Dilek İmamoğlu’ndan cezaevindeki kadınlara özgürlük çağrısı: Anneler evlatlarından koparılıyor
Dilek Kaya İmamoğlu, Silivri Cezaevi'nde tutuklu kadın kamu çalışanları için “Kadınlara Özgürlük” kampanyası başlattı. Kampanya, annelerinden koparılan çocukların sessizliğine dikkat çekiyor.
Editor1
Dilek İmamoğlu’ndan cezaevindeki kadınlara özgürlük çağrısı: “Anneler evlatlarından koparılıyor”
YEREL GÜNDEM / ANKARA
“Kadınlara Özgürlük” kampanyası toplumsal vicdana sesleniyor
Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan kadın kamu çalışanlarına dikkat çekmek amacıyla başlattığı “Kadınlara Özgürlük” kampanyasıyla, toplumu annelerinden ayrı kalan çocukların sessiz çığlığıyla yüzleştirmeyi hedefliyor.
Kampanya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik süren operasyonlar sonucunda tutuklanan 10 kadın kamu görevlisinin yaşamlarına ve ailelerine dair çarpıcı gerçekleri kamuoyunun dikkatine sunuyor.
"Anneler evlatlarından, evlatlar annelerinden uzak"
Dilek İmamoğlu, yaptığı açıklamada “#KadınlaraÖzgürlük” etiketiyle hem anneliğin hem de kadın temsiliyetinin onuruna vurgu yaptı. Yargı süreçlerinde adaletsizliğe uğradığını savunduğu kadınların, yalnızca birer kamu çalışanı değil; çocuklarının sesi, sığınağı ve yaşamlarına yön veren figürler olduğunu belirtti.
Tutuklu kadınlar: İsimler, hayatlar, yarım kalan hikâyeler
Tutuklanan kadınlar arasında çocuğunun doğum gününde gözaltına alınan Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu, iki çocuğunu tek başına büyüten Medya AŞ Genel Müdürü Fatoş Pınar Türker, üniversite sınavına hazırlanan oğluna destek olamayan Ceyda Kıryak ve iletişim akademisyeni Dr. Elif Atayman gibi isimler yer alıyor.
Nazan Başelli ise 43 yıllık kamu hizmetinin ardından emeklilik hayalleri kurarken tutuklandı. Onun çocuğu, yalnızca annesinden değil; bir ömrün emeğinden de koparıldı.
“Onlar yalnızca kamu görevlisi değil, hayatı sırtlayan anneler”
Kampanyada yer verilen diğer isimler arasında Medya AŞ Reklam Alanı Müdürü Elif Güven, Satın Alma Müdürü Fatoş Ayık, Halkla İlişkiler Şube Müdürü Serap Karay, Halkla İlişkiler Görevlisi Arzu Can ve Kültür AŞ çalışanı Çağla Demir bulunuyor.
Her biri görevleri başındayken tutuklandı; her biri aynı zamanda bir annenin, bir evladın, bir ailenin temel taşıydı. Şimdi özgürlüklerinden yoksun bırakılmış halde, yalnızca kendi hayatları değil, ailelerinin de düzeni altüst olmuş durumda.
Adalet duygusu ve kamu vicdanı sınanıyor
Kampanya, kadın kamu çalışanlarına uygulanan yargı süreçlerinin eşitlik ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Topluma, “Bu çocukların sessizliğini duyuyor musunuz?” sorusunu yöneltiyor.
Dilek İmamoğlu’nun çağrısı yalnızca hukuki değil, vicdani bir farkındalığa da işaret ediyor. Cezaevindeki kadınların çocuklarına dair hikâyeleriyle kamuoyu, adalet mekanizmasının sosyal etkileriyle bir kez daha yüzleşiyor.
