Çöp krizi tırmanırken: İşçilerden Başkan Tugay’a sert tepki Karşıyaka’da yükseldi
İzmir’de Karşıyaka’daki çöp birikimine karşı Büyükşehir ekiplerinin sahaya inmesi, grevdeki belediye işçilerinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ı protesto etmesine yol açtı; taraflar hizmet sürekliliği ile çalışan hakları arasında denge arıyor.
Çöp krizi tırmanırken: İşçilerden Başkan Tugay’a sert tepki Karşıyaka’da yükseldi
YEREL GÜNDEM / İzmir, Türkiye
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Karşıyaka Belediyesi’ndeki iş bırakma eylemleri nedeniyle biriken çöplerin Büyükşehir ekiplerince toplanmasını organize ettikten sonra 25 Eylül 2025’te Karşıyaka Belediye binasında Belediye Başkanı Yıldız Ünsal ile bir araya geldi. Toplantı çıkışında bina önünde bekleyen sendikalı işçiler, Büyükşehir ekiplerinin temizlik çalışmalarına tepki göstererek Tugay’ı protesto etti.
Kriz nasıl başladı?
Karşıyaka Belediyesi’nde DİSK Genel-İş 10 No’lu Şube üyesi, Kent A.Ş. ve Personel A.Ş. çalışanlarının grev/iş bırakma süreciyle birlikte ilçe genelinde çöp yığınları oluştu. Vatandaşlardan gelen şikâyetler artarken, İzmir Büyükşehir Belediyesi müdahale ederek karasine dönüşen birikimleri ve ana arterlerdeki yoğunluğu azaltmak amacıyla temizlik ekiplerini bölgeye sevk etti. Bu adım, grevdeki işçiler tarafından çalışma barışını zedeleyen bir hamle olarak görülerek alanda protesto ile karşılandı.
Büyükşehir müdahalesi ve tepkiler
Büyükşehir ekiplerinin Karşıyaka sokaklarında çöp toplaması, kamu sağlığı ve kent estetiği gerekçesiyle atılmış acil bir adım olarak savunulurken, grevdeki işçiler bu uygulamayı eylem hakkının etkisizleştirilmesi şeklinde yorumladı. Toplantı için belediye binasına gelen Başkan Tugay, içeride Yıldız Ünsal ile koordinasyon görüşmesi yaptı. Çıkışta toplanan işçiler, sloganlarla itirazlarını dile getirdi; sendika temsilcileri, belediyenin ücret ve hak taleplerine kalıcı çözüm çağrısı yaptı.
Karşıyaka–Büyükşehir hattında koordinasyon arayışı
Görüşmede ana gündemin, Karşıyaka’daki çöp birikiminin azaltılması, hizmetlerin asgari düzeyde sürdürülmesi ve çalışanların talepleri olduğu değerlendiriliyor. İlçe ve Büyükşehir yönetimleri, bir yandan kent hijyenini korumaya, diğer yandan müzakere kanallarını açık tutmaya çalışıyor. Kısa vadede ana arter ve yoğun noktalardaki acil temizlik takviminin netleşmesi; orta vadede ise ücret takvimi, sosyal haklar ve çalışma koşullarına dair bir yol haritasının paylaşılması bekleniyor.
Sendikanın pozisyonu ve talepler
DİSK Genel-İş 10 No’lu Şube’nin öncelikli başlıkları arasında birikmiş alacakların ödenmesi, ücretlerde iyileştirme, taşeron/şirket çalışanlarının güvencesi ve çalışma saatlerinin düzenlenmesi yer alıyor. Sendika, Büyükşehir’in temizlik desteğinin grev kırıcılığına dönüşmemesi gerektiğini vurgularken, çözümün toplu pazarlık masasında aranması gerektiğini belirtiyor. İşçiler, sürecin şeffaf yürütülmesini, takvimin net açıklanmasını ve taahhütlerin yazılı hale getirilmesini istiyor.
Kentliler ve hizmet sürekliliği: Dengeler hassas
Çöp toplama hizmetinin aksaması, özellikle yaz sonu sıcaklarında kamu sağlığı açısından risk oluşturuyor. Bu nedenle yerel yönetimlerin hijyen önceliği ile çalışanların hak arayışı arasında hassas bir denge kurması gerekiyor. Uzmanlar, benzer krizlerde asgarî hizmet uygulamalarının kent sağlığını korurken, müzakere süreçlerinin hızlandırılmasının sosyal tansiyonu düşürdüğüne dikkat çekiyor.
Sırada ne var?
Karşıyaka’da normalleşme için geçici temizlik planları, atık transferi ve nöbetçi ekipler gibi ara çözümler gündeme gelebilir. Esas çözüm ise bütçe gerçekleri, gelir-gider dengesi ve personel maliyetlerinin sürdürülebilirliği temelinde yapılacak kalıcı anlaşmalara bağlı. Tarafların yakın zamanda yeni bir müzakere turu ile takvim ve ödeme planlarını netleştirmesi, sokaktaki yığılmaların kademeli olarak azaltılması bekleniyor.
Karşıyaka’da çöp krizi etrafında şekillenen bu tablo, İzmir’in yerel yönetim ekosisteminde koordinasyon, şeffaflık ve sosyal diyalog başlıklarının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Önümüzdeki günlerde atılacak adımlar, hem emek–yönetim ilişkilerinin tonunu hem de kent yaşamının ritmini belirleyecek.













