Erdoğan’dan Demirtaş açıklaması: Yargı ne derse ona uyarız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demirtaş’ın tahliyesine yönelik soruya “Yargı ne derse ona uyarız” diyerek yürütmenin pozisyonunun mahkeme kararlarına bağlı olduğunu vurguladı; AİHM kararının kesinleşmesi tahliye beklentisini güçlendirmişti.
YEREL GÜNDEM / ANKARA, TÜRKİYE — 06 KASIM 2025
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’deki grup toplantısının ardından eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın olası tahliyesiyle ilgili soruya, “Bu ülke yargı ülkesidir, yargı ne derse ona uyarız” yanıtını verdi. Açıklama, AİHM’in Demirtaş’la ilgili kararının kesinleştiği, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de tahliyenin “hayırlı” olacağını söylediği bir dönemde geldi.
Erdoğan’ın bu ifadesi, yürütmenin siyasi bir ön alma yapmayacağını, sürecin yerel mahkemelerin değerlendirmesine bırakılacağını gösteriyor. Ankara kulislerinde bu tutum, hem AİHM kararının bağlayıcı niteliğini tamamen reddetmeyen hem de iç hukuk prosedürünü öne çıkaran “kontrollü” bir yaklaşım olarak yorumlandı.
Resmî açıklamalar
Erdoğan’ın sözlerinden kısa süre önce Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da Meclis’te gazetecilere, AİHM kararının kesinleştiğini, ilgililer başvurduğunda yetkili mahkemenin değerlendirme yapacağını söylemişti. Böylece hem Cumhurbaşkanlığı hem Adalet Bakanlığı, dosyada yeni aşamanın mahkeme başvurusu ve yargısal takvimle ilerleyeceğini işaret etmiş oldu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 4 Kasım’daki “tahliyesi hayırlı olur” açıklaması, iktidar blokunda bu dosyaya yaklaşımın yumuşayabileceği yorumlarını beraberinde getirmişti. Erdoğan’ın “yargı ne derse” vurgusu ise bu yumuşamaya yargı kararının yön vereceğini ortaya koydu.
AİHM kararının yarattığı beklenti
AİHM’in 8 Temmuz 2025’te verdiği ve Türkiye’nin itirazına rağmen kesinleşen kararında, Demirtaş’ın Kobani davası bağlamında yeniden tutuklanmasının hukuki açıdan sorunlu olduğu vurgulanmış, tutuksuz yargılama yollarının değerlendirilmesi gerektiği belirtilmişti. Kararın kesinleşmesi, Türkiye’de “tahliye başvurusu yapılırsa yerel mahkeme bunu dikkate alır mı?” sorusunu gündeme getirdi.
DEM Parti de bu gelişmenin ardından yaptığı açıklamalarda, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil dosyası AİHM’e konu olan tüm siyasetçilerin “vakit geçirilmeden” serbest bırakılmasını istedi. Parti yönetimi, aksi halde “hukuksuzluğun sürdürülmüş olacağını” savunuyor.
Siyasi boyut ve iç barış tartışması
Yaklaşık dokuz yıldır Edirne Cezaevi’nde bulunan Demirtaş, AİHM kararına ilişkin mesajında “Özgür günlerde görüşebilmek umuduyla” ifadesini kullanmış, ancak 86 milyon insan açısından “kardeşlik hukukunun daha kıymetli” olduğunu söylemişti. Bu mesaj, kararın yalnızca adli değil, toplumsal barış boyutu olduğuna işaret ediyor.
Buna karşılık hükümet kanadı, AİHM kararlarının tamamının otomatik olarak tahliye yaratmadığını, Türkiye’nin geçmişte de benzer kararları iç hukuk sırasına göre uyguladığını hatırlatıyor. Erdoğan’ın son açıklaması da aynı çizgiyi devam ettiriyor.
Kobani davasının arka planı
Demirtaş’ın tutukluluğu, 2014’teki Kobani olayları sırasında yaşanan şiddet eylemlerine dair yürütülen ve 108 sanıklı geniş kapsamlı dava dosyasına dayanıyor. 2024’teki karar duruşmasında Demirtaş’a uzun süreli hapis cezası verilmiş, AİHM ise bu tutukluluğun uzatılmasında “siyasi faaliyetleri engelleme” niyetinin bulunduğunu not etmişti. Şimdi gözler, AİHM kararının kesinleşmesinden sonra yapılacak olası tahliye başvurusuna ve bu başvuruyu değerlendirecek mahkemenin takvimine çevrildi.













