Yemek borusu kanserinin 6 belirtisine dikkat, erken tanı önemli
Yutma güçlüğü ve kilo kaybı gibi belirtiler özofagus kanserinin erken işaretleri olabilir. Uzmanlar erken endoskopi ve doğru tedavinin önemine dikkat çekiyor.
YEREL GÜNDEM / İSTANBUL, TÜRKİYE — 24 ARALIK 2025
Uzmanlar, yemek borusu kanserinin erken dönemde sessiz seyredebileceğini, yutma güçlüğü ve istemsiz kilo kaybı gibi belirtilerin geciktirilmeden değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Özofagus kanserinin, dünya genelinde kanser ilişkili yaşam kayıplarında üst sıralarda yer aldığına dikkat çeken Memorial Göztepe Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Nezih Onur Ermerak, erken tanı ve doğru tedavi planlamasının hastalığın seyrini belirlediğini söyledi.
Özofagus kanserinin sıklığı artıyor
Özofagus kanseri, skuamöz hücreli karsinom (SCC) ve adenokarsinom (AC) olmak üzere iki ana gruba ayrılıyor. Doç. Dr. Ermerak, SCC’nin genellikle sigara, alkol ve çok sıcak içecek tüketimiyle ilişkili olduğunu, AC’nin ise reflü hastalığı ve Barrett özofagusu zemininde geliştiğini aktardı.
Özellikle Batı ülkelerinde obezitenin artmasıyla birlikte adenokarsinom sıklığının son 20 yılda belirgin şekilde yükseldiğini belirten Ermerak, risk grubundaki bireylerin düzenli takiplerinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
“Kendiliğinden geçer” diye beklemeyin
Özofagusun genişleme kapasitesinin yüksek olması nedeniyle tümörün başlangıçta fark edilmeden büyüyebildiğini vurgulayan Ermerak, en sık görülen belirtileri şöyle sıraladı:
-
Yutma güçlüğü
-
Göğüs veya sırt ağrısı
-
İstemsiz kilo kaybı
-
Yutulan gıdaların geri gelmesi
-
İleri evrede ses kısıklığı
-
Yiyecek ya da sıvıların solunum yoluna kaçması
En belirgin belirtinin yutma güçlüğü olduğuna dikkat çeken Ermerak, bu şikâyetin önce katı gıdalarda başlayıp zamanla sıvılara doğru ilerlediğini söyledi. Belirtilerin önemsenmemesinin tanıyı geciktirdiğini vurguladı.
Doğru evreleme tedavinin temelini oluşturuyor
Özofagus kanseri tanısında temel yöntemin endoskopi ve biyopsi olduğunu belirten Ermerak, evreleme sürecinde endoskopik ultrasonografi (EUS), bilgisayarlı tomografi (BT) ve PET-CT’nin önemli rol oynadığını aktardı.
“Tümörün derinliği ve lenf nodu tutulumunu en doğru şekilde gösteren yöntem EUS’tur. Doğru evreleme, tedavi başarısının en önemli belirleyicisidir.” dedi.
Cerrahi yöntemler hastaya göre planlanıyor
Evre I–III özofagus kanserinde cerrahinin temel tedavi basamaklarından biri olduğunu belirten Ermerak, günümüzde cerrahinin çoğunlukla kemoterapi ve/veya radyoterapi ile birlikte uygulandığını söyledi.
Kullanılan başlıca cerrahi teknikler arasında İvor Lewis, McKeown, transhiatal özofajektomi ve minimal invaziv özofajektomi (MIE) yer alıyor. TIME çalışmasının, minimal invaziv yöntemlerin daha az komplikasyon ve daha hızlı iyileşme sağladığını ortaya koyduğunu ifade etti.
Neoadjuvan tedavi ve immünoterapi sağkalımı artırıyor
Ameliyat öncesi uygulanan neoadjuvan kemoradyoterapinin, özellikle T2–T3 evre hastalarda standart yaklaşım haline geldiğini belirten Ermerak, CROSS protokolünün uzun dönem sağkalımı anlamlı şekilde artırdığını söyledi.
Ayrıca, ameliyat sonrası tam yanıt alınamayan hastalarda adjuvan immünoterapinin önemli bir seçenek olduğunu vurgulayan Ermerak, CheckMate-577 çalışmasının nivolumab tedavisinin nüks riskini belirgin biçimde azalttığını ortaya koyduğunu aktardı.
Erken evrede endoskopik tedavi mümkün
Erken evre (T1a) tümörlerde cerrahiye gerek kalmadan Endoskopik Mukozal Rezeksiyon (EMR) ve Endoskopik Submukozal Diseksiyon (ESD) yöntemlerinin uygulanabildiğini belirten Ermerak, özellikle Barrett zeminindeki erken evre adenokarsinomlarda bu yöntemlerin yüksek başarı sağladığını ifade etti.













