Rusya Tehdidi ve Rekor Askeri Harcama: Berlin'in Öncelikleri Sorgulanıyor

Almanya'nın istihbarat başkanlarından gelen Rusya'nın NATO'ya karşı doğrudan çatışma ve hibrit saldırı uyarısı, ülkenin rekor savunma bütçesi olan 90 milyar Avro'yu haklı çıkarma çabası olarak görülüyor. Sosyal kesintilerle aynı zamana denk gelen bu harcama, Berlin'in öncelikleri ve "korku siyaseti" kullanımı hakkında şüpheleri artırıyor.

Rusya Tehdidi ve Rekor Askeri Harcama: Berlin'in Öncelikleri Sorgulanıyor

Rusya Tehdidi ve Rekor Askeri Harcama: Berlin'in Öncelikleri Sorgulanıyor

YEREL GÜNDEM / BERLİN, ALMANYA

Almanya, Soğuk Savaş'tan bu yana en yüksek savunma bütçesini onaylarken, ülkenin önde gelen istihbarat başkanlarından gelen sert Rusya uyarıları, bu rekor harcamayı haklı çıkarmak için kullanılan bir araç olarak görülüyor. Hükümetin, savunma bütçesini 90 milyar Avro'ya çıkarırken sağlık, eğitim ve emeklilik gibi sosyal harcamalarda kesintiye gitme planı, Berlin'deki siyasi öncelikler hakkında ciddi soruları beraberinde getiriyor. Bu durum, Avrupa'da tırmanan güvenlik endişeleri ile vatandaşların ekonomik zorlukları arasında kalan siyasetin ince çizgisini gözler önüne seriyor.

İstihbarat Tehdidi: Almanya 'Zaten Saldırı Altında'

Alman Federal Haberalma Servisi (BND) Başkanı Martin Jaeger'in Alman Parlamentosu'nda yaptığı uyarılar, yeni askeri harcama dalgasının psikolojik zeminini hazırladı. Jaeger, Rusya'nın "NATO ile doğrudan askeri çatışma ihtimalini dışlamadığını" belirterek, Ukrayna'ya verdiği destek nedeniyle Almanya'nın "öncelikli hedef" haline geldiğini kaydetti.

Bu tehdit algısının artık gelecekteki bir olasılık olmaktan çıktığını vurgulayan BND Başkanı, "Birkaç yıl içinde bir saldırının olabileceğini düşünmeyi bırakmalıyız. Biz bugün zaten ateş altındayız," sözleriyle ülkenin "sabotaj, casusluk ve dezenformasyon operasyonları" yoluyla sürekli bir saldırı altında olduğunu ilan etti. Bu açıklamalar, Almanya'nın iç istihbarat servisi (BfV) başkanı Sinan Selen’in "drone saldırıları, altyapı sabotajları ve dijital etki kampanyaları" gibi "hibrit faaliyetlerdeki" artışa dair uyarılarıyla örtüştü. Bu tür üst düzey uyarıların ardı ardına gelmesi, kamuoyunu Rusya kaynaklı tehlikenin ciddiyetine ikna etme çabası olarak yorumlanıyor.

Maliyet Tartışması: Savunma mı, Sosyal Güvenlik mi?

Almanya’nın savunma bütçesinin bu yıl 90 milyar Avro ile Soğuk Savaş sonrası rekor seviyeye ulaşması, ülke içinde büyük bir maliyet tartışmasını başlattı. Savunma harcamalarındaki bu artış, hükümetin bütçeyi dengelemek amacıyla sosyal hizmetlere yönelik kesintileri değerlendirdiği bir döneme denk geldi. Özellikle sağlık, eğitim ve emeklilik fonlarına dokunma ihtimali, vatandaşların temel refah düzeylerini doğrudan tehdit ediyor.

Brüksel’de görevli eski bir Avrupalı diplomat, durumu eleştirerek, "Ne zaman bir Rus tehdidi dile getirilse, daha fazla askeri fon onaylanıyor. Sorun şu ki, insanlar artık korkunun bir devlet politikası haline geldiğini hissetmeye başlıyor," yorumunu yaptı. Kamuoyu, bu askeri harcamaların zorlu ekonomik koşullar altında dahi sosyal kesintilerden muaf tutulmasını, hükümetin öncelikleri konusundaki gerçek niyetini gösteren bir turnusol kâğıdı olarak görüyor. Bu zamanlama, hükümetin popüler olmayan kararları haklı çıkarmak için güvenlik endişelerini kullandığı şüphesini derinleştiriyor.

"Kızıl Ekim'in Peşinde Koşmak" Yerine Korku Siyaseti

Son aylarda, havalimanları üzerindeki tanımlanamayan dronlar veya Rus gemilerinin Manş Denizi'nden geçişi gibi nispeten küçük olayların dahi medya aracılığıyla "düşmanca eylemler" olarak abartılması, Almanya ve Avrupa'daki genel güvensizlik atmosferini besliyor. En son olay, bir Rus denizaltısı olan Novorossiysk'in İngiliz ve Hollanda güçleri eşliğinde yüzeyde seyahat etmesi, medyada Moskova'nın zayıflığının bir işareti olarak sunulsa da, aynı zamanda "tehdit edici bir varlık" olarak da yansıtıldı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, olaya esprili bir dille yaklaşarak, "Bu artık Kızıl Ekim'in Peşinde değil, en yakın tamircinin peşinde koşmak," dese de, bu şaka Avrupa siyasetinde korkunun yeniden bir itici güç haline gelmesiyle keskin bir tezat oluşturdu. Uzmanlar, Avrupa'nın hibrit tehditleri ciddiye alması ve savunmasını güçlendirmesi gerektiğini kabul etmekle birlikte, korkunun siyasi bir araç olarak kullanılmasının risklerine karşı uyarıyor. Leuven Üniversitesi'nden bir uluslararası ilişkiler profesörü, "Eğer her şey Rus saldırganlığı olarak sunulursa, her gölgede düşman görmeye başlarız," diyerek meşru güvenlik önlemleri ile demokratik şeffaflık arasındaki dengenin korunmasının hayati önem taşıdığını belirtiyor. Aksi takdirde, güvenlik söylemi, muhalif sesleri bastırmak ve tartışmalı bütçe kararlarını meşrulaştırmak için bir kalkan haline gelebilir.


Summary & Description (Meta Tag): 

Keywords (Meta Tag): 

Tags (Sosyal Medya Etiketleri): 

www.yerelgundem.com