Meczup Değil, Tehlikenin İşaret Fişeği Olabilir
Fehmi Koru, CHP lideri Özgür Özel’e yönelik saldırıyı geçmişteki siyasi suikast girişimleriyle birlikte değerlendirerek, olayın sıradanlaştırılmaması ve çok yönlü sorgulanması gerektiğini vurguluyor.
CHP Liderine Saldırı: Siyasi Şiddet Kaderimiz Olmasın
‘Meczup’ Değil, Tehlikenin İşaret Fişeği Olabilir
YEREL GÜNDEM / ANKARA
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik saldırı, Türkiye’de siyasi şiddetin geçmişten bugüne kesintisiz biçimde süregelen karanlık yüzünü bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Fehmi Koru’nun kaleme aldığı analizde, benzer saldırıların genellikle “meczup” yaftasıyla geçiştirildiği, ancak bu eylemlerin ardında çok daha organize ve tehlikeli yapıların olabileceği uyarısı dikkat çekiyor.
Tarih Tekerrürden İbaretse, Ders Alınmamış Demektir
İsmet İnönü’den Süleyman Demirel’e, Turgut Özal’dan Kemal Kılıçdaroğlu’na kadar pek çok siyasetçi suikast girişimlerine maruz kaldı. Bu saldırıların çoğu ölümle sonuçlanmasa da, Türk siyasi hayatında kalıcı izler bıraktı. Son örnekte Özgür Özel’e yönelik saldırının da bu zincirin yeni halkası olduğu vurgulanıyor.
Fehmi Koru, saldırıların genellikle siyasi tansiyonun yükseldiği dönemlerde yaşandığını, tarafların kullandığı sert dilin ve düşmanlaştırıcı söylemin ortamı daha da gerdiğini belirtiyor. Bu koşullarda, ya ‘durumdan vazife çıkaran’ bireyler ya da ‘iyi saatte olsunlar’ diye adlandırılan karanlık güçlerin devreye girdiği bir tablo ortaya çıkıyor.
Cezasızlık Algısı Derinleşiyor
Saldırganın geçmişi, işlediği suçlar ve buna rağmen serbest kalmış olması, yalnızca hukuki bir eksiklik değil, aynı zamanda toplumsal adalet duygusuna da zarar veriyor. “Yemek kartı” bahanesiyle eylemini açıklamaya çalışan saldırganın, korumalarla çevrili bir siyasetçiye bu kadar kolay ulaşabilmesi ise, sadece bireysel bir zaaf olarak görülemez.
Koru'nun vurguladığı gibi, geçmişte ölümle sonuçlanmamış saldırılar yeterince ciddiye alınmadı ve bu ihmalkârlık, ileride çok daha ağır sonuçlar doğurabilecek olaylara zemin hazırlayabilir.
Siyasi Şiddet Sıradanlaştırılmamalı
Türkiye’nin birçok alanda krizlerle boğuştuğu bir dönemde, siyasi liderlere yönelik saldırıların sıradanlaştırılması, demokratik işleyişi tehdit eden en büyük tehlikelerden biri haline geliyor. Ekonomik bunalım, toplumsal kutuplaşma, umutsuzluk ve değer kaybı; bu tür saldırılar için elverişli bir zemin yaratıyor.
Muhalefetin yükselişe geçtiği ve iktidarın sandıkta ciddi rekabetle karşı karşıya kaldığı bu süreçte yaşanan bu tür olayların, yalnızca bireysel eylemler olarak görülmesi, kamuoyunu yanıltabilir. Koru’ya göre, olayın önemi her iki tarafça da seçmen nezdinde zarar görmemek için küçümseniyor olabilir. Ancak bu tutum, demokrasinin temeline indirilen darbeyi görünmez kılmak anlamına geliyor.
Sorgulama Zamanı: Karanlık Noktalar Aydınlatılmalı
Bu noktada soru açık: Olayı geçmişteki örnekler gibi ‘meczup işi’ olarak değerlendirip geçiştirmek mi gerekir, yoksa bu tür eylemlerin önünü kesecek çok yönlü bir sorgulama süreci mi başlatılmalı?
Koru’nun verdiği cevap net: Sorgulama şart. Siyasi liderlerin güvenliği, kamu düzeni ve demokrasi kültürünün sürdürülebilirliği için yalnızca saldırıyı değil, saldırıyı mümkün kılan koşulları da masaya yatırmak gerekiyor. Aksi halde, planlayıcılar cesaret bulur, eylemler sistematikleşir ve sonuçları telafi edilemeyecek boyutlara ulaşabilir.













