Toz duman içinde kulisler ısınıyor: Hikmet Çetin’den atanma iddiasına net yalanlama
Hikmet Çetin, Bahçeli görüşmesinde CHP Genel Başkanlığı’na “atanma” talep ettiği iddiasını kesin dille yalanladı: “Kayyuma karşı kapıda nöbet tutarım.” Çetin, YSK onayını hatırlatıp İstanbul’daki yargı kararını hukuksuz buldu.
Toz duman içinde kulisler ısınıyor: Hikmet Çetin’den “atanma” iddiasına net yalanlama
YEREL GÜNDEM / ANKARA
CHP’de kurultay davası gölgesinde tartışma büyüyor
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve il yönetiminin görevden alınması, 196 delegenin yetkilerinin askıya alınması ve mahalle delege seçimlerinin durdurulmasına ilişkin kararın yankıları sürüyor. Gözler, 15 Eylül’de görülmesi beklenen CHP 38. Kurultayı’nın iptali davasına çevrilmişken, siyaset kulislerine düşen bir iddia tartışmayı daha da alevlendirdi: Eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin’in, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaretinde “mutlak butlan” kararı halinde CHP Genel Başkanlığı’na Kemal Kılıçdaroğlu yerine kendisinin atanmasını talep ettiği ileri sürüldü.
Hikmet Çetin’den açık yanıt: “Böyle bir talebim asla olmadı”
İddiaları SÖZCÜ’ye değerlendiren Hikmet Çetin, kulisi kesin bir dille reddetti: “Böyle bir şey yapabilir miyim? Kim çıkarıyor bunları anlamış değilim. Daha önce ‘Ben kapıda durur, içeri kayyumu sokmam’ demiştim. Bugün de sözümün arkasındayım. CHP İstanbul İl Binası’na gidip arkadaşlara desteğimi bildireceğim.”
Çetin, il yönetimine yönelik yargı kararını da hukuken sorunlu bulduğunu belirterek, “Asliye Hukuk Mahkemesi kararı hukuksuzdur. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu gerek İstanbul İl Kongresi’ni gerek 38. Kurultay’ı onayladı. YSK onayladığı zaman mahkemeye, yüksek yargıya gidemiyorsunuz” ifadesini kullandı.
“Kayyuma karşı kapıda nöbet” mesajı: Siyasi çizgim değişmedi
Siyasetin tecrübeli ismi, “Partimize kayyum girmemesi için kapı önünde nöbet tutarım sözümde değişiklik yok” diyerek, parti içi süreçlerde meşruiyet vurgusunu yineledi. Çetin’in bu çıkışı, hem örgüt tabanında hem de muhalefet çevrelerinde “krizin parti içinde çözümü” çağrısıyla örtüşen bir pozisyon olarak yorumlandı.
Bahçeli ziyareti: “Nezaket, teşekkür ve el ele çıkış”
Hikmet Çetin, Bahçeli ile gerçekleştirdiği görüşmenin içeriğine dair de net konuştu: “Nezaket ziyaretiydi. Yaptığı bazı şeyler için teşekkür ettim. Yanından ayrılırken ‘Her zaman beklerim’ dedi. Hatta ‘Elinizi tutup beraber çıkalım’ dedi; o yüzden odasından el ele tutuşup çıktık. Herhangi bir siyasi talebim ya da yargıyla ilgili destek isteğim olmadı.”
Çetin’in sözleri, ziyareti “atanma pazarlığı” olarak yansıtan kulis iddialarını boşa çıkarırken, siyasette yumuşama ve temas kanallarının açık tutulmasına dönük işaret olarak da değerlendirildi.
YSK ve “mutlak butlan” tartışması: Hangi yol haritası?
İl kongresi ve kurultay takvimi konusunda YSK onayının altını çizen Çetin’in vurgu yaptığı nokta, Türkiye’de seçim hukukunun nihai merciinin YSK olduğuna dair yerleşik yaklaşım. Kulislerde dillendirilen “mutlak butlan” senaryosu ise; seçimlerde ve parti içi süreçlerde temel hukuki şartların sakatlanması hâlinde işlemin baştan geçersiz sayılmasını işaret ediyor. Ancak siyasî partilerde iç işleyiş, tüzük hükümleri ve YSK kararları arasındaki denge, doğrudan mahkeme süreçleriyle değil, çoğu durumda parti organlarının iradesi ve YSK’nın takdiriyle şekilleniyor.
Bu çerçevede, İstanbul’daki kararın yankıları sürerken, 15 Eylül’e doğru belirsizliği büyütebilecek üç başlık öne çıkıyor: (1) Kurultay takviminin işlemesi ve YSK onayının korunması, (2) İl ve ilçe düzeyinde örgüt bütünlüğünün gözetilmesi, (3) Yargı kararlarının parti içi meşruiyet ve siyasi istikrar üzerindeki etkisi.
“Toz duman” nasıl dağılır?
CHP’de, örgüt iradesinin sandıkla ve kurullarla tahkim edilmesi beklentisi güçlenirken, yargısal süreçlerin siyaset alanını belirlemesine dönük endişe de artıyor. Partinin ağır topları, sahadan gelen “meşru zeminde çözüm” talebini merkeze alan bir iletişim stratejisine yönelirken; olası yeni yargı hamleleri, kurultay takvimi ve YSK çizgisinin belirleyici olacağı değerlendiriliyor. Çetin’in, “Kapıda kayyuma set olma” sözü ve “atanma” kulisini kesin dille reddetmesi, Ankara kulislerindeki “toz duman”ı dağıtmasa da tartışmayı kurumsal zemine çekme açısından kritik bir işaret fişeği niteliğinde.
YerelGundem.com’un daha fazla kişiye ulaşması için haberimizi paylaşarak destek olabilirsiniz.













