DEM Parti eş başkanlarından AİHM itirazına sert tepki: Adalet Bakanlığı hukuksuzluğu sürdürmekte ısrar ediyor
Adalet Bakanlığı, AİHM’in Selahattin Demirtaş hakkında verdiği ikinci ihlal ve “derhal tahliye” kararını Büyük Daire’ye taşıdı. DEM Parti eş başkanları, itirazı “hukuksuzlukta ısrar” olarak niteledi; gözler Ankara ve Strasbourg’daki sürece çevrildi.
DEM Parti eş başkanlarından AİHM itirazına sert tepki: “Adalet Bakanlığı hukuksuzluğu sürdürmekte ısrar ediyor”
YEREL GÜNDEM / ANKARA, Türkiye
İtiraz hamlesi: Demirtaş dosyası Büyük Daire yolunda
Adalet Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 8 Temmuz 2025’te Selahattin Demirtaş hakkında verdiği ikinci ihlal ve “derhal tahliye” kararının AİHM Büyük Daire’de yeniden görüşülmesi için başvurdu. Böylece üç aylık yasal süre dolmadan dosyanın temyiz aşamasına taşınması süreci resmen başladı. Başvuru, kararın kesinleşmesini geciktirirken, olası bir tahliye beklentisini de belirsizleştiriyor.
DEM Parti’den sert açıklamalar
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, itiraz kararına peş peşe açıklamalarla tepki gösterdi. Hatimoğulları, AİHM kararına itirazın “hukuksuzlukta ısrar” anlamına geldiğini savunurken, Bakırhan “AİHM ‘derhal tahliye’ diyor; Adalet Bakanlığı ise hukuksuzluğu sürdürmekte ısrar ediyor” ifadelerini kullandı. Parti yönetimi, Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere ilgili davalarda tutuklu bulunanların serbest bırakılması çağrısını yineledi.
Arka plan: AİHM’in üçüncü Demirtaş kararı
AİHM, Demirtaş’ın 20 Eylül 2019’dan bu yana süren tutukluluğu bağlamında daha önce olduğu gibi bu kez de birden çok sözleşme maddesinin ihlal edildiğine hükmetti. 8 Temmuz 2025 tarihli karar, tutuklamanın “hukuki temelden yoksun” olduğu ve “esas itibarıyla siyasi amaç güttüğü” tespitini içeriyor. Mahkeme, önceki içtihatlarını da hatırlatarak derhal tahliye çağrısı yaptı.
Siyasi ve hukuki sonuçlar: Ne değişir?
Türkiye’nin itirazı, dosyanın Büyük Daire’nin ön incelemesine sunulacağı anlamına geliyor. Ön incelemede kabul kararı çıkarsa duruşmalı/evrak üzerinden yeni bir inceleme süreci başlayabilecek. Bu süreç, kararın kesinleşmesini ve infazını erteleyebilir. Buna karşılık, AİHM içtihatları ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin daha önceki denetimleri, uzun tutukluluk ve ifade özgürlüğü başlıklarında Türkiye’nin yükümlülüklerine işaret etmeyi sürdürüyor. Dolayısıyla Ankara’nın izleyeceği yol haritası, hem iç hukuk pratiği hem de Avrupa Konseyi denetim süreci bakımından yakından izlenecek.
Gözler Ankara ve Strasbourg’da
Başvurunun ardından Adalet Bakanlığı’nın gerekçeli itiraz dosyasının içeriği ve Büyük Daire’nin ön değerlendirme takvimi kritik olacak. Siyasi düzlemde ise DEM Parti’nin çağrıları muhalefet gündemini şekillendirirken, iktidar cephesinin “yargı süreci devam ediyor” vurgusunu sürdürmesi bekleniyor. Uluslararası arenada da, AİHM kararlarının uygulanması ve olası yaptırım/denetim araçları yeniden tartışma konusu olabilir.













