Süreç'te yeni mesaj: Öcalan, ilerleyişin siyasi ve hukuki gerekliliklere bağlı olduğunu yineledi

DEM Parti İmralı Heyeti, Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşme sonrası sürecin ilerleyişinin “siyasi ve hukuki gerekliliklere” bağlı olduğunu açıkladı. “Müzakereci demokrasi” vurgusu öne çıktı; gözler Meclis ve hukuk zemininde.

Süreç'te yeni mesaj: Öcalan, ilerleyişin  siyasi ve hukuki gerekliliklere bağlı olduğunu yineledi

“Süreç”te yeni mesaj: Öcalan, ilerleyişin “siyasi ve hukuki gerekliliklere” bağlı olduğunu yineledi

YEREL GÜNDEM / ANKARA

DEM Parti heyetinden İmralı çıkışı

DEM Parti İmralı Heyeti, 3 Ekim 2025’te İmralı Cezaevi’nde yaptıkları ziyaretin ardından yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, terör örgütü PKK’nın hükümlü lideri Abdullah Öcalan’ın, bir yıl önce başlatıldığı belirtilen “Barış ve Demokratik Toplum Süreci”nin çatışmasızlık ortamı yarattığını değerlendirdiği; ancak sürecin ilerleyişinin “siyasi ve hukuki gerekliliklere bağlı” olduğunu vurguladığı aktarıldı.

“Müzakereci demokrasi” vurgusu

Heyetin paylaşımına göre Öcalan, modern dünyada ağır çatışmaların ardından geliştirilen çözüm modellerinden biri olarak tanımladığı “müzakereci demokrasi” yaklaşımının, Türkiye’nin iç ve dış meselelerinde esas alınması gerektiğini ifade etti. Bu çerçevede, karar alma mekanizmalarının diyalog ve müzakere temelli işletilmesi gerektiğini dile getirdi.

“27 Şubat” hatırlatması ve “hukuki gereklilik” çağrısı

Öcalan’ın, 27 Şubat’ta yaptığı ilk açıklamaya atıfla “sürecin gelişmesinin siyasi ve hukuki gerekliliklere bağlı olduğu cümlesinin arkasında” olduğunu yinelediği belirtildi. Gelinen aşamada hukuki çerçevenin doğru ve bütüncül biçimde belirlenmesi ve hayata geçirilmesi gerektiğini savunan Öcalan’ın, süreçte rol alan tüm aktörlerin “büyük ve onurlu bir emek” verdiği ifadesine de açıklamada yer verildi.

Siyasetin gündeminde ne var?

Ankara kulislerinde, süreç tartışmaları Meclis, yürütme ve yargı ekseninde somut adımların gerekliliği üzerinden yürütülüyor. Uzmanlara göre, benzer süreçlerin ilerleyebilmesi için üç başlık öne çıkıyor:

  • Şeffaf hukuk zemini: Hak ve özgürlükleri önceleyen, kamuoyuna açık bir yol haritası.

  • Kurumsal koordinasyon: TBMM’de grubu bulunan partiler, ilgili bakanlıklar ve yargı organları arasında eşgüdüm.

  • Toplumsal meşruiyet: Tüm adımların şeffaf iletişim ve sivil toplum katılımı ile desteklenmesi.

Bu başlıkların bir arada yürütülmemesi, süreçleri kırılgan hâle getiriyor; hem siyasal rekabeti keskinleştiriyor hem de kamuoyunda güven sorunu üretiyor.

Eleştiriler ve beklentiler

Süreç odaklı her açıklama, siyaset sahnesinde destek ve itirazları birlikte gündeme taşıyor. Destek verenler, silahsız ve demokratik zeminde ilerleyen bir müzakere anlayışının ekonomik ve sosyal istikrara katkı sağlayacağını savunuyor. Karşı çıkanlar ise, güvenlik perspektifinin geri plana itilmesi ve hukuki adımların eşitsiz uygulanması riskine dikkat çekiyor. Her iki yaklaşımın ortaklaştığı nokta ise öngörülebilirlik: Belirsizliklerin azaltıldığı, kurumların üstlendiği sorumluluğun açıklandığı bir çerçeve, toplumsal tansiyonu düşüren en güçlü araç olarak gösteriliyor.

Takvimi kim belirleyecek?

Sürecin akıbetinde TBMM aritmetiği, yargısal takvim, idari kararlar ve güvenlik bürokrasisinin değerlendirmeleri belirleyici olacak. Siyasi aktörler olası adımlar için hukuki dayanak, denetim mekanizmaları ve şeffaflık standartlarının önceden ilan edilmesini talep ediyor. Bu nedenle, atılacak her adımın anayasal çerçeveye uyumu ve yargısal denetimi süreç yönetiminin merkezinde yer alıyor.

Son tablo: “Hukukla destekli müzakere” arayışı

DEM Parti heyetinin açıklaması, “çatışmasızlık” vurgusunu korurken, bundan sonraki yolun hukukî ve siyasî gereklilikler ile çizilmesi gerektiği mesajını yeniledi. Kısacası gündem, müzakere başlıklarının içeriği, hukuki altyapı ve kurumsal koordinasyon üçgeninde şekilleniyor. Önümüzdeki dönemde atılacak somut adımlar, hem toplumsal rıza hem de siyasal meşruiyet testinden geçmek zorunda olacak.


www.yerelgundem.com