Körfez’de koku krizi büyüyor: Özür çağrıları Aziz Kocaoğlu’na yöneliyor
İzmir Körfezi’nde kirlilik kaynaklı kötü koku son günlerde yeniden arttı. Bayraklı–Karşıyaka hattından yükselen şikâyetler, sorumluluk ve şeffaflık tartışmalarını alevlendirdi. Eski Başkan Aziz Kocaoğlu’ndan “İzmir’den özür” çağrısı öne çıkarken, kentliler kalıcı ve şeffaf bir eylem planı istiyor.

Körfez’de koku krizi büyüyor: ‘Özür’ çağrıları Aziz Kocaoğlu’na yöneliyor
YEREL GÜNDEM / İZMİR
Son iki günde koku arttı; sahil şeridinde yaşam kalitesi düştü
İzmir Körfezi’nde geçen yıl boyunca gündemde kalan kirlilik kaynaklı kötü koku, sıcaklığın da etkisiyle son iki günde yeniden belirginleşti. Bayraklı, Karşıyaka ve Turan sahilinde yoğunlaştığı belirtilen koku, sahilde vakit geçirmek isteyenleri olumsuz etkiliyor. Ege Postası’nda yer alan habere göre, sahil hattında hem yürüyüş yapanlar hem de bölgede çalışanlar koku nedeniyle günlük rutinlerini değiştirmek zorunda kaldıklarını dile getiriyor.
Vatandaşın tepkisi: “Bu koku İzmir’e yakışmıyor”
Sahilde konuştuğumuz yurttaşlar, “denizde ölü balık kokusu”, “eve kadar gelen ağır koku” ve “bir haftadır durulmaz hale gelen” sahil manzaralarını anlatıyor. Taksici Eşref Kırmızıgül, “Yoldan geçerken kokuya maruz kalıyoruz, bir an önce kalıcı temizlik gerekiyor” derken; Bayraklı’daki Hediye Özkurt “Koku zaman zaman evlere kadar sızıyor” ifadelerini kullanıyor. Seyyar satıcı Hasan Demirkol ise “Koku yüzünden sahildeki hareketlilik azaldı” diyor. Ortak talep, kirliliğin kaynağına inen, şeffaf biçimde duyurulan ve kalıcı sonuç veren bir eylem planı.
Sorumluluk tartışması: “Kocaoğlu özür dilemeli” çağrısı yükseliyor
Körfezde tekrarlayan koku sorunu, geçmiş dönem yatırımlarının etkinliği ve bakım-işletme süreçlerine ilişkin eleştirileri de yeniden alevlendirdi. Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na dönük “İzmir’den özür dilensin” çağrıları sosyal mecralarda ve sahil hattındaki sohbetlerde belirginleşiyor. Eleştirilerde, “yapılan işlerin sürdürülebilir bakım ve izleme programlarıyla desteklenmemesi” ve “kötü kokunun kronikleşmesi” vurgusu öne çıkıyor. Bu haber yayına hazırlanırken Kocaoğlu cephesinden kamuoyuna açık bir özür açıklaması gelmedi. Kentliler, geçmişten bugüne payı olan tüm karar vericilerin sorumluluk almasını, teknik değerlendirmelerin ve atılacak adımların takvimiyle birlikte açıklanmasını istiyor.
Kısa vadeli önlem yetmez: Kaynağa inen, şeffaf bir plan talebi
Uzmanlar, yaz aylarında su sıcaklığı ve durağan akıntı koşullarının, besin tuzlarınca zenginleşmiş (ötrifikasyon) sularda koku şikâyetlerini artırabildiğini; deniz tabanındaki çamurun oksijensizleşmesi, kıyı-deşarj sistemlerinin aksaması ya da ani biyokütle çöküşlerinin kokuyu tetikleyebileceğini hatırlatıyor. Bu nedenle yalnızca yüzey temizliği veya periyodik ilaçlama gibi noktasal çözümler yerine, atıksu arıtma performansının güncel denetimi, kolektör hatları ve pompa istasyonlarının kesintisiz işletimi, dip çamuru ve su kalitesinde düzenli ölçüm, kokulu bileşenlerin kaynağında azaltımı ve acil müdahale ekiplerinin 7/24 devrede olduğu bütünleşik bir yönetim öneriliyor.
Ne bekleniyor? Şeffaf ölçüm, ortak masa, hesap verebilirlik
Sahadan gelen şikâyetler, “kim, ne zaman, hangi aşamayı tamamladı” sorularına cevap veren bir şeffaflık ihtiyacına işaret ediyor. Kentliler; Büyükşehir’in güncel ölçüm verilerini (çözünmüş oksijen, amonyak, hidrojen sülfür vb.), koku haritalarını ve müdahale takvimini düzenli paylaşmasını; akademi, meslek odaları ve sivil toplumun dâhil olduğu ortak izleme masası kurulmasını; geçmiş ve mevcut yatırımlara ilişkin bağımsız performans raporu hazırlanmasını talep ediyor. Tartışmaların merkezindeki “özür” beklentisi ise yalnızca sembolik bir jest olarak değil, hesap verebilir ve kalıcı çözümü önceleyen bir sürecin başlangıcı olarak görülüyor.