Gazze’de Felaket Derinleşiyor: İsrail Saldırılarında 100’ü Aşkın Filistinli Öldü
Gazze'de İsrail saldırıları sonucu aralarında kadın ve çocukların da olduğu 100'den fazla kişi hayatını kaybetti. BM, insani yardımın engellenmesini savaş suçu olarak nitelendirdi. Bölgedeki kriz derinleşiyor.
Gazze’de Felaket Derinleşiyor: İsrail Saldırılarında 100’ü Aşkın Filistinli Öldü
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Saldırılar çadırları ve hastane otoparkını hedef aldı
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik hava saldırıları, özellikle Han Yunus bölgesinde yıkıcı boyutlara ulaştı. Gece yarısından bu yana gerçekleşen bombardımanlarda en az 103 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Kurbanlar arasında çok sayıda kadın ve çocuk bulunurken, saldırıların çadır kampları ve evleri hedef aldığı açıklandı. Aksa Radyo'da çalışan gazeteci Hasan Saomur’un ailesinden 11 kişiyle birlikte hayatını kaybettiği de doğrulandı.
13 Mayıs'ta Han Yunus’taki Avrupa Hastanesi'nin otoparkına düzenlenen saldırı sonucu en az 28 kişi daha yaşamını yitirdi. İsrail Ordusu saldırıya ilişkin resmi bir açıklama yapmazken, Hamas bir liderlerinin hastane altında saklandığı iddiasını reddetti.
Hamas rehineleri serbest bırakmaya hazır, İsrail kademeli ateşkeste ısrarcı
ABD, Katar ve Mısır’ın arabuluculuğunda Doha'da yürütülen dolaylı ateşkes görüşmelerinden ise şu ana kadar sonuç alınamadı. Hamas, rehinelerin serbest bırakılması karşılığında savaşın sona erdirilmesini talep ederken, İsrail Başbakanı sadece Hamas'ın tamamen yok edilmesinin kalıcı çözüm olacağını savunuyor.
Hamas yaptığı açıklamada, “Arabulucular müzakereleri kurtarmak için uğraşırken, İsrail masum sivilleri hedef alarak bu çabalara yanıt veriyor” ifadelerini kullandı.
İnsani kriz derinleşiyor, yardım hâlâ yok
Gazze’deki insani kriz artık açık bir felakete dönüşmüş durumda. İsrail’in yardım geçişine Mart ortasından bu yana izin vermemesi, bölgede gıda, su ve ilaç sıkıntısını zirveye taşıdı. Yardım kuruluşlarına göre insanlar kirli su içmek zorunda kalıyor, hastalıklar yayılıyor ve açlık günden güne artıyor.
BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) Başkanı Philippe Lazzarini, BBC’ye verdiği röportajda “İsrail, insani yardımı savaş silahı olarak kullanıyor” diyerek sert bir çıkış yaptı. Lazzarini, iki aydır hiçbir yardımın bölgeye ulaşmadığını ve insanların sadece bombalardan değil, açlıktan da ölebileceğini vurguladı.
Siwar’ın hikâyesi: Beş aylık yaşam mücadelesi
Gazze’deki tablo, yalnızca ölüm istatistiklerinden ibaret değil. Akut yetersiz beslenme nedeniyle hayatta kalmaya çalışan beş aylık bebek Siwar Ashour’un hikâyesi, bu trajedinin sembolü haline geldi. Sindirim sistemi çökmüş, özel bir mama dışında hiçbir gıdayı tolere edemiyor. BBC ekibi, annesi Najwa’nın gözyaşlarıyla bebeği için yardım çağrısına tanıklık etti.
Siwar’a sınırlı miktarda mama ulaştırıldı, ancak tedaviye devam edebilmesi için daha fazlasına ihtiyaç var. İsrail’in ablukası nedeniyle gerekli tıbbi malzeme ve besinlerin bölgeye sokulamaması, bebekler dahil binlerce Gazzelinin hayatta kalma şansını azaltıyor.
Gazze’den tahliye edilen yaralı çocuklar Ürdün ve BAE’ye götürülüyor
Bazı ağır yaralı çocuklar ve aileleri, İsrail makamlarının izin verdiği ölçüde Gazze dışına çıkarılarak Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki hastanelere ulaştırılıyor. Ocak ayında bacağını kaybeden Abdülrahman el Naşnaş ve annesi Esma, bu tahliye süreciyle güvenli bir bölgeye getirilebilen az sayıdaki Gazzeli arasında yer aldı. Esma, Gazze’deki çocuklarına görüntülü olarak ulaşıp “Keşke onları tekrar kucaklayabilsem” diyerek gözyaşlarına boğuldu.
BM raporlarına göre açlık sınır aşıldı
Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) verilerine göre Gazze nüfusunun %22’si –yaklaşık 470 bin kişi– şu anda “Aşama 5 Felaket” seviyesinde. Bu, aşırı derecede gıda sıkıntısı, kritik düzeyde yetersiz beslenme ve ölüm riski anlamına geliyor. 71 bin çocuk ve 17 binden fazla annenin acil tedaviye ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.
BM yetkilisi Lazzarini, “İsrail’in son iki aydır uyguladığı yardım engellemesi bir savaş suçudur” diyerek uluslararası toplumu göreve çağırdı. Açıklamaları, Gazze'deki yardım krizinin yalnızca insani değil, aynı zamanda siyasi ve hukuki bir boyut taşıdığını da gözler önüne seriyor.













