Almanya’dan Atina’ya SAFE baskısı: Berlin, Türkiye vetosunun kalkmasını istiyor
Almanya Dışişleri Bakanı Wadephul pazartesi Atina’da. Berlin, Türkiye’nin AB’nin 150 milyar euroluk SAFE savunma programına katılımına Yunan vetosunun kaldırılmasını istiyor. Atina “egemenlik” gerekçeleriyle direnirken AB’de çoğunluk Ankara’dan yana.
Almanya’dan Atina’ya “SAFE” baskısı: Berlin, Türkiye vetosunun kalkmasını istiyor
YEREL GÜNDEM / ATİNA, YUNANİSTAN
Wadephul pazartesi Atina’da: Gündem Türkiye’nin SAFE katılımı
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul’un pazartesi günü Atina’ya yapacağı resmi ziyarette ana başlığın, Türkiye’nin AB’nin yeni savunma fonu programı SAFE’e katılımı olduğu belirtiliyor. Yunan basınında yer alan haberlere göre Berlin, Atina’nın itirazlarını geri çekmesi için bastıracak. Almanya, programın son başvuru tarihi olan 30 Kasım yaklaşırken dosyayı sonuçlandırmak istiyor.
150 milyar euroluk “SAFE”: Avrupa savunmasında ortak üretim hedefi
Avrupa Güvenlik Eylem Planı (SAFE) ile AB, 150 milyar euro tutarında bir çerçeve üzerinden savunma sanayisini güçlendirmeyi, ortak tedarik–ortak üretim–ortak yatırım kanallarını kurmayı hedefliyor. Türkiye’nin katılımı; platform, alt sistem ve mühimmat gibi alanlarda tedarik zincirine erişim, ortak Ar-Ge ve Avrupa pazarına entegrasyon gibi başlıklarda stratejik etkiler doğurabilir. Berlin, savunma ekosisteminin kapsayıcı ve rekabetçi tasarlanmasından yana; Atina ise egemenlik ihtilafları çözümlenmeden Ankara’nın programa girmesine itiraz ediyor.
Kopenhag hattı: Merz–Miçotakis–Rutte üçgeninde “engel kalksın” çağrısı
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, geçen hafta Kopenhag’da yapılan Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısında Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile bir araya gelmişti. Diplomatik kaynaklara göre görüşmede, Türkiye’nin SAFE’e katılımı önündeki engellerin kaldırılması gündeme geldi. Miçotakis, Atina’nın tutumunu tekrarlayarak “Karasularımızı genişletmemiz halinde savaş tehdidi (casus belli) sürdükçe ve ‘gri bölge’ iddiaları devam ettikçe Türkiye SAFE’e katılamaz” mesajı verdi.
Atina’nın yalnızlığı: İtiraza Paris ve Lefkoşa destek veriyor
Kulislere göre Yunanistan’ın itirazına yalnızca Fransa ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi destek veriyor. Diğer AB üyeleri, Türkiye’nin katılımına olumlu bakıyor. Özellikle Doğu Avrupa ülkeleri, NATO’nun ikinci büyük ordusu ve gelişen savunma sanayisi nedeniyle Türkiye’yi “stratejik ortak” olarak değerlendiriyor. Bu başkentlerde, Ankara’nın Ukrayna–Rusya hattındaki denge siyasetine yönelik temkin sürse de, “Avrupa’nın Türkiye’nin sanayi kapasitesine ve gerektiğinde sahadaki varlığına ihtiyaç duyduğu” görüşü ağır basıyor.
Berlin’in hesabı: Takvim sıkışıyor, tedarik zinciri kaybedilmek istenmiyor
Berlin cephesi, son başvuru tarihi yaklaşırken SAFE’in etki alanını genişletmek ve tedarik zincirini mümkün olduğunca Avrupa merkezli kurmak istiyor. Türkiye’nin dışarıda kalması;
-
Belirli platform ve alt sistemlerde maliyet/teslimat riskini artırabilir,
-
NATO içi ara yüz ve standardizasyon hedeflerini zorlayabilir,
-
Ukrayna savaşı sonrası büyüyen talepte kapasite darboğazlarını derinleştirebilir.
Bu nedenle Almanya, Atina’yı siyasi itirazı teknik çerçevenin önüne koymama yönünde ikna etmeye çalışıyor.
Atina’nın kırmızı çizgileri ve olası “koşullu onay” senaryosu
Yunan hükümeti, Ege’deki egemenlik ihtilafları çözülmeden Ankara’nın SAFE’e kabulünü “yanlış mesaj” olarak görüyor. Ancak diplomatik çevreler, “koşullu onay” ihtimalinin masada kalmaya devam ettiğini, bunun da uygulama sürecinde siyasi kaydıtlar, belirli alt kalemlerde kademeli erişim veya üyelik içi denetim mekanizmaları gibi formüllerle şekillenebileceğini aktarıyor. Wadephul–Atina hattındaki görüşmelerin bu ara formülleri test etmesi bekleniyor.
Ankara ne bekliyor? “Avrupa ile savunma bağını normalleştirme”
Ankara açısından SAFE; ortak proje ve finansman havuzlarına erişim, Avrupa standartlarında sertifikasyon, yerli tedarikçilerin AB pazarına ölçekli girişi ve NATO/AB ara yüzlerinin uyumu gibi kazanımlar anlamına geliyor. Türk savunma sanayisinin ihracat ivmesi ve platform çeşitliliği, Avrupa’nın arz güvenliği ile maliyet etkinliği hedefleriyle kesişiyor. Bu çerçevede Türkiye, politik ihtilaflar ile teknik işbirliğinin ayrıştırılması gerektiği görüşünde.
Gözler pazartesi temaslarında
Wadephul’un Atina ziyareti, kasım sonuna kadar sürecin seyrini belirleyecek en kritik duraklardan biri olacak. Berlin “zaman baskısı” vurgusunu artırırken, Atina “egemenlik” başlıklarını kırmızı çizgi olarak koruyor. Kopenhag temaslarının ardından sahneye çıkacak bu ikinci tur diplomasi, Türkiye’nin SAFE dosyasının kaderini tayin edebilir.













