AKP’de sonrası senaryoları: İktidar medyasındaki tartışmalar ne anlatıyor?

AKP’de “Erdoğan sonrası”na dair iktidar medyasındaki yazılar, aile–yakın çevre ve Hakan Fidan ekseninde yeni liderlik senaryolarını gündeme taşıdı. Ankara kulisleri, “lider partisi” gerçeği, ekonomi yükü ve sokak siyaseti eksiği ışığında ihtimalleri tartışıyor.

AKP’de  sonrası  senaryoları: İktidar medyasındaki tartışmalar ne anlatıyor?

AKP’de “sonrası” senaryoları: İktidar medyasındaki tartışmalar ne anlatıyor?

YEREL GÜNDEM / ANKARA, TÜRKİYE

İktidar cephesinde sıra dışı gündem: “Erdoğan sonrası” yazıları

İktidar medyasının son haftalarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sonrası liderlik senaryolarına odaklanan yazıları Ankara kulislerini hareketlendirdi. Parti içi kliklerin yansımalarını da taşıyan bu metinler, kimi yorumculara göre bir “nabız yoklama” işlevi görüyor. AKP’de uzun yıllar görev yapmış isimlerin değerlendirmesi ise net: Erdoğan’ın siyaseti bırakacağına dair bir plan yok; parti de kişisel liderliğin gölgesinden çıkmakta zorlanıyor.

“Lider partisi” gerçeği ve tarihsel örnekler

Ankara’daki değerlendirmelere göre AKP’nin kurumsal yapısı, “lider partisi” tanımına daha yakın duruyor. Bu nedenle, Erdoğan’ın resmen işaret edeceği bir ardıl dahi olsa partinin bütünlüğünü ve oy tabanını korumak zorlaşıyor. Türkiye siyasetinde Demirel, Özal ve Erbakan sonrasında yaşanan çözülmeleri hatırlatan siyasetçiler, “parti fikriyatının yeni bir yapı içinde devam etme” ihtimalini de dile getiriyor. Bu çerçevede, AKP’den doğabilecek yeni bir oluşumun, mevcut imaj sorunlarını taşımadan seçmene hitap etme olasılığı konuşuluyor.

“Enkaz devralma” korkusu: Ekonomi ve imaj yükü

Parti içinde ismi geçen muhtemel lider adaylarının önündeki en büyük bariyer, “enkaz devralma” endişesi. Hatırlatılan örnek ANAP’ın son dönemleri: Yolsuzluk iddiaları, ayrışmalar ve ekonomik krizin gölgesi, yönetim değişse de imajı dönüştürmeye yetmemişti. Bugün de yüksek enflasyon, gelir dağılımı adaletsizliği ve kurumsal yorgunluk gibi başlıklar, “bayrak devri” ihtimalini siyaseten riskli kılıyor. “Acı reçete”nin sonuçlarının alınmadığı bir dönemde sandık öngörüsü yapmak, kulislerde “yüksek maliyetli bir kumar” olarak görülüyor.

Aile ve yakın çevre tartışmaları: Bilal Erdoğan, Berat Albayrak, Selçuk Bayraktar

Yaz köşelerinde Bilal Erdoğan’a yönelik “Milli Görüş’ü temsil” vurgusundan, bürokraside görünürlük kazanan Selçuk Bayraktar’a kadar farklı isimler gündeme taşındı. Diğer yandan, Berat Albayrak’ın “saray–parti köprüsü” rolü üstlenebileceği yönündeki senaryoların parti içinde karşılık bulmadığı ifade ediliyor. Aile üyelerine dair bu tartışmalar, kamuoyunda “siyasetin hanedanlaşması” eleştirileriyle de kesişiyor. Ancak hükümette resmi görevi olmayan isimlerin, vali ziyaretlerinden savunma bürokrasisi dosyalarına kadar farklı alanlarda görünür hale gelmesi, “gölge siyaset” tartışmalarını canlı tutuyor.

Hakan Fidan faktörü: Dış politikadaki profil, “sokak siyaseti” eksiği

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, son yazılarda “aile dışı” tek güçlü seçenek olarak öne çıkarılıyor. Uluslararası ağlar ve devlet tecrübesi artı hanesine yazılırken, “sokakta karşılığı ve sahicilik” başlıklarında soru işaretleri sıralanıyor. İstihbarat geleneğinden gelen bir siyasetçinin, yüksek gerilimli meydan siyasetinde nasıl bir dil kuracağı, “kitlelerle temas” performansının nasıl şekilleneceği iktidar medyasında bile tartışma konusu. Bu nedenle Fidan’ın profilini sivrilten metinlerde, “daha sosyal ol, mesafe açma” türü uyarılar dikkat çekiyor.

Medya üzerinden hizalanma: Kimin yazısı kime konuşuyor?

İktidar medyasındaki her yazının bir kanada referans verdiği, hatta kimi metinlerin doğrudan “servis” niteliği taşıdığı değerlendirmeleri, AKP içi gruplaşmanın boyutunu gösteriyor. Bu tabloda, “gelecek hesabı” yapan aktörlerin yazı ve yorumlar üzerinden pozisyon aldığı; parti dışı kamuoyuna ise kontrollü bir “algı penceresi” sunulduğu yorumları yapılıyor. Özgür medya ekosisteminin genişlemesi halinde, “iç yüz” tartışmalarının daha yüksek perdeden duyulacağı da kulis notları arasında.

Son fotoğraf: Konuşulacak ama karar masrafı yüksek

Ankara’daki hâkim kanaat, “Erdoğan sonrası” başlığının kaçınılmaz olarak gündemde kalacağı; ancak kısa vadede somut bir planın bulunmadığı yönünde. Parti içi güç dengeleri, ekonomik tablo ve toplumsal yorgunluk birleştiğinde, “bayrak devri”nin hem siyasi hem psikolojik maliyeti artıyor. Bu nedenle, isimler dolaşıma girse de karar anına yaklaşıldıkça dosyanın kapanması; aksi durumda ise siyasetin yeni bir kurumsal çerçeve arayışına girmesi olası senaryolar arasında sayılıyor.


www.yerelgundem.com