Hesap Makinesinden Yapay Zekâya: Zihnimizi Biz mi Tembelleştiriyoruz?
Hesap makinelerinden yapay zekâya uzanan dijital dönüşüm, insan beyninin bilgiyle ilişkisini nasıl değiştirdi? Bu köşe yazısı, teknolojinin sunduğu kolaylıkların hafıza, dikkat ve düşünme alışkanlıkları üzerindeki etkilerini irdeliyor.
YUSUF İNAN YAZDI...
Düşünmeyi Bırakmanın Bedeli!
Çok değil, bundan 50 yıl önce, mahalle bakkalı elindeki deftere bakmadan borcu hesaplar, çarpım tablosunu ezbere bilen çocuklar sokakta sayı oyunları oynardı. O günlerde Facit marka kocaman hesap makineleri, sadece belli işyerlerinde bulunurdu. Ardından elektrikli, sonra dijital hesap makineleri geldi. Ve sonra bilgisayarlar... Derken bugün, yapay zekâyla göz açıp kapayıncaya kadar bilgiye ulaşıyoruz.
İyi ama… Kolaylaştıkça neden daha çok unutuyoruz?
O gün hesaplar bizdendi, bugün ekranlardan
Eski zamanlarda bilgi, çoğu insanın zihnindeydi. Bugün ise çoğu ekranlarda. Elbette teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor, tartışmasız. Ama bazı şeyleri çok kolay elde ettiğimizde, onları hafızamıza yazma çabamız azalıyor. Bir çarpım tablosu ezberlemek, aslında sadece sayıları değil, zihinsel disiplini ve belleği de çalıştırıyordu.
Bugün çocuklar, dört işlem için bile hemen telefona ya da hesap makinesine başvuruyor. Bu bir tembellik mi, yoksa yeni bir pratiklik biçimi mi?
Bilgiyi değil, nerede olduğunu hatırlıyoruz
Bunun adı aslında “aktarımlı bellek.” Artık bilgiyi zihnimize yerleştirmiyoruz, sadece nerede olduğunu hatırlıyoruz. Hani kitap okurken altını çizdiğimiz bir bilgiyi hatırlayıp “bir yerde okumuştum ama nerede?” deriz ya… İşte tam da o.
Sorun şu ki, sürekli dış kaynaklara bağımlı hale geldiğimizde, kendi belleğimizi daha az kullanıyoruz. Tıpkı kullanılmayan kaslar gibi, kullanılmayan hafıza da zamanla zayıflıyor.
Yapay zekâ düşünceyi kolaylaştırıyor mu, öldürüyor mu?
Günümüzde öğrencilerden yöneticilere kadar herkes, işlerinin büyük kısmını yapay zekâya yaptırıyor. Sunum hazırlamak, yazı yazmak, ödev yapmak… Hepsi birkaç tıkla çözülüyor. Ama insan düşünmeden üretmeyi bırakırsa, düşünme becerisini nasıl koruyacak?
Öğrenme dediğimiz şey, sadece bilgiye ulaşmak değil, o bilgiyle uğraşmaktır. Yapay zekâyı fikir üretmek için bir araç gibi kullanmak başka; onu düşünmenin yerine koymak bambaşka. Kestirme yollar her zaman hızlıdır, ama öğrenme bazen dolambaçlı yollardan geçer.
Zihnimizi geliştirecek olan biziz, araçlar değil
Teknoloji kötü değildir. Hatta akıllıca kullanıldığında çok değerli bir dosttur. Ama onu niçin ve nasıl kullandığımız asıl belirleyici faktördür.
Yapay zekâ, zekâmızın alternatifi değil; destekleyicisi olmalı. Her bilgiye saniyeler içinde ulaşmak elbette büyük bir konfor. Ancak bu konforun içinde kendi hafızamızı, dikkatimizi, düşünme gücümüzü kaybetmeyelim.
Eskiden bir şeyi öğrenmek için kütüphanelere gidilirdi. Şimdi sadece “sor” diyoruz. Ama soru sormak da bir zekâ işidir. Ve eğer sorularımızı bile başkalarına sorar hale gelirsek, cevabı da başkası bulur.
Son söz: Düşünmeyi bırakma lüksümüz yok
Teknoloji her zaman olacak. Daha hızlısı, daha akıllısı, daha kolay olanı hep gelecek. Ama düşünmek, analiz etmek, hatırlamak ve üretmek hâlâ bizim işimiz. Bir gün, yapay zekâ çok daha fazlasını yapabilir. Ama bizi insan yapan şey, onu nasıl kullandığımız olacak.
Zihnimizi kolaylıklara teslim edersek, konfor içinde kayboluruz. Ama onu rehber olarak görür, kendimizi geliştirmeyi sürdürürsek, teknoloji gerçekten insanlığın hizmetinde olur.
Kısacası mesele şu:
Teknoloji bizi tembelleştirmez. Biz, onu tembelliğe mazeret yaparsak işler değişir.
YUSUF İNAN / YURTTA SULH CİHANDA SULH
Twitter : @Yusufinan2023
Instagram : yusufinan2023
Instagram : fondinan2016
Email : [email protected]
Web: www.yerelgundem.com













