriye ordusu ve aşiretler sahada harekete geçecek, Türkiye ise dolaylı destek verecek. Bu süreçte ABD’nin de diplomatik süre istediği iddia edildi.
Suriye’nin başı Colani ise Türkiye, SDG, Suriye yönetimi ve ABD’nin dahil olduğu bir anlaşma taslağı üzerinde mutabakata varıldığını açıkladı. Bu durum, sahadaki dengelerin daha da karmaşık hale geldiğini gösteriyor.
Unutulan ÖSO/SMO
Tüm bu tartışmaların gölgesinde, Ankara’nın ABD ile birlikte eğit-donat programı kapsamında kurduğu ve “Özgür Suriye Ordusu” olarak bilinen, sonrasında “Suriye Milli Ordusu”na (SMO) dönüşen yapının akıbeti yeniden gündeme geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018’de ÖSO’yu “tıpkı Kurtuluş Savaşı’ndaki Kuvayi Milliye güçleri” olarak tanımlamış, 2019’da ise bu güçleri “mücahitler” olarak nitelendirmişti. Bugün ise bu grupların bir kısmı Suriye yönetimine entegre edilmiş durumda. SMO komutanlarından Fehim İsa’nın Savunma Bakan Yardımcılığına getirilmesi bunun en somut örneği oldu.
Büyük Soru
Şimdi kamuoyunda şu sorular soruluyor: ABD ve Batı destekli Colani, gerçekten SDG’ye karşı harekete geçebilir mi? Ve en önemlisi, bir dönem “Kuvayi Milliye” ve “mücahitler” diye tanımlanan ÖSO/SMO unsurları, olası bir gelişmede yeniden Türkiye’nin yanında saf tutacak mı?
Etiketler
#Fidan #SDG #YPG #PKK #Suriye #Kobani #ÖSO #SMO
Kaynak: Müyesser Yıldız













