Cemevleri Neden Açıldı? Radikal İmamlar Alevi Cenazeleri Kabul Etmedi, Namazı Kıldırmadı, Cemevleri Açıldı!

Alevi tarihçisi Vedat Kara, İslam Özkan’a verdiği röportajda Aleviliğin tarihsel kökenlerinden cemevlerinin bugünkü konumuna kadar birçok önemli konuya açıklık getirdi. Alevilerin talepleri, kimlik arayışı ve Madımak sonrası dönüşüm süreci detaylıca ele alındı.

Cemevleri Neden Açıldı?  Radikal İmamlar Alevi Cenazeleri Kabul Etmedi, Namazı Kıldırmadı,  Cemevleri Açıldı!

Alevi Kimliğinin Tanınma Mücadelesi: Vedat Kara Anlatıyor


BİLGE TABİRCİ / TÜRKİYE

Alevi toplumunun yüzyıllardır süren inançsal ve kimliksel mücadelesi, modern dönemde yeni bir eşiğe ulaştı. Eğitimci ve tarihçi Vedat Kara ile yapılan kapsamlı röportaj, Aleviliğin tarihsel köklerinden güncel taleplerine kadar birçok katmanı ortaya seriyor. Devletin ve toplumun Aleviliğe yaklaşımını, cem ritüellerinden Kırklar Meclisi’ne, cemevlerinden kimlik mücadelesine kadar geniş bir çerçevede değerlendiren Kara, Alevi inancının bugün yaşadığı zorlukları tarihsel bağlamıyla analiz ediyor.

“Alevilerin ortak talepleri var ama devlet bu gerçeği görmezden geliyor”

Vedat Kara, Alevilerin homojen bir yapıya sahip olmamalarının sorun olmadığını, çünkü her inanç grubunun kendi içinde yollar ve sürekler taşıdığını belirtiyor. “Devlet, ‘ortak bir Alevilik yok’ diyerek çözüm üretmekten kaçınıyor. Oysa Aleviler cem ibadetini tanır, cemevini ibadethane olarak kabul eder, belli ritüellerde birleşir” diyor.

Kara'ya göre Aleviler, hem İslam içinde hem de dışında konumlanan bir kimlik tanımı yapabiliyor. Bu çok katmanlı yapı, Aleviliği zenginleştiriyor. “Benim Kâbe’m insandır” anlayışıyla insanı merkeze alan Alevilik, doğa ve barış temelli bir inanç sistemi olarak tanımlanıyor.

Kırklar Meclisi ve Hz. Ali'nin Alevilikteki konumu

Kara, Aleviliğin temel öğretilerinden biri olan Kırklar Meclisi’nin Alevi bireyler için ilk öğrenilen bilgi olduğunu söylüyor. Bu meclisin hiyerarşik olmadığını, ancak Hz. Ali’nin meclisin başında olduğunu vurguluyor. “Hz. Muhammed bile bu meclise peygamber sıfatıyla değil, nebi sıfatıyla girer. Alevilikte vahdet-i vücut yani varlığın birliği inancı çok güçlüdür.”

İbni Arabi'nin öğretisiyle Alevilik arasında paralellik kuran Kara, “Alevilikte Allah, varlığın kendisidir. Ali’yi merkeze koymaları da bundandır. O, birliği ve bütünlüğü simgeler” diyerek Alevi metafiziğini tanımlıyor.

Cemevleri tarihten bugüne

Vedat Kara’ya göre cemevlerinin modern bir icat olduğu iddiası tarihsel olarak doğru değil. “Malatya Onarlı köyünde beş yüzyıllık cemevi var. Aleviler, ‘ibadet lamekândır’ der. Yani ibadetin belirli bir mekâna sıkışmasına gerek yoktur.”

Ancak kentleşme ile birlikte ihtiyaçlar değişti. Özellikle cenaze namazlarında imamların Alevi cenazelerini kıldırmak istememesi, cemevlerinin kurumsallaşma sürecini hızlandırdı. “Cenazeler ortada kalınca cemevleri gündeme geldi. Bu, bir zorunluluktan doğan hak arayışıdır” diyor Kara.

Madımak Katliamı: Kolektif hafızada kırılma anı

Vedat Kara, Aleviliğin kamusal alanda görünür olmasında 2 Temmuz 1993 Madımak Katliamı’nın önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtiyor. “O zamana kadar Aleviler, sırlarını koruyorlardı. Ancak Madımak, kimliğin görünür olmasını ve hak mücadelesini zorunlu kıldı. Bu nedenle Alevilik modern çağda bir hak arayışı kimliğine dönüştü.”

Alevilikte pirler, dedeler savaşa katılamaz

Alevi inancının pasif direnişi esas aldığını belirten Kara, “Pirler ve dedeler savaşa katılamaz. Direnebilirler, mazlumla birlikte olabilirler ama aktif savaşçı olamazlar. Bu, Aleviliğin ruhuna terstir” diyor.

Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması ve devletle ilişkiler

Vedat Kara, cemevlerinin ibadethane olarak tanınması gerektiğini ve bunun devletin görevi olduğunu savunuyor. “Bazıları zamanlamayı tartışıyor ama sorun hep vardı. Devletin görevi sadece camileri desteklemek değil, tüm inanç gruplarına eşit davranmaktır.”

Devletle mesafeli duran Alevi toplumunun, artık sorunların çözümünde aktif rol alması gerektiğini savunan Kara, “Pir para almaz, ferman almaz. Dede özgür değilse Alevilik özgür değildir” diyerek Aleviliğin özündeki bağımsızlık ilkesini vurguluyor.

“Sırrını sakla”dan “kimliğini görünür kıl”a

Alevilikte, tarihsel olarak “sırrını saklamak” öğüdü önemliydi. Ancak Kara’ya göre bu, artık değişmek zorunda. “Modern çağda hak aramak için sır değil, kimlik görünürlüğü gerekiyor. Bu yüzden Alevilik artık kendi kurumlarını kurmalı, haklarını talep etmeli.”

Vedat Kara kimdir?

1968 Amasya Gümüşhacıköy doğumlu Vedat Kara, Anadolu Üniversitesi Tarih Bölümü mezunudur. Eğitimci, gazeteci ve Alevi toplumuna yönelik birçok projede aktif görev almış bir isimdir. Alevilikte ayrımcılık, kimlik mücadelesi, erkanlar ve modern çağda inanç temsiliyeti üzerine çalışmalar yapmaktadır.

BİLGE TABİRCİ / TÜRKİYE


www.bilgetabirci.com