Sıra Kime Gelecek? CHP Kadroları da Radar Altında mı?
İBB’ye yönelik art arda düzenlenen operasyonlarla birlikte, siyasi soruşturmaların kapsamı genişliyor. Orhan Uğuroğlu’nun değerlendirmesi, medyanın rolünü ve siyasi aktörlerin hedef haline getirilişini çarpıcı örneklerle gözler önüne seriyor.
Dalga mı Geçiyorsunuz, Adam mı Seçiyorsunuz?
YEREL GÜNDEM / ANKARA
İBB’ye Operasyon Dalgaları Sürüyor: 4. Dalgada 49 Kişi Daha
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik başlatılan soruşturma sürecinde dördüncü dalga operasyonu gerçekleşti. Özel Kalem Müdürü, muhtarlar daire başkanı, koruma müdürü gibi kritik görevlerde bulunan toplam 49 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. 90 bine yakın çalışanı bulunan İBB için gözaltı listelerinin daha da uzayabileceği tahmin ediliyor.
Kamuoyunda “İmamoğlu'na siyasi kumpas mı?” sorusu giderek daha çok dillendirilirken, hedefin sadece kurum çalışanları değil, sürecin siyasi mimarları da olabileceği konuşuluyor.
Sıra Kime Gelecek? CHP Kadroları da Radar Altında mı?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adaylığını öneren ismin eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olması, dikkatleri şimdi CHP’nin önceki yönetim kadrolarına çevirdi. Parti meclisi üyeleri ve MKYK üyeleri dahil olmak üzere, gözaltı ve soruşturmaların kapsamının genişlemesi durumunda CHP delegeleri bile gündeme gelebilir.
Medya ve Yargı İşbirliği Tartışması
Yandaş medya organlarının operasyonları savcılardan önce duyurması, hukuki süreçlerde medya-yargı ilişkisine dair soru işaretlerini artırıyor. İddianamelerin dahi henüz hazır olmadığı dosyalarda, medya üzerinden bilgi sızdırılması “algı operasyonu mu yapılıyor?” sorularını beraberinde getiriyor.
Örnek olarak, savcılık tarafından henüz açıklanmamış bir “gizli ikinci telefon” iddiasının medyada yer bulması, geçmişte “delil” olarak sunulan çarpıcı örnekleri akıllara getiriyor. 27 Mayıs dönemine gönderme yapan yorumlarda, “başbakan kasasından çıkan kadın iç çamaşırı” örneğiyle bugünkü durum arasında benzerlik kuruluyor.
Akar’ın Kayıp Telefonu ve İkili Standartlar
Orhan Uğuroğlu, köşesinde 15 Temmuz sonrasında dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın kaybolan cep telefonunun hâlâ bulunamadığını hatırlatarak, yargı ve medya tarafından gösterilen çifte standarda dikkat çekti. Akar’a Bahçeli tarafından hediye edilen altın kaplama tabanca bulunurken, dijital bir delil olabilecek telefonun kaybı kamuoyunda yeterince sorgulanmadı.
Erdoğan’ın “Adaylık Derdi Yok” Sözleri ve Savcı Sayan’dan Sert İddialar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bir daha aday olma gibi bir derdim yok” sözleri siyasette yeni tartışmalar başlattı. Bunun üzerine AKP’li Savcı Sayan’ın sosyal medya paylaşımı ise kulisleri karıştırdı. Sayan, Erdoğan’ın çevresinde bulunan bazı kişilerin partiyi yönlendirdiğini, kamu kaynaklarından usulsüzce yararlandığını ve siyasi düzeni manipüle ettiğini öne sürdü.
Demokrasi Askıda mı?
Türkiye’nin içinde bulunduğu yargı süreçleri ve siyasi operasyonlar, demokratik işleyişin sağlıklı olup olmadığı yönündeki eleştirileri yeniden gündeme taşıyor. “Türkiye’de hukuk devleti mi, siyasi hesaplaşma mı var?” sorusu özellikle İBB operasyonları üzerinden daha sık dile getiriliyor.













