AP Raportörü: Askeri Güçle Değil, Demokrasiyle İlerlenir

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye’nin askeri ya da jeopolitik nedenlerle değil, yalnızca demokratik reformlarla AB üyeliğine yaklaşabileceğini söyledi. AB-Türkiye ilişkilerini değerlendiren rapor, üyelik sürecinin yeniden başlatılamayacağını vurguladı.

AP Raportörü: Askeri Güçle Değil, Demokrasiyle İlerlenir

AB'den Türkiye’ye Net Mesaj: Üyeliğe Giden Yolda Kestirme Yok

AP Raportörü: Askeri Güçle Değil, Demokrasiyle İlerlenir

YEREL GÜNDEM / ANKARA

Strazburg’dan Ankara’ya soğuk rüzgarlar

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Avrupa Parlamentosu’nda oylanacak olan Türkiye Raporu öncesinde yaptığı açıklamalarla Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecine dair sert uyarılarda bulundu. “AB üyeliği, askeri ya da stratejik değil, demokratik standartlara bağlıdır” diyen Sanchez Amor, Türkiye’de kamuoyunda yaratılan “askeri gücümüz AB kapılarını açar” algısını gerçek dışı bulduğunu dile getirdi.

Sanchez Amor’un bu çıkışı, Türkiye'nin uzun süredir askıya alınmış üyelik sürecinin yeniden canlandırılması beklentilerinin AB nezdinde karşılık bulmadığını ortaya koydu. Raportör, üyeliğin temelinde demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının yer aldığını vurguladı.

AP Raporu onaylandı: Türkiye’ye ciddi eleştiriler

Nacho Sanchez Amor’un açıklamalarının ardından Avrupa Parlamentosu'nda yapılan oylamada Türkiye’ye ilişkin 27 sayfalık rapor 367 oyla kabul edildi. Rapor, Türkiye’nin üyelik sürecinin mevcut koşullarda yeniden başlatılamayacağını açıkça ortaya koyuyor. Temel gerekçeler arasında demokratik normlardan uzaklaşma, yargı bağımsızlığının zayıflaması ve Avrupa değerlerine olan bağlılığın sorgulanması yer alıyor.

Raporda ayrıca, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’a ilişkin AİHM kararlarının hala uygulanmaması sert bir dille eleştirildi. Son dönemde gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu ve muhalefet belediyelerine yönelik baskılar da AB’nin endişe duyduğu konular arasında sıralandı.

AB-Türkiye ilişkileri: Ortaklık mı, üyelik mi?

Parlamento raporunda, mevcut koşullarda üyelik sürecinin yeniden başlaması beklenmese de, AB ile Türkiye arasında daha yakın ve stratejik bir ortaklık kurulması yönünde çaba gösterilmesi çağrısı yapıldı. Ancak bu ortaklığın da, sadece göç, enerji ve ticaret gibi sınırlı alanlarla sınırlı kaldığı ve ilerleme sağlanmasında ciddi engeller bulunduğu belirtildi.

Vize serbestisi: Altı kriter hâlâ bekliyor

Raporda, Türkiye’nin Schengen ülkelerine yönelik vize serbestisi hedefinin hâlâ gerçekleşmediği hatırlatıldı. Türkiye, 72 kriterin 66’sını yerine getirmiş olsa da, terörle mücadele yasasında değişiklik, Europol ile işbirliği, GRECO önerilerinin uygulanması, kişisel verilerin uyumu gibi altı temel kriterde ilerleme sağlanamaması, sürecin önünü tıkıyor.

AB, Türk vatandaşlarının vize başvurularında yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, hem Türkiye’yi hem de AB üye ülkelerini teknik ve idari engellerin kaldırılması konusunda adım atmaya çağırdı.

Katılım sürecinde tıkanıklık 2018’den bu yana sürüyor

Türkiye’nin AB üyeliği serüveni 1963 Ankara Anlaşması ile başlamış, 2005 yılında ise resmi katılım müzakereleriyle yeni bir evreye taşınmıştı. Ancak 35 başlıktan sadece 16’sı açılabildi, sadece biri geçici olarak kapatıldı. Haziran 2018’de AB Konseyi, Türkiye ile yeni fasıl açılmasını reddederek müzakereleri fiilen dondurdu.

Türkiye ne yapmalı?

Sanchez Amor’un sözleri ve kabul edilen rapor, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik için önce iç reformlara, hukuk devleti ilkesine ve demokratik standartlara geri dönüş yapması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Askeri güç, bölgesel rol ya da stratejik işbirliği gibi unsurların üyeliğe tek başına kapı aralayamayacağı mesajı, Ankara için açık bir uyarı niteliğinde.

www.yerelgundem.com