Her Şey Zaten Olmuştu! İbn Arabi Zamanın ve Kaderin Sırrını Açıklıyor
İbn Arabi’nin zaman ve kader anlayışı üzerinden, her şeyin çoktan olmuş olabileceği fikri detaylı bir şekilde inceleniyor. Kaderin yazılmaktan çok okunmak olduğunu ve özgür iradenin nasıl bir ilahi plana uyum sağladığını keşfedin.

Her Şey Zaten Olmuştu! İbn Arabi Zamanın ve Kaderin Sırrını Açıklıyor
BİLGE TABİRCİ / TÜRKİYE
Zaman Düz Bir Çizgi Değil, İlahi Bir Seyirdir
Gündelik hayatın içinde zamanın ileriye doğru aktığını düşünürüz. Oysa İbn Arabi’ye göre zaman; başlangıcı ve sonu olan bir çizgi değil, hakikatin içinde dairesel bir akıştır. Zaman, bizim algımızın bir yansımasıdır; geçmiş, şimdi ve gelecek yalnızca zihnimizin kategorileridir. Allah katında ise zaman yoktur. O, her şeyi aynı anda bilir ve görür.
İbn Arabi, zamanın aslında bir seyir olduğunu, insanın geçmişte kaldığını sandığı olayların ilahi bilgide zaten yaşanmış olduğunu ifade eder. Sen yeni bir adım attığını sanırken, aslında yazılmış olanı seyredersin. Bu farkındalık, kaderin mahkumiyet değil, bir hikmet olduğu anlayışını doğurur.
Kader: Yazılan Değil, Okunan Bir Hakikat
Kader, çoğu zaman kaçınılmaz bir yazgı olarak algılansa da İbn Arabi’ye göre bu sadece bir bakış açısıdır. Kader, senin özüne en uygun olan plandır. Yaşadıkların rastgele değildir. Her olay, senin içsel yapına, ruhsal titreşimine göre ilahi ilimde zaten belirlenmiş bir yoldur. Ancak bu bir zorunluluk değil, bir uyumdur.
Senin seçimlerin, iraden, düşüncelerin bu yazgının içindeki parçaları açığa çıkarır. Allah, senin ne yapacağını bilir ama seni buna zorlamaz. Sen yaşadıkça, o bilinen hakikat açığa çıkar.
Özgürlük ve Yazgı Nasıl Birleşir?
İbn Arabi’ye göre özgürlük, sınırsızca her yolu seçmek değil; özüne en uygun olanı fark edip o yolda yürümektir. İrade, Allah’ın insana verdiği bir sıfattır. Seçersin, yönelirsin, hissedersin ama bu yöneliş zaten senin içsel yapının en doğru ifadesidir. Yani kader dışsal bir dayatma değil; içsel bir aynadır.
Kalp daima doğruya çağırır, akıl yön gösterir ama zihin korkularla ve arzularla sapabilir. İşte bu nedenle kader, ancak özle uyum sağlandığında gerçek anlamda yaşanabilir hale gelir.
Kaderi Anlamak, Zamanı Anlamaktan Geçer
İbn Arabi, zamanın dairesel olduğunu ve evrenin sırrının bu çemberde gizli olduğunu vurgular. Her şey iç içedir. Geçmiş, şimdi ve gelecek bir bütün olarak mevcuttur. Allah katında gelecek dediğin şey bile “olmuş” durumdadır. Bu yüzden zaman sana bir şey öğretmez, sadece içindeki bilgiyi açığa çıkarır.
Zamanın sırrı an'dadır. Şu an, Allah’ın en çok tecelli ettiği yerdir. Çünkü o her an yeni bir yaratış üzerindedir. Sen ne kadar anda kalırsan, o kadar kaderinle uyumlanırsın.
Yazılmış Olanın Anlamı: Senin Kalbinde Gizli
Her şey yazıldı, ama o yazı kalbine gizlendi. İbn Arabi’ye göre insan-ı kâmil, o yazıyı okuyabilen kişidir. Kendini bilen, kaderini bilen kişidir. Bu bilgi dışsal yollarla değil, içsel bir keşif yoluyla ortaya çıkar. İçindeki perde kalktığında zaman kavramı kırılır, geçmiş ve gelecek birleşir. Telaş, korku, kaygı azalır ve yerini huzura bırakır.
Yaşadığın her şey bir semboldür. Sevinç, kayıp, dostluk ya da ihanet... Hepsi bir öğretidir. Ve her öğretinin içinde bir sır saklıdır. O sır; senin içinden gelen sesi, özünle olan bağı ve ilahi plana olan uyumunu fark etmeni sağlar.