CHP’de iki hat tartışması: Özel’in Bolu kampına Kılıçdaroğlu’na yakın vekiller katılmadı

CHP’nin Bolu Abant kampında Kılıçdaroğlu’na yakın bazı milletvekilleri yer almadı. İzmir ekseni öne çıktı; Özgür Özel “birlik” vurgusu yaptı. İç dengeler nereye evriliyor?

CHP’de  iki hat tartışması: Özel’in Bolu kampına Kılıçdaroğlu’na yakın vekiller katılmadı

CHP’de “iki hat” tartışması: Özel’in Bolu kampına Kılıçdaroğlu’na yakın vekiller katılmadı

YEREL GÜNDEM / BOLU

Abant’ta yol haritası, salonda eksik koltuklar

CHP TBMM Grubu’nun Bolu Abant’ta yaptığı 28. Dönem 3. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı, parti yönetiminin “birlik ve beraberlik” vurgusuyla açıldı; ancak salondaki boş koltuklar dikkat çekti. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın çizgide görülen bazı milletvekillerinin kampa katılmaması, “CHP’de iki hattın ayrışması hızlanıyor” yorumlarına yol açtı. Parti kulislerinde, Kılıçdaroğlu sonrası dönemde teşkilat ve Meclis grubu arasında süren güç mücadelesinin, saha organizasyonlarından kapalı grup toplantılarına uzanan bir “mesafe koyma stratejisi”ne dönüştüğü konuşuluyor.

Kimler yoktu? “Hasta” gerekçesi ve İzmir detayı

Sözcü’nün aktardığı listeye göre Gamze Akkuş İlgezdi, Sevda Erdan Kılıç, Mahir Polat, Hasan Öztürkmen, Hüseyin Yıldız, Deniz Demir, Orhan Sarıbal, Hasan Ufuk Çakır ve İnan Akgün Alp kampa katılmadı. Parti kaynakları, İnan Akgün Alp ve Hüseyin Yıldız’ın “sağlık nedeniyle” mazeret bildirdiğini belirtirken, diğer isimlerin yokluğu “siyasal tercih” olarak yorumlandı. Özellikle İzmir hattından katılımın zayıf kalması, “Kılıçdaroğlu’na yakın İzmir milletvekillerinin Özel’in etkinliklerine mesafesi artıyor” değerlendirmelerini güçlendirdi.

Özel’in mesajı: “Birlikte durursak kazanırız”

Toplantıda Genel Başkan Özgür Özel; yargı gündemi, Kurultay davası ve tutuklu belediye başkanları dosyaları başta olmak üzere parti önceliklerini sıraladı. Özel, “değerlerimizden geri adım yok” vurgusuyla örgüte sabır ve koordinasyon çağrısı yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da milletvekillerine gönderdiği mektupta benzer bir çerçeve kurarak, “Şartlar ne olursa olsun değerlerimizden geri adım atmayız” ifadesini yineledi. Kulislerde, bu eşgüdümlü dilin, “iç tartışmayı büyütmeden dış gündeme odaklanma” stratejisinin göstergesi olduğu belirtiliyor.

“İki merkezli CHP” algısı: Kırılma derinleşir mi?

Kılıçdaroğlu sonrası dönemde CHP’nin en kritik sınavı, yerel yönetimler ve Meclis’teki performansını uyum içinde yürütebilmek. Ancak son kamp, “iki merkezli CHP” algısını yeniden alevlendirdi. Kılıçdaroğlu’na yakın bir grup; atama, aday belirleme ve söylem mimarisinde yeterince istişare yapılmadığını savunurken, Özel’e yakın kanat ise “seçmenden gelen değişim talebini kurumsallaştırma” iddiasını öne çıkarıyor. Abant’ta eksik kalan imza ve fotoğraflar, yaklaşan kritik başlıklarda (yargı paketleri, yerel yönetim finansmanı, parti içi hukuk süreçleri) “blok davranışı” ihtimalini zayıflatıyor.

İzmir ekseni neden önemli?

İzmir, CHP’nin hem tarihsel seçmen tabanı hem de güncel yerel yönetim ağı açısından stratejik önemde. İzmir milletvekillerinin bir bölümünün Abant’a katılmaması, “parti içi hizalanmanın en görünür olduğu hat” mesajı olarak okunuyor. İzmir dosyasında belediyecilik performansı, kooperatif soruşturmaları ve büyükşehir ölçeğinde finansman-yatırım dengesi gibi başlıklar parti gündeminin üst sıralarında. Bu nedenle İzmir’deki temsilin merkezle eşgüdümü, CHP’nin ulusal ölçekte vereceği “tek ses” görüntüsü açısından belirleyici olacak.

Riskler ve fırsatlar: Kapalı kapılar ardında çözüm arayışı

CHP yönetimi, iç farklılıkların “bölünme” algısına dönüşmesini istemiyor. Öte yandan, Kılıçdaroğlu’na yakın vekillerin Özel’in programlarına katılmaması, “kurumsal disiplin” ile “siyasi söz hakkı” arasındaki dengeyi zorluyor. Parti aklı, tarafları aynı masada tutacak üç başlıkta uzlaşı arıyor:

  1. İstişare takvimi: Kapsayıcı, düzenli ve yazılı gündemli kapalı toplantılar.

  2. Politika netleştirme: Yargı, ekonomi ve yerel yönetim finansmanı başlıklarında ortak metin.

  3. Saha eşgüdümü: Grup-seçim bölgesi-yerel yönetim üçgeninde koordineli ziyaret ve kampanya.

CHP’nin Abant toplantısından çıkan en kritik sonuç, “birlik” çağrısının sahici bir ajandaya bağlanması gerektiği oldu. Katılmayan isimlerin tercihinin süreklileşmesi hâlinde, Meclis aritmetiğinde ve kamuoyu algısında “farklılaşan CHP” görüntüsü derinleşebilir. Tersi senaryoda ise, iç istişare mekanizmalarının güçlendirilmesi ve ortak söylemde ısrar, partiyi yerel ve ulusal gündemde daha yekpare bir pozisyona taşıyabilir.


www.yerelgundem.com