Yargıtay’dan Tarihi Karar: Usul Hataları, Yargılamayı Bozdu

Yargıtay, Türkiye’nin en geniş çaplı davalarından birinde usul hataları, görev tartışmaları ve delil geçerliliği gibi nedenlerle önemli temyiz kararları verdi.

Yargıtay’dan Tarihi Karar: Usul Hataları, Yargılamayı Bozdu

Yargıtay’dan Tarihi Karar: Usul Hataları, Yargılamayı Bozdu

YEREL GÜNDEM / ANKARA


275 Sanıklı Davada Kritik Temyiz Kararı

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 23 ayrı iddianamenin birleştirilmesiyle görülen ve Türkiye’nin en kapsamlı davalarından biri olan 2009/191 esas numaralı dosyada temyiz taleplerine dair önemli bir karar verdi. Toplam 6.533 sayfa dosya, 275 sanık, 620 duruşma oturumu ve 16.798 sayfalık gerekçeli karardan oluşan yargılama, birçok yönüyle adli tarih açısından emsal nitelikte değerlendirildi.


“Adil Yargılanma Hakkı” Vurgusu

Yargıtay, kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesine atıfta bulunarak bazı sanıkların temyiz haklarının ihlal edildiğini belirtti. Temyiz sürelerinin adli tatilde işlemediği halde yanlış tebliğ edilmesi gibi usul eksiklikleri, “sanıkların yanıltılması” olarak nitelendirildi. Bu durumun “adil yargılanma hakkı”nı zedelediği ve hak kaybına yol açtığı ifade edildi.


Görevli Mahkeme Tartışması: Yüce Divan mı, Ağır Ceza mı?

Sanıklardan birinin geçmişte yüksek rütbeli bir görevde bulunması nedeniyle, görevli mahkemenin Yüce Divan mı yoksa Ağır Ceza Mahkemesi mi olması gerektiği konusunda ciddi bir anayasal tartışma yaşandı. Anayasa’nın 148. maddesi ve ilgili ceza yasaları ışığında yapılan değerlendirmede, sanığın görev suçu kapsamında yargılanmasının usule aykırı biçimde yürütüldüğü belirtildi. Yargıtay, bu durumun Anayasa’ya açıkça aykırılık oluşturduğuna hükmetti.


Ölüm ve Akıl Hastalığı Gibi Yargılama Engelleri Belirleyici Oldu

Kararda, bazı sanıkların hüküm sonrası yaşamını yitirdiği ve bu nedenle yargılamanın CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, bir sanık hakkında Adli Tıp raporuyla akıl hastalığı tespit edilmiş; bu durumda da yargılamanın durdurulması veya düşürülmesi gerektiği ifade edildi. Mahkemenin yetersiz raporla hüküm kurduğu ve savunma hakkının kısıtlandığı da vurgulandı.


Delillerin Hukuka Uygunluğu ve İletişim Dinlemeleri İncelendi

Yargıtay, iletişim kayıtlarının delil niteliğini de ayrıntılı biçimde ele aldı. 6526 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler doğrultusunda, suç işlemek amacıyla örgüt kurma gibi bazı suçlardan alınan dinleme kararlarının hukuka uygunluk denetimi yapılmadan hükme esas alınamayacağı ifade edildi. Özellikle iletişim kayıtlarının “başka delil elde edilememesi” şartı gerçekleşmeden alınmasının hak ihlali sayılabileceği bildirildi.


www.yerelgundem.com