Cemaat Kendi Kendini Feshetmeli: Hiyerarşik Yapılar Her Zaman Tehlikelidir
Siyaset bilimci Mümtazer Türköne, “Cemaat kendini feshetmeli” çıkışına destek verdi. Hiyerarşik yapılar, istismara ve dış operasyonlara açık hale gelir. Türköne, cemaatin dağılmasının mağduriyetleri azaltacağını ve Türkiye’de baskının hafiflemesini sağlayacağını savundu.

Cemaat Kendi Kendini Feshetmeli: Hiyerarşik Yapılar Her Zaman Tehlikelidir
YEREL GÜNDEM / TÜRKİYE
Mümtazer Türköne: "Merkezi yapı istismara açık bir zemin oluşturur"
Siyaset bilimci ve yazar Mümtazer Türköne, Serbestiyet kanalında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle Gökhan Bacık’ın gündeme taşıdığı “Cemaat kendini feshetmeli” önerisine güçlü bir destek veren Türköne, hiyerarşik yapılanmaların sadece iç güvenlik açısından değil, dış müdahalelere de açık hale geldiğini vurguladı. “Bir yapının tepesinde emir-komuta zinciri varsa bu, her türlü operasyona davetiye çıkarır” dedi.
“Cemaatin feshi mağduriyetleri hafifletir”
Türköne, örgütsel bir yapının Türkiye'de hâlâ gerekçesiz baskıların sürmesine neden olduğunu belirtti. Özellikle cezaevinden çıkmış, yargılanmış ve beraat etmiş eski cemaat mensuplarının ticari ya da sosyal bir girişimde bulunmasının bile suç teşkil ettiğini vurgulayan Türköne, “Bu baskının kaldırılmasının yolu cemaatin açıkça kendini feshetmesidir” diye konuştu. Bu sayede, birçok insan üzerindeki terör örgütü mensubu yaftasının da kaldırılabileceğini söyledi.
"Cemaatin diasporası ile Türkiye'dekiler kopmuş durumda"
Türköne, yurtdışındaki cemaat çevrelerinin, Türkiye'deki gerçek baskı ortamını tam anlamıyla kavrayamadığını ve sürece naif yaklaştığını ifade etti. Cemaatin özellikle Avrupa ve Amerika’da güçlü bir diaspora oluşturduğunu belirten Türköne, “Bu insanlar başarılılar, girişimciler ama Türkiye'deki atmosferi bilmiyorlar” diyerek bu iki kesim arasında ciddi bir kopukluk olduğunu savundu.
“Fesih siyasi değil, vicdani ve toplumsal bir çağrı”
Gökhan Bacık’ın önerisinin PKK ile kıyaslanarak anlaşılmasının yanlış olduğunu belirten Türköne, cemaatin kendini feshetmesinin siyasi pazarlıkla değil, içsel bir sorumlulukla gerçekleşmesi gerektiğini dile getirdi. “Partiler, dernekler, vakıflar da kendini fesheder. Bu, sadece terör örgütlerine özgü bir durum değildir” diyen Türköne, cemaatin artık dağılması gerektiğini ve bunun mağdur kitle üzerinde rahatlatıcı bir etkisi olacağını ifade etti.
“Yargı sistemi delilsiz suçlamalarla dolu”
Kendisi de 4,5 yıl cezaevinde kalan Mümtazer Türköne, yargılandığı süreçte somut bir delil olmadığını, yazdığı yazılar nedeniyle “fiili saldırı” suçlamasıyla ceza aldığını hatırlattı. “Cezaevinde birçok cemaat mensubunu yakından tanıma fırsatım oldu. Suçla ilgisi olmayan binlerce insan yaftalandı” diyen Türköne, hukukun tamamen askıya alındığını savundu.
"AK Parti süreci hukuka döndürmekte isteksiz"
Süregelen Kürt meselesi barış sürecine de değinen Türköne, iktidarın hukuki çerçevede ilerleme kaydedememesinin esas nedeni olarak mevcut güç araçlarını kaybetme korkusunu gösterdi. “İktidar, yargıyı muhalifleri tasfiye etmek için kullanıyor. Bu nedenle hukuka dönmek istemiyor” ifadelerini kullandı.
“Fesih, cemaat için de yeni bir sayfa olabilir”
Türköne’ye göre cemaatin feshi, yalnızca mağdurların üzerindeki baskıyı azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda yapının içinden gelen eleştirilere de cevap teşkil edecek. “Eğer böyle bir hiyerarşi, merkezi yapı gerçekten varsa, bu yapının dağılması cemaatin geleceği açısından daha faydalı olacaktır” dedi.
“Bahçeli süreci sahiplendi, iktidar kararsız”
Türköne, Devlet Bahçeli’nin Kürt meselesi sürecine verdiği desteğin altını çizerken, AK Parti kanadının ise süreci sahiplenmekte zorlandığını belirtti. “İktidar tarafında tereddütler ve kararsızlıklar var. Bahçeli ısrarla sürecin arkasında duruyor” dedi.