Çiğli Arıtma’da işletme ihalesi yeniden gündemde: Gelin gibi süslediler, şimdi satıyorlar polemiği
İZSU, Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin 3 yıllık işletme ihalesini 7 Ekim’e erteledi. TÜBA Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, özelleştirme eleştirisi getirerek arıtılmış suyun tarıma yönlendirilmesini istedi. Kuraklık baskısı ve kamu yararı tartışmaları gündemde.
Çiğli Arıtma’da işletme ihalesi yeniden gündemde: “Gelin gibi süslediler, şimdi satıyorlar” polemiği
YEREL GÜNDEM / İZMİR, TÜRKİYE
İhale ertelendi, şartname detayları netleşti
İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU), Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin işletilmesine ilişkin 3 yıllık hizmet alımı ihalesini 30 Eylül 2025’ten 7 Ekim 2025 Salı gününe erteledi. İhale, İZSU Genel Müdürlüğü’nde açık usulle yapılacak. Teklifler yalnızca EKAP üzerinden elektronik ortamda kabul edilecek; iş süresi 1095 gün olarak planlandı. Sözleşmenin imzalanmasını izleyen 60 gün içinde işe başlanması öngörülüyor. Yerli-yabancı firmalar katılabilecek, teklif bedelinin yüzde 3’ü oranında geçici teminat istenecek ve konsorsiyum başvuruları kabul edilmeyecek.
Prof. Yaşar’dan ‘özelleştirme’ uyarısı
TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, tesiste işletmenin özel sektöre devrine karşı çıktı. “Çiğli, tarıma verilecek arıtılmış su açısından kritik. Gediz ve Menemen ovalarına günlük yaklaşık 500 bin metreküp su yönlendirilebilir. Bu su mutlaka tarım alanlarına kazandırılmalı” diyen Yaşar, “Özelleştirme yapılırsa durum muamma olur; kamu yararı yerine ticari öncelikler öne çıkabilir” değerlendirmesini yaptı.
“Gelin gibi süslediler, şimdi satıyorlar” sözleri tartışma yarattı
Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nde 4. fazın tamamlandığını anımsatan Prof. Yaşar, “Çiğli’yi adeta güzel bir gelinlik kız haline getirdiler, şimdi de satıp para kazanmak istiyorlar herhalde” ifadesini kullandı. Yaşar, Londra’da özel bir şirketin çevreye verdiği zarar nedeniyle milyarlar düzeyinde yaptırımla karşılaştığı örneğini hatırlatıp “Arıtma hizmetinde kontrol mekanizmalarının zayıflaması risk oluşturur” dedi.
Kuraklık baskısı: “Tek damlayı heba etmeyin” çağrısı
Ege’de kuraklık baskısının arttığını vurgulayan Yaşar, Tahtalı Barajı’ndaki doluluk oranının yüzde 3 seviyelerine kadar gerilediğine dikkat çekti: “İzmir’in günlük su ihtiyacı kabaca 600 bin metreküp. Bugün yaklaşık 350 bin metreküp su yeraltından çekiliyor. Arıtılmış 500 bin metreküplük suyun Gediz ve Menemen’e yönlendirilmesi ciddi rahatlama sağlar. Suyun bittiği gün tarım da, ekonomi de etkilenecek.”
Yerel–merkezi koordinasyon ve alternatif yol haritası
Prof. Yaşar, belediye başkanlıklarının arıtılmış suyu tarıma kazandırmak için proaktif rol alması gerektiğini vurgulayarak “Yeteri kadar arıtılmıyor deniyorsa kapasite artırımı planlanmalı. Yerel yönetimle merkezi yönetimin ortak çözüm üretmesi şart” dedi. Uzmanlara göre, ileri arıtma–yeniden kullanım projeleri; çiftçi birlikleriyle dağıtım protokolleri, enerji verimliliği yatırımları ve sıkı çevresel performans kriterleriyle desteklendiğinde kamu yararı daha güçlü güvence altına alınabiliyor.
Gözler İZSU’nun açıklamasında
İhale takviminin güncellenmesiyle birlikte “işletme devri–hizmet alımı” ayrımının çerçevesi, çevresel denetim rejimi ve arıtılmış suyun tarıma tahsis modeline ilişkin ayrıntılar merak ediliyor. İZSU’nun, ihale kapsamı, performans göstergeleri ve yeniden kullanım hedeflerine dair ayrıntılı bir bilgilendirme yapması bekleniyor. Kent kamuoyunda, kuraklık riski derinleşirken arıtılmış suyun en verimli ve şeffaf biçimde değerlendirilmesi gerektiği yönünde geniş bir mutabakat oluşmuş durumda.
Kaynak: Son Mühür/ Emine Kulak













