Trump’ın Rusya Politikası Ankara’nın İşine Gelir mi?

Trump’ın Rusya politikası, Türkiye için fırsatlar ve riskler barındırıyor. ABD’nin Avrupa ile yaşadığı gerilim, Ankara’nın Batı içindeki rolünü artırırken, Rusya’nın güçlenmesi yeni dengeler yaratıyor.

Trump’ın Rusya Politikası Ankara’nın İşine Gelir mi?

Trump’ın Rusya Politikası Ankara’nın İşine Gelir mi?

YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE

ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya ve Ukrayna konusundaki yeni yaklaşımı, Türkiye için karmaşık bir tablo oluşturuyor. Trump, Ukrayna savaşını sona erdirmek adına Rusya’ya birçok taviz verirken, bu durum Ankara’nın stratejik dengelerini yeniden değerlendirmesini gerektiriyor.

ABD’nin son dönemde izlediği Rusya politikası, Ankara için ilk bakışta avantajlı görünüyor. Türkiye, savaşın başından beri Ukrayna’daki çatışmaların sona ermesini destekledi ve diplomatik çözüm yollarını savundu. Ancak Trump’ın yaklaşımı, Rusya’nın elini güçlendirirken Türkiye’yi zorlayabilecek unsurlar da barındırıyor.

Türkiye’nin Batı ve Rusya Dengesi

Rusya’ya uygulanan yaptırımlara tam olarak katılmayan Türkiye, Batı’da zaman zaman “güvenilmez müttefik” eleştirileriyle karşı karşıya kaldı. Ancak Türkiye, Ukrayna’ya sağladığı dron desteği ve Montrö Sözleşmesi çerçevesinde Boğazları kapatarak Rus donanmasını Karadeniz’de zor duruma sokması gibi adımlarla, Batı ittifakı içinde önemli bir rol oynadığını gösterdi.

ABD’nin Moskova’ya uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye yönelik baskıları son dönemde arttı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Biden yönetiminin Gazprom ile ilgili yaptırımlarına açıkça tepki göstermişti. Bunun sonucunda Ankara-Moskova ilişkilerinde bir soğuma yaşandı.

Ancak Trump’ın başkanlığa gelmesiyle birlikte ABD’nin Rusya’ya yönelik politikası radikal bir değişime uğradı. Trump, Ukrayna’nın NATO üyeliğine destek verilmemesi gerektiğini savunarak, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi “seçimsiz diktatör” olarak nitelendirdi. Trump’ın açıklamaları, Avrupa’da ciddi yankı uyandırırken, ABD’nin müttefiklerine yönelik güvenilirliğini de tartışmaya açtı.

Avrupa’nın Tavrı ve Türkiye’nin Konumu

Trump’ın Rusya politikasına Avrupa’dan gelen tepkiler karışık. İngiltere ve Fransa gibi ülkeler, Rusya’nın Ukrayna’da durmayacağını ve Baltıklar ile Balkanlar’da da tehdit oluşturacağını öne sürerek sert bir duruş sergiliyor. Ancak İtalya Başbakanı Georgia Meloni gibi liderler, Trump ile daha yakın bir çizgide duruyor.

Trump yönetiminin Rusya’ya yaptırımları kaldırması halinde Avrupa’nın bu politikalara nasıl yanıt vereceği belirsizliğini koruyor. Eğer Avrupa, Trump’ın kararlarını takip ederse, Rusya üzerindeki ekonomik baskı azalabilir. Bu senaryoda Türkiye’nin, enerji bağımlılığı ve bölgesel dengeler açısından Rusya ile ilişkilerini daha dikkatli yönetmesi gerekecek.

Türkiye-Rusya İlişkilerinde Yeni Dönem

Türkiye, savaş boyunca Rusya ile pragmatik bir ilişki sürdürdü. Ankara, Moskova ile ticari ilişkilerini sürdürürken, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne de destek verdiğini vurguladı. Ancak Trump’ın Ukrayna’yı pazarlık konusu yapması, Rusya’nın savaş sonrası daha özgüvenli bir şekilde Türkiye’ye yaklaşmasına neden olabilir.

Rusya’nın elinin güçlenmesi, Türkiye açısından bazı riskleri beraberinde getiriyor. Türkiye’nin NATO üyeliği, Moskova karşısında en büyük caydırıcı unsuru olsa da, ABD’nin Avrupa ile ilişkilerini zayıflatması NATO’nun iç birlikteliğini de sarsabilir. Bu durum, Türkiye’nin güvenlik stratejisini yeniden gözden geçirmesini gerektirebilir.

Ayrıca, Türkiye’nin Rusya’dan enerji bağımlılığı devam ediyor. Akkuyu Nükleer Santrali projesi gibi uzun vadeli işbirlikleri, Türkiye’yi Rusya karşısında daha kırılgan hale getirebilir. Türkiye’nin Ukrayna savaşında elde ettiği avantajlar, savaşın sona ermesiyle azalabilir ve Karadeniz’deki denge değişebilir.

Lavrov’un Ankara Ziyareti ve Beklentiler

Trump’ın Rusya politikası, Türkiye’yi bu süreçte dikkatli bir diplomasi izlemeye zorluyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un son dönemde sık görüşmesi, Moskova-Ankara hattında önemli gelişmelerin yaşanabileceğine işaret ediyor. Lavrov’un Ankara ziyareti, Putin’den özel mesajlar getirebileceği yorumlarına neden oldu.

Rusya’nın Türkiye’den beklentileri arasında, Ukrayna savaşının sonuna yaklaşılırken Boğazların savaş gemilerine açılması gibi talepler bulunabilir. Ayrıca, Moskova’nın doğal gaz ödemeleri konusunda Ankara’dan yeni tavizler istemesi de gündemde olabilir.

Türkiye’nin Suriye’deki öncelikleri de bu süreçte kritik bir rol oynuyor. Ankara, ABD’nin YPG’ye desteğini sonlandırmasını talep ederken, Washington’ın Suriye’den asker çekme planlarını kesinleştirmediği görülüyor. Bu durum, Türkiye’nin ABD ve Rusya arasında daha dengeli bir pozisyon almasını gerektirebilir.

Sonuç

Trump’ın Rusya politikası, Türkiye için fırsatlar kadar riskler de barındırıyor. ABD’nin Avrupa ile yaşadığı gerilim, Türkiye’yi Batı ittifakı içinde daha önemli bir konuma getirebilir. Ancak Rusya’nın güçlenmesi, Ankara’nın Moskova ile ilişkilerinde daha dikkatli olmasını gerektiriyor.

Önümüzdeki süreçte Türkiye, denge politikasını koruyarak hem ABD hem de Rusya ile ilişkilerini yeniden şekillendirmek zorunda kalacak. Lavrov’un ziyareti ve ABD ile temasların seyri, bu yeni dönemin yönünü belirleyecek.

www.yerelgundem.com

Kaynak: Barçın Yinanç / T24