Kırım Tatarlarının 81 Yıllık Sürgün Acısı: Unutulmayan Gece ve Bitmeyen Hasret
Kırım Tatarları, 18 Mayıs 1944’te Sovyet rejimi tarafından sürgüne gönderildi. Aradan geçen 81 yıla rağmen yaşanan bu trajedi unutulmadı. Sürgünün yıldönümünde Kırım Tatarlarının dramı ve mücadeleleri yeniden gündemde.
Kırım Tatarlarının 81 Yıllık Sürgün Acısı: Unutulmayan Gece, Bitmeyen Hasret
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Bir gecede yaşanan toplu kıyımın yıldönümünde acı hâlâ taze
Kırım Tatarlarının 18 Mayıs 1944 gecesi yaşadığı sürgün felaketi, aradan geçen 81 yıla rağmen hâlâ yürekleri sızlatıyor. Sovyet lideri Stalin’in emriyle başlayan zorunlu göç, yüzbinlerce insanın hayatını, geleceğini ve köklerini yerle bir etti. Kırım Tatarları bugün hâlâ sürgünün gölgesinde yaşam mücadelesi veriyor.
Sadece 15 dakika: Bir halkın köklerinden koparıldığı gece
Stalin’in gizli kararnamesiyle Sovyet güçleri, Kırım Tatarlarına evlerini terk etmeleri için yalnızca 15 dakika tanıdı. Kadın, yaşlı ve çocuklardan oluşan yaklaşık 250 bin kişi, hayvan vagonlarına doldurularak Orta Asya'ya sürüldü. Açlık, hastalık, susuzluk ve soğukla boğuşan sürgün kafilesinden 100 bini yolda hayatını kaybetti.
Yok oluşa giden yol: Tarihi ve kimliği silme çabası
Kırım Tatarlarının yaşadığı bu toplu sürgün, Rus İmparatorluğu döneminde başlatılan sistematik asimilasyon politikalarının bir devamıydı. Stalin rejimi, “Nazi işbirlikçiliği” bahanesiyle gerçekleştirdiği bu kitlesel cezalandırmayla bir halkın tarihi, kimliği ve geleceğini hedef aldı. Hukuki hiçbir dayanağı olmayan suçlamalarla Kırım’ın Tatar kimliğinden arındırılması amaçlandı.
2014 ilhakı: Yeni bir sürgün dalgası ve yasaklar dönemi
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Ukrayna’ya bağlanan Kırım, 2014’te Rusya tarafından ilhak edildi. Bu işgal, Kırım Tatarları için ikinci büyük travmanın başlangıcı oldu. Kırım Tatar Milli Meclisi yasaklandı, temsilcileri hedef alındı ve birçok kurum “aşırıcı” ilan edildi. Kendi topraklarında azınlık konumuna düşen Kırım Tatarları, yeniden baskı ve göçle yüz yüze geldi.
Liderleri susturulmak istenen bir halk: Vatanlarında yabancı oldular
Kırım Tatarlarının önderi Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu başta olmak üzere birçok isim Kırım’a giriş yasağı ile cezalandırıldı. Yerel baskılar, Ruslaştırma politikaları ve sosyal dışlama, Kırım Tatarlarını ikinci kez vatanlarından kopma noktasına getirdi. Göç yeniden Anadolu’ya yöneldi, hasret yeniden sürgüne dönüştü.
81 yıl sonra hâlâ süren mücadele: Sürgün yalnızca bir tarih değil
18 Mayıs, Kırım Tatarları için yalnızca bir anma günü değil, aynı zamanda bir kimlik ve onur mücadelesinin sembolü. Bugün hâlâ milyonlarca Kırım Tatarı, kendi yurtlarına özgürce dönebilecekleri günü umutla bekliyor. Sürgün hatırası, onların hafızasında yalnızca bir geçmiş değil; aynı zamanda geleceğe dair bir irade ve direnişin adı.
Kırım Tatarlarının sesi, adalet talebiyle yükselmeye devam ediyor
Kırım Tatarları için sürgün ne arşivlerde kalan bir kayıt ne de unutulmuş bir tarih. Bu bir hafıza, bir kimlik ve özgürlük mücadelesidir. 18 Mayıs 1944’te başlayan bu trajedi, hâlâ anlatılıyor, hatırlanıyor ve nesilden nesile aktarılıyor. Çünkü bu acı, yalnızca Kırım Tatarlarının değil, insanlık tarihinin de utanç sayfalarından biri.













