10 Mayıs Psikologlar Günü’nde yasal çağrı: Ruh sağlığı hizmetleri denetimsiz ve risk altında

10 Mayıs Psikologlar Günü'nde Türk Psikologlar Derneği, meslek yasasının olmamasının halk sağlığı açısından risk oluşturduğunu vurguladı. Klinik psikoloji dışındaki alanlarda çalışan psikologlar yasal dışına itiliyor.

10 Mayıs Psikologlar Günü’nde yasal çağrı: Ruh sağlığı hizmetleri denetimsiz ve risk altında

10 Mayıs Psikologlar Günü’nde yasal çağrı: Ruh sağlığı hizmetleri denetimsiz ve risk altında

Psikologlara özel meslek yasası hâlâ çıkmadı, hasta hakları tehlikede

İYİ PSİKOLOG / TÜRKİYE

Türk Psikologlar Derneği (TPD), 10 Mayıs Psikologlar Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, Türkiye’de ruh sağlığı alanındaki yasal eksikliklerin hem psikologların mesleki haklarını hem de toplumun psikolojik hizmetlere erişimini tehdit ettiğini vurguladı. TPD Başkanı Prof. Dr. Gökhan Malkoç’un açıklamaları, halk sağlığını doğrudan etkileyen ciddi boşluklara işaret ediyor.

Ruh sağlığı hizmetlerinde denetim sorunu

Türkiye’de ruh sağlığı alanında halen kapsamlı ve bağlayıcı bir yasa bulunmuyor. Bu yasal boşluk, hem mesleğin sınırlarını hem de hizmet sunumunun kalitesini belirsiz hale getiriyor. Malkoç’a göre bu durum, “şeffaf, denetlenebilir ve erişilebilir” olmayan bir sistemin doğmasına neden oluyor. Özellikle kendini “psikolog” olarak tanıtan, hiçbir yeterliliği olmayan kişilerin hizmet vermesi hem etik hem de sağlık açısından ciddi riskler doğuruyor.

Klinik psikoloji dışında kalanlar dışlanıyor

TPD’nin uzun süredir talep ettiği “Psikolog Meslek Yasası”, hâlâ çıkmış değil. Sağlık Bakanlığı’nın 29 Mart’ta yayımladığı yeni yönetmelik yalnızca klinik psikologlara serbest çalışma hakkı tanırken, gelişim, bağımlılık, adli ya da nöropsikoloji gibi birçok alanda çalışan uzman psikologları kapsam dışı bırakıyor. Bu da, eşdeğer yüksek lisans yapmış ve yıllardır sahada çalışan birçok psikoloğun yasal dışına itilmesine neden oluyor.

Yetersiz kadro ve eğitim imkânı

Türkiye’de 166 psikoloji bölümü bulunmasına rağmen, akademik kadro eksikliği nitelikli eğitim sürecini zora sokuyor. Her yıl 13 bine yakın mezun verilirken, mezunların büyük bir kısmı yüksek lisans için özel üniversitelere yönelmek zorunda kalıyor. Devlet üniversitelerinde açılan klinik psikoloji programlarının kontenjanları oldukça sınırlı.

Devlet yeterince kadro ayırmıyor

Prof. Malkoç, sadece 2025 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından ilan edilen 15 bin kadro içinde yalnızca 30 psikolog alımının yapılmasının, mevcut ihtiyaca göre “ciddiyetsiz” bir adım olduğunu belirtiyor. Özellikle genç intiharları, kadın cinayetleri, çocuk istismarları ve doğal afetler gibi toplumsal travmaların yoğun olduğu bir ülkede, psikolog ihtiyacının görmezden gelinmesi, halk sağlığı açısından ciddi bir zaaf oluşturuyor.

Psikologların talepleri neler?

TPD, meslek yasasının çıkarılmasının yanı sıra, psikologların bağımsız olarak çalışabileceği alanların tanımlanmasını, eşdeğer eğitim almış uzmanların serbest çalışma hakkı elde etmesini, ruhsatlandırma sisteminin yeniden düzenlenmesini ve etik denetimlerin meslek odası üzerinden yürütülmesini talep ediyor.

Ayrıca psikoloji disiplininin tüm alt dallarının (gelişim, spor, çevre, nöropsikoloji gibi) uzmanlık alanı olarak tanınması gerektiği de derneğin talepleri arasında yer alıyor.

Bakanlık ne diyor?

Sağlık Bakanlığı ise yayımladığı açıklamada, yönetmeliğin serbest sağlık meslek birimlerinin yaygınlaşmasını ve denetlenebilir hale gelmesini amaçladığını savunuyor. Buna göre yalnızca klinik psikologlar ruhsatla özel sağlık birimi açabilecek. Ancak diğer psikologlar yalnızca klinik psikologlar yanında çalışabilecek.

Bu sınırlamanın, hem psikolojik desteğe erişimi zorlaştırdığı hem de kamu sağlığı üzerinde dolaylı etkiler yarattığı açıkça görülüyor.

10 Mayıs Psikologlar Günü’nde yapılan bu uyarılar, hem psikologların mesleki haklarının hem de vatandaşların ruh sağlığı hizmetlerine güvenli ve etkili şekilde erişmesinin sağlanması için kritik önem taşıyor.

www.iyipsikolog.com