AP raportörü Amor: Türkiye demokrasi standartlarında en geride

AP’nin Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, AB Komisyonu’nun 2025 Türkiye Raporu’nu “şimdiye kadarki en donmuş dönem” diye niteleyerek, yargı bağımsızlığı ve muhalefete baskı nedeniyle “artık üyelik sürecinden söz etmenin imkânsız” olduğunu söyledi.

AP raportörü Amor: Türkiye demokrasi standartlarında en geride
AP’nin Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Brüksel’de Türkiye raporu hakkında açıklama yaparken — AB-Türkiye ilişkileri bağlamı

YEREL GÜNDEM / ANKARA, TÜRKİYE — 07 KASIM 2025

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Avrupa Komisyonu’nun 2025 Türkiye Raporu’nu değerlendirerek, Türkiye’deki demokratik gerilemenin “her yıl daha da derinleştiğini” söyledi. Amor, “Artık üyelik sürecinden bahsetmek imkânsız. Türkiye, demokrasi standartları açısından tarihin en gerisinde” değerlendirmesinde bulundu.

Amor, yargı bağımsızlığına ilişkin eleştirilerin raporda güçlü şekilde yer aldığını, İstanbul Başsavcısı’nın “iktidarın çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini” düşündüklerini belirtti ve “Avrupa’da Türkiye’deki demokratik durum konusunda herkes aynı fikirde” dedi.

“Üyelik süreci şimdiye kadarki en donmuş halinde”

AP raportörü, Komisyon raporunda ekonomi yönetimine dair kısmi olumlu ifadeler bulunsa da bunun üyelik dosyasını hareketlendirmeye yetmeyeceğini vurguladı:
“İmamoğlu davası, muhalefet belediyelerine yönelik müdahaleler, DEM’e baskılar, gazetecilerin hedef alınması ve iş dünyasına yönelik tehditler… Bunların hepsi aynı tabloyu gösteriyor. Artık AB’ye üyelik süreci tamamen donmuş durumda; hatta şimdiye kadarki en donmuş hali.”

Amor, Ankara’nın zaman zaman “Ankara kriterleri” söylemiyle karşılık verdiğini ancak bunun “siyasi irade olmadığı sürece sadece süslü söz” olacağını söyledi.

“Yargı, siyasi amaçlarla kullanılıyor”

Amor, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararlarının uygulanmaması ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının tanınmaması eleştirilerinin AB kurumlarının ortak tutumu olduğunu hatırlattı.
“Artık AYM’nin bir otoritesi kalmadı çünkü devlet, hakimler ve savcılar üzerinde disiplin mekanizması işletmiyor” diyen Amor, İstanbul Başsavcısı hakkında daha önce yaptırım çağrısında bulunduklarını anımsatarak, “Açıkça siyasi bir gündemle hareket ediyor, yargıyı araç olarak kullanıyor” ifadelerini kullandı.

“Önemli ortak” denildikçe “aday ülke” olmaktan uzaklaşılıyor

AP raportörü, AB liderlerinin ziyaretlerinde Türkiye için sık kullanılan “önemli ortak” vurgusunun da gerçekte üyelik perspektifinin zayıfladığının işareti olduğunu söyledi:
“Ne kadar çok ‘önemli ortak’ denirse, o kadar az ‘aday ülke’ oluyorsunuz. Ticaret, güvenlik, göç alanlarında iş birliği mümkün; ama üyelik, demokrasi ve hukuk devletine bağlı bir süreçtir.”

Amor, Türkiye’nin başkanlık sistemine referandumla geçtiğini ve bunun egemenlik hakkı olduğunu belirterek, “Ama şimdi ülke bunun sonuçlarını yaşıyor” dedi.


www.yerelgundem.com