AYM'nin İptal Ettiği Düzenlemeye Dayanarak 7 Kişi Tutuklandı
AYM’nin iki kez iptal ettiği “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” düzenlemesi gerekçe gösterilerek Mersin’de 7 kişi tutuklandı. Hukuk çevrelerinden tepki geldi.
AYM'nin İptal Ettiği Düzenlemeye Dayanarak 7 Kişi Tutuklandı
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Mersin’in Akdeniz ilçesinde belediyeye kayyım atanmasını protesto eden 7 kişi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iki kez iptal ettiği “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına eylem ve faaliyetlerde bulunma” suçlamasıyla tutuklandı.
AYM’nin İptal Kararları ve Tutuklama
Akdeniz Belediyesi’nin kayyım atanmasını protesto eden grup içerisinden gözaltına alınan Ö.A., B.B., M.S., T.K., M.A.A., V.S. ve adı açıklanmayan bir kişi, savcılık sorgusunun ardından sulh ceza hâkimliğine sevk edildi. Hâkimlik, AYM’nin iki kez iptal ettiği düzenleme gerekçe gösterilerek tutuklama kararı verdi.
AYM, 2023 yılında “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” düzenlemesini belirsiz olduğu ve anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmişti. Ancak aynı düzenleme, 2024 yılında yapılan yasal değişiklikle yeniden yürürlüğe girdi.
Yasal Tartışmalar ve İptal Süreci
TCK’nın 220. maddesinin 6. fıkrasındaki düzenleme, 2024’te 8. Yargı Paketi kapsamında yeniden düzenlendi. Ancak Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi, düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali için AYM’ye başvurdu. AYM, düzenlemeyi ikinci kez iptal etti ancak kararın 6 ay sonra yürürlüğe girmesine hükmetti.
AYM, gerekçesinde, suçun açık, net ve anlaşılır bir şekilde tanımlanmadığını, bu durumun suç ve ceza kanuniliği ilkesine aykırılık oluşturduğunu vurguladı.
AİHM Kararı ve Eleştiriler
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), söz konusu düzenleme nedeniyle ceza alan kişiler hakkında 2019 yılında Türkiye’yi mahkûm etmişti. AİHM, düzenlemenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 7. maddesine aykırı olduğunu belirlemişti.
Sonuç ve Tepkiler
Anayasa’nın 38. maddesine açıkça aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilen bu düzenleme, tutuklama kararlarının hukuki dayanağı olarak gösterildi. İnsan hakları savunucuları ve hukukçular, düzenlemenin keyfî uygulamalara neden olduğu görüşünü dile getirerek tepki gösterdi.













