Trump–Erdoğan buluşmasından çok kutuplu mesajlar: Dünya beşten büyük vurgusu ve dosya başlıkları netleşti

Trump–Erdoğan buluşması, Suriye, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs dosyalarıyla “çok kutuplu” mesajlar verdi; Ankara savunma özerkliği ve çözüm odaklı ortaklık vurgusunu yineledi.

Trump–Erdoğan buluşmasından çok kutuplu mesajlar:  Dünya beşten büyük  vurgusu ve dosya başlıkları netleşti

Trump–Erdoğan buluşmasından çok kutuplu mesajlar: “Dünya beşten büyük” vurgusu ve dosya başlıkları netleşti

YEREL GÜNDEM / ANKARA–WASHINGTON

Beyaz Saray’daki karşılama ve uğurlama: Protokolün ötesine geçen semboller

ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington’daki görüşmesi, protokolün ötesine taşan sembolik anlarla dikkat çekti. Trump’ın karşılama–uğurlama esnasındaki yakın tavrı, Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ı Beyaz Saray ekibiyle birlikte samimi bir kadrajda ağırlaması, iki lider arasındaki iletişimin tonuna dair güçlü bir işaret olarak kayda geçti. Ankara kaynakları, bu jestlerin, yalnız kişisel frekans değil, iki ülke gündeminde “çözüm odaklı” bir zemin arayışını da yansıttığını değerlendiriyor.

“Küresel aktör” vurgusu: BM kürsüsü ve Gazze dosyasının izdüşümü

Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda Gazze, Filistin genel tablosu, Rusya–Ukrayna savaşı ve Tahıl Koridoru başlıklarında sergilediği söylem, Türkiye’nin krize arabuluculuk ve insani koridor tasarımı gibi alanlarda üstlendiği rolü öne çıkardı. Diplomatik çevrelere göre, Erdoğan’ın “çözüm üreten lider” profili, Trump’ın kamuoyu önündeki saygı ifadeleriyle birleşince, görüşmenin siyasi bağlamı daha görünür hale geldi. Bu çerçevede, Washington temaslarında Türkiye’nin yalnız kendi güvenlik gündemini değil, küresel istikrara dair katkı kapasitesini de masaya koyduğu belirtiliyor.

Masadaki somut başlıklar: Suriye, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs

Görüşmede öne çıkan dosyaların başında Suriye geliyor. Türkiye, sınır güvenliği ve ülkenin toprak bütünlüğü vurgusunu yineledi; terörle mücadele ve güvenli geri dönüş koşullarına ilişkin parametreler teyit edildi. Doğu Akdeniz’de enerji, deniz yetki alanları ve kaynakların adil paylaşımına dayalı çerçeve, Ankara’nın “geri adım yok” yaklaşımıyla yeniden gündeme taşındı. Kıbrıs meselesinde ise Türkiye’nin “milli hassasiyet” vurgusu ve olası oldu bitti girişimlerine karşı caydırıcılık mesajı, diplomatik muhataplara aktarılan başlıklar arasında yer aldı.

Savunma sanayi ve çok kutuplu düzen: “Dünya beşten büyük” parantezi

Son yıllarda ivme kazanan savunma sanayi projeleri, Ankara’nın stratejik özerklik arayışının temel sütunlarından biri olarak masaya geldi. “Dünya beşten büyük” mottosu, çok kutuplu düzen tezinin diplomatik simgesi işlevini sürdürüyor. Türk tarafı, yeni küresel mimaride tek eksenli bağımlılığı azaltan, esnek ve çok katmanlı ortaklık stratejisini vurgularken; enerji güvenliği, tedarik zincirleri ve kritik teknolojiler gibi alanlarda “ortak fayda–somut çıktı” dengesine dayalı iş birliği zeminini genişletme iradesini öne çıkardı.

Richard Moore’un İstanbul mesajı: Yeni mimaride Türkiye’nin yeri

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da görevine veda eden Birleşik Krallık Gizli İstihbarat Servisi (MI6) eski Başkanı Richard Moore’un konuşması, Türkiye’nin bölgesel ve küresel rolüne yapılan vurguyla dikkat çekti. Konuşmanın İstanbul’da yapılmış olması, diplomasi kulislerinde sembolik bir tercih olarak yorumlandı. Uzmanlara göre bu seçim, Türkiye’nin Avrupa–Ortadoğu–Asya eksenindeki stratejik konumuna, yeni dönemin çok taraflı arayışlarında Ankara’sız denklemlerin eksik kalacağına işaret ediyor.

Washington–Londra ekseni ve paradigma değişimi: Geniş ortaklıklar dönemi

ABD ile Birleşik Krallık arasındaki nüfuz rekabetinin görünürleştiği bir dönemde, her iki başkent de çıkarlarını korumak için geniş katılımlı ortaklıklara yöneliyor. Ankara, bu tabloda baskılara rağmen dış politikasını çeşitlendiren, riskleri dağıtan ve yer yer arabuluculuk kapasitesi sunan bir aktör olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin Washington temaslarında verdiği ana mesaj, “sıfır toplamlı” değil, ölçülebilir kazanımlara dayalı, esnek ve fonksiyonel iş birliklerinin öncelenmesi şeklinde özetlenebilir.

Sonuç: Sembollerden dosyalara, dosyalardan yol haritasına

Trump–Erdoğan görüşmesi, sıcak protokol anlarından stratejik dosyalara uzanan çok katmanlı bir gündemi görünür kıldı. Suriye’de güvenlik mimarisi, Doğu Akdeniz’de denge, Kıbrıs’ta caydırıcılık ve savunma sanayinde özerklik başlıkları, Ankara’nın yol haritasının omurgasını oluşturuyor. BM kürsüsündeki söylemle uyumlu şekilde, Türkiye’nin çok kutuplu düzende “çözüm üretici–dengeleyici” rol talebi, Washington’da da yinelendi. Önümüzdeki dönemde bu söylemin, enerji projeleri, tedarik zincirleri, finansal araçlar ve kriz diplomasisi kanallarında somut adımlara dönüşmesi bekleniyor.


www.yerelgundem.com

Kaynak: Sevil Nuriyeva / Türkiye