Menzil Cemaati'ndeki Miras Kavgası İngiliz Mahkemelerinde: Şeriatla Çözülemeyen Paylaşım Davalık Oldu
Menzil cemaati liderinin ölümünün ardından oğulları arasında çıkan miras kavgası İngiliz mahkemelerine taşındı. Mahkeme, 5 milyon sterlinlik dergâhların hileli satışını durdurdu ve dolandırıcılık davası açılmasına karar verdi.
Menzil Cemaati'ndeki Miras Kavgası İngiliz Mahkemelerinde: Şeriatla Çözülemeyen Paylaşım Davalık Oldu
İYİ AVUKAT / LONDRA
Türkiye'nin en büyük ve en etkili dini cemaatlerinden biri olan Menzil'in lideri Abdulbaki Elhüseyni’nin ölümünün ardından başlayan miras ve güç kavgası, uluslararası bir hukuk savaşına dönüştü. Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre, Elhüseyni'nin oğulları arasında cemaatin milyonlarca sterlinlik mal varlığı üzerine yaşanan anlaşmazlık, İngiliz mahkemelerine taşındı. Kardeşlerden birinin, cemaatin Londra ve Liverpool'daki değerli dergâh binalarını "kurgusal bir satış" yöntemiyle ve değerinin çok altında ele geçirmeye çalıştığı iddiaları üzerine açılan davada, İngiliz mahkemesi işleme durdurma kararı verdi ve ilgili kardeşler hakkında "nitelikli dolandırıcılık" suçundan kamu davası açılmasına hükmetti.
5 Milyon Sterlinlik Dergâhlar ve "Kurgusal Satış" İddiası
Davanın merkezinde, Menzil cemaatinin İngiltere'nin başkenti Londra ve Liverpool şehirlerinde bulunan ve toplam değeri 5 milyon İngiliz Sterlini (yaklaşık 277 milyon TL) olan iki dergâh binası yer alıyor. İddialara göre, liderin oğullarından Mübarek Elhüseyni, bu mülkleri ele geçirmek için Londra merkezli bir şirket kurdu. Kurulan bu şirket aracılığıyla, Emlak Katılım Bankası üzerinden yapılan "kurgusal alım-satım" işlemiyle, 5 milyon sterlinlik iki bina, sadece 1 milyon 25 bin sterlin (yaklaşık 57 milyon TL) gibi bir bedelle Mübarek Elhüseyni'nin şirketine devredildi. Soruşturmayı derinleştiren detay ise, satış bedeli olarak gösterilen bu paranın aynı gün içinde diğer kardeş Emin Elhüseyni’nin banka hesabına transfer edilerek sistemden geri çekilmesi oldu.
İngiliz Mahkemesi Devreye Girdi: Satışa Durdurma ve Dolandırıcılık Suçlaması
Değerinin beşte birine yapılan bu şüpheli devir işleminin ardından, cemaat içindeki diğer gruplar, özellikle de liderin diğer oğlu Saki Elhüseyni'nin taraftarları, konuyu İngiliz yargısına taşıdı. Davayı inceleyen İngiliz mahkemesi, ilk olarak mülklerin devir işlemine derhal durdurma kararı getirdi ve işlemin merkezindeki kardeşler olan Mübarek ile Emin Elhüseyni'den savunma talep etti. Yargılama sonucunda mahkeme, yapılan işlemin nitelikli dolandırıcılık olduğuna hükmederek, tapuların tekrar asıl sahibi olan Molla Abdurrahman’a devredilmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca, Mübarek ve Emin Elhüseyni hakkında "nitelikli dolandırıcılık" suçundan kamu davası açılması yönünde karar alarak olayın cezai boyutunu da ortaya koydu.
Şeyhin Ölümünün Ardından Başlayan Taht Kavgası
İngiltere'deki bu dava, Abdulbaki Elhüseyni’nin vefatının ardından cemaat içinde başlayan çok katmanlı güç savaşının sadece bir parçası. Liderin oğulları Saki, Fettah ve Mübarek Elhüseyni arasında cemaatin liderliği ve devasa ekonomik varlıklarının kontrolü için şiddetli bir rekabet yaşandığı biliniyor. Bu rekabet, Türkiye'deki dergâhlar, vakıflar ve şirketler üzerinde de "şirket savaşları" olarak kendini gösteriyor. Londra'daki dava, bu iç mücadelenin artık ülke sınırlarını aştığını ve uluslararası bir boyuta ulaştığını gözler önüne seriyor.
Dini Cemaatler ve Seküler Hukuk Çatışması
Olayın en dikkat çekici yönü ise, kendi iç hukukunu ve şeriata dayalı paylaşım esaslarını benimseyen bir cemaatin, iç anlaşmazlığını çözmek için seküler İngiliz adalet sistemine başvurmak zorunda kalmasıdır. Bu durum, özellikle bu tür kapalı yapıların sahip olduğu mal varlıklarının şeffaflığı, denetimi ve hukuki statüsü hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Mirasın İslami usullere göre paylaşılamaması ve tarafların çözümü Batılı bir mahkemede araması, cemaatlerin uluslararası arenadaki finansal operasyonlarının modern hukukla nasıl bir etkileşime girdiğini gösteren çarpıcı bir örnek teşkil ediyor.













