Menzil’de miras krizi derinleşiyor: 400–500 milyon liralık villa iddiası
Menzil cemaatinde aile içi miras anlaşmazlığı derinleşti. Saki Elhüseyni, kardeşi Mübarek Elhüseyni’nin 400–500 milyon TL’lik villa yaptırdığını iddia etti; Diyanet’in hutbesine atıfla rıza olmadan miras kullanımına tepki gösterdi.
Menzil’de miras krizi derinleşiyor: 400–500 milyon liralık villa iddiası
YEREL GÜNDEM / ADIYAMAN
İddialar sosyal medyada gündem oldu
Menzil cemaatinde miras anlaşmazlığı büyürken, tartışmanın merkezinde “yüksek bedelli villa” iddiası yer alıyor. Cemaatin önde gelen isimlerinden Saki Elhüseyni, sosyal medyada yaptığı paylaşımlarda kardeşi Mübarek Elhüseyni’nin, babalarının vefatından sonra 400–500 milyon TL değerinde bir villa yaptırdığını ileri sürdü. Aile içi mirasın paylaşımı konusunda görüş ayrılıklarının derinleştiğini belirten Saki Elhüseyni, tartışmanın yalnızca aile sınırlarında kalmadığını, kamuoyuna yansıyan açıklamalarla geniş bir yankı bulduğunu söyledi. İddialar, cemaatin mali şeffaflığı ve bağışların kullanımı konularında soruları da beraberinde getirdi.
Hutbe vurgusu: “Rıza olmadan miras değiştirilemez”
Saki Elhüseyni, çıkışının gerekçeleri arasında Diyanet’in 15 Ağustos’ta okuttuğu cuma hutbesine atıfta bulundu. Hutbede, kız çocuklarının mirastan mahrum bırakılmasının “kul hakkı” olduğu ve karşılıklı rıza olmadan mirasın değiştirilemeyeceği vurgulandı. Elhüseyni, aile içi paylaşımda kadınların haklarının gözetilmediğini savunarak “Kız kardeşlerime miras yeri vermediler, direndim. Hakkımı rızam olmadan kullanıyorlar, helal etmiyorum” ifadelerini kullandı. Bu çıkış, hem dinî referansların miras tartışmalarındaki belirleyici rolünü hatırlattı hem de toplumda sıkça tartışılan “geleneğin hukuka etkisi” sorusunu yeniden gündeme taşıdı.
Villa iddiası ve bağış tartışması
Elhüseyni’nin gündeme getirdiği villa iddiası yalnızca rakamların büyüklüğü nedeniyle değil, olası finansman kaynağı açısından da dikkat çekti. “Eğer bu teberru (bağış) parasıyla yapıldıysa ümmeti Muhammed’in hakkı, eğer babamın mirasından izin almadan yapıldıysa haramdır” sözleriyle iki ihtimali işaret eden Elhüseyni, ya bağışların amaç dışı kullanımına ya da miras paylaşımlarında rıza dışı tasarrufa tepki gösterdi. Bu çerçevede, cemaat içi gönüllü bağışların şeffaf yönetimi ve hesap verebilirlik ilkeleri bir kez daha sorgulanır hale geldi. İddialara konu olan harcamanın gerçekliği, kaynağı ve muhasebeleşmesi konusunda taraflardan gelecek açıklamalar tartışmanın seyrini belirleyecek.
Aile içi gerilim, kurumsal itibar sorusu
Menzil cemaati, Türkiye’de geniş bir takipçi kitlesine ve hayır faaliyetleri ağına sahip bir yapı olarak biliniyor. Aile fertleri arasındaki bu gerilim, tabandaki birlik algısını ve kurumsal itibarı etkileyebilecek nitelikte görülüyor. İddiaların, cemaat iç hiyerarşisine ve karar süreçlerine ilişkin algıyı da etkilemesi bekleniyor. Gözlemciler, tartışmanın yalnızca miras hesabı olmadığını; yönetim yaklaşımı, malî denetim ve topluma açıklık gibi başlıklarda daha geniş bir muhasebeyi tetikleyebileceğini belirtiyor. Bu noktada, bağımsız denetim, şeffaf raporlama ve bağışçılara düzenli bilgilendirme gibi araçlar, hem güven tazelemek hem de spekülasyonları azaltmak açısından kritik önem taşıyor.
İngiltere’ye uzanan iddia ve birlik çağrıları
Tartışmanın sınır ötesine taşındığına yönelik mesajlar da dikkat çekti. “Miras kavgası İngiltere’ye uzandı” ifadesi, diaspora içerisindeki cemaat çevrelerinin de bu gündemden etkilendiğine işaret ediyor. Öte yandan, “Ahlat Otağı” adlı sosyal medya hesabından yapılan bir paylaşımda, camilerin kışlık ve yazlık alanlarının keyfi kullanımı, anlaşmalara uyulmaması ve israfın arttığına dair eleştiriler yer aldı. Bu tür paylaşımlar, bir yandan birlik ve iç disiplin çağrılarını artırırken, diğer yandan eleştirilerin meşruiyeti ve bilgi kaynaklarının doğruluğu konusunda temkinli olmayı gerektiriyor.
Ne anlama geliyor?
Geldiği aşamada dosya, üç eksende şekilleniyor: Birincisi, aile içi miras hukukuna ilişkin rıza ve adalet tartışması; ikincisi, bağışların toplanması ve kullanımı konusunda şeffaflık talebi; üçüncüsü ise geniş kitlelere seslenen bir dinî yapının itibar ve temsil sorumluluğu. İddiaların hukuki zemin kazanması için belgeler, resmi süreçler ve tarafların yazılı açıklamaları belirleyici olacak. Bu nedenle, sürecin ileri safhalarında olası yargısal başvurular, mal varlığı kayıtları ve bağımsız denetim raporları kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından kritik rol oynayacak. Nihayetinde, tartışmanın “kişisel polemik” boyutunu aşarak hukuki ve kurumsal mekanizmalara taşınması, hem taraflar hem de bağışçılar için netlik sağlayabilir.
Etiketler: #Menzil #miras #SakiElhüseyni #MübarekElhüseyni #villa #bağış #Diyanet #Adıyaman













