Putin’in Paskalya ateşkesi: Barış için umut mu, propaganda mı?
Vladimir Putin’in Ukrayna’da ilan ettiği 30 saatlik tek taraflı ateşkes, diplomatik bir jest mi yoksa propaganda hamlesi mi? Kiev’in tepkisi, ABD’nin rolü ve perde arkası görüşmeler Yerel Gündem’de.
Putin’in “Paskalya ateşkesi”: Barış için umut mu, propaganda mı?
YEREL GÜNDEM / ANKARA
Kremlin’in 30 saatlik sürpriz kararı ne anlama geliyor?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 19 Nisan akşamı yaptığı açıklamada, Ukrayna’da Pazar gece yarısına kadar geçerli olacak tek taraflı bir Paskalya ateşkesi ilan etti. Ancak bu adım, savaşın üçüncü yılını doldurduğu bir dönemde hem Batı’da hem de Ukrayna’da ciddi kuşkularla karşılandı.
Putin ateşkesi “insani nedenlerle” ilan ettiklerini söylese de, Ukrayna lideri Volodimir Zelenskiy aynı gün yaptığı açıklamada, Rus birliklerinin bazı cephelerde saldırılarını sürdürdüğünü ve bu süreçte kayıplar verdiklerini belirtti.
Rusya “sadık kaldık” diyor, Kiev “saldırılar devam ediyor”
Rusya Savunma Bakanlığı, tüm birliklerin ilan edilen saatten itibaren ateşkese sıkı sıkıya uyduğunu ve mevzilerini koruduklarını duyurdu. Ancak aynı açıklamada Ukrayna’nın ateşkesi ihlal ettiği öne sürüldü.
Bu karşılıklı açıklamalar, uluslararası kamuoyunda ateşkesin barışçıl bir jestten çok bir taktik manevra olduğu yönündeki görüşleri kuvvetlendirdi. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın Kiev-Moskova hattındaki barış görüşmelerine verdiği sınırlı destek ve sabırsız tutumu, Kremlin’in bu hamlesini yeni bir iletişim stratejisi olarak yorumlayanların sayısını artırdı.
Washington ile yeni bir dönem arayışı mı?
ABD yönetimi geçtiğimiz haftalarda 30 günlük kapsamlı bir ateşkes önerisinde bulunmuştu. Ukrayna teklifi kabul ederken, Rusya yalnızca kısa süreli bir tek taraflı ateşkes ilan etmekle yetindi. Analistler, bu kararı Putin’in Trump’a yakın görünme çabası olarak değerlendiriyor.
Trump’ın elçisi Steve Witkoff’un son iki ayda Putin’le üç kez görüşmesi, Kremlin elçisi Kirill Dmitriev’in Washington ziyaretleri ve Paris’te Macron ile yürütülen üçlü temaslar, perde arkasında ciddi bir barış diplomasisi trafiği olduğunu gösteriyor.
Gerçek bir barış mı, taktiksel bir nefes alma mı?
Kimi uzmanlar, bu kısa süreli ateşkesin barışın ilk adımı olabileceğini savunurken, diğerleri bunun yalnızca Rusya’nın sorumluluğu üzerindeki algıyı tersine çevirme girişimi olduğu görüşünde. Özellikle ateşkes kararının çok kısa sürede ilan edilmesi ve karşı tarafa hazırlık süresi bırakılmaması bu görüşü destekliyor.
Trump yönetiminin "müzakerelerde ilerleme sağlanmazsa çekiliriz" mesajı sonrası, Moskova’nın bu çıkışı ABD’nin sabrını test etmeden önce bir jest olarak yorumlanıyor.
Barış süreci için bir pencere aralanabilir mi?
Henüz barış için kalıcı ve sürdürülebilir bir zemin oluşmuş değil. Ancak artan diplomatik temaslar, kapalı kapılar ardında bir anlaşma arayışı olabileceğini düşündürüyor. Moskova’nın tek taraflı ateşkesi, görünürde barış için bir sinyal olarak yorumlansa da, çatışmaların durmaması bu sinyalin gücünü zayıflatıyor.
Yine de buzdağının yalnızca görünen kısmını görebildiğimiz bu tabloda, önümüzdeki günlerde daha fazla sürpriz gelişme yaşanması olası görünüyor.













