Emniyette tartışmalı atamalar: Milliyetçi müdürler tasfiye mi ediliyor?
Emniyette son kararname “milliyetçi müdürler tasfiye mi ediliyor?” tartışmasını alevlendirdi. Atamaların siyasi ve güvenlik boyutunu, olası senaryolarla analiz ediyoruz.

Emniyette tartışmalı atamalar: “Milliyetçi müdürler” tasfiye mi ediliyor?
YEREL GÜNDEM / ANKARA, TÜRKİYE
Kararnamenin şifreleri: Dikkat çekici yer değişiklikleri
Emniyet Genel Müdürlüğü’nde yayımlanan son kararnamenin ardından güvenlik bürokrasisindeki atamalar, “siyasi mesaj içeriyor mu?” tartışmasını alevlendirdi. Emniyet koridorlarında konuşulan ana iddia, milliyetçi çizgide bilinen bazı üst düzey isimlerin talep dışı görevlendirmelerle yerlerinin değiştirildiği yönünde. Bu çerçevede, Özel Harekât Daire Başkanı Süleyman Karadeniz’in Muğla İl Emniyet Müdürlüğü’ne atanması ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı ile bazı il müdürlüklerinde merkez/görev değişiklikleri dikkat çekti. Kulislerde, kararların “tercih dışı” tebliğ edildiği öne sürülürken, resmî makamlardan konunun perde arkasına dair ayrıntılı bir bilgilendirme henüz gelmedi.
Siyasetin nabzı: MHP cephesinde rahatsızlık sinyali
Siyasal yansımalar da hızlı oldu. Milliyetçi Hareket Partisi kanadından atamalara yönelik üstü kapalı eleştiriler dillendiriliyor. Partiye yakın isimlerin “kahramanlara sahip çıkılması” çağrısı, kararnameye bir itiraz olarak yorumlanıyor. Bu atmosfer, Cumhur İttifakı iç dengelerinde yeni bir gerilimin sinyali olarak okunurken, hükümet kanadında “kurumsal liyakat ve ihtiyaç” vurgusu öne çıkarılıyor. Önümüzdeki günlerde Meclis ve parti kulislerinde atamaların gerekçelerine ilişkin daha somut açıklamalar bekleniyor.
Güvenlik mimarisi ve liyakat tartışması
Türkiye’nin terörle mücadele, organize suç, siber tehditler ve sınır aşan suç ağlarıyla eşzamanlı mücadele yürüttüğü bir dönemde, emniyet teşkilatının üst katmanlarındaki kadro hareketliliği stratejik bir önem taşıyor. Kararname savunucuları, “görev rotasyonunun kurumsal körleşmeyi önlediğini” savunurken; eleştiriler, “kriz anlarında sahayı bilen ve yerel ağları güçlü isimleri dağıtmanın risklerine” işaret ediyor. Özellikle Özel Harekât, KOM ve Koruma gibi kritik birimlerdeki atamalar, personel moral ve motivasyonu ile operasyonel süreklilik açısından yakından takip ediliyor.
Ağır bir iddia: FETÖ’den ihraç yakınları ve yeni atamalar
Emniyet çevrelerinde konuşulan bir başka başlık ise, birinci derece akrabaları FETÖ iltisakı nedeniyle kamu görevinden ihraç edilmiş bazı isimlerin, son kararnameyle üst görevlere getirildiği yönündeki iddia. Bu iddia, doğrulanması halinde kamuoyunda ciddi tartışma yaratma potansiyeline sahip. İçişleri Bakanlığı’nın bu hususta kapsamlı bir açıklama yapması, hem spekülasyonları azaltacak hem de atama süreçlerine dair şeffaflık beklentisini karşılayacaktır. Aksi halde, güvenlik bürokrasisinin en kritik dönemeçlerden geçtiği bir atmosferde, “güvenlik açığı ve algı sorunu” riskleri büyüyebilir.
İleriye dönük senaryolar: Kurumsal düzen mi, politik mühendislik mi?
Kısa vadede, söz konusu atamaların il ve daire teşkilatlarındaki operasyonel sonuçları mercek altına alınacak. Orta vadede ise üç olası senaryo konuşuluyor:
-
Kurumsal normalleşme: Rotasyon, liyakat ve performans göstergeleri gözetilerek yeni düzen kısa sürede oturur.
-
Siyasal gerilim: Atamaların ittifak içi tartışmaları büyütmesi; TBMM ve parti MYK’larında yeni polemik başlıklarının açılması.
-
Yeniden ele alış: Kamuoyu baskısı ve sahadan gelecek performans verileri ışığında, bazı görevlendirmelerin revize edilmesi.
Türkiye’nin güvenlik gündemi yoğun seyrederken, emniyetin üst yönetiminde yapılan hamlelerin sahaya yansıması belirleyici olacak. Kurumsal istikrar ile demokratik denetim arasındaki denge, bundan sonraki tartışmaların ana eksenini oluşturacak.
Kaynak: Hürrem Elmançı / Odatv